WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Borçlunun takip talebinde istenen işleyecek faiz oranına itirazı da borca itiraz niteliğinde olduğundan bu maddede öngörülen zorunluluğa ve kurala tabi olup bu husustaki itirazını icra mahkemesine bildirmelidir. Ancak somut olayda boçluların ödeme emri tebliğ tarihlerine göre yasal süre içerisinde işlemiş faiz miktarına ya da işleyecek faiz oranına bir itirazı olmadığı görülmektedir. Bu nedenle mahkemece, şikayet dilekçesinde talep olmadığı halde takipte kesinleşen işlemiş faiz oranı ve miktarına yönelik bilirkişi raporu aldırılması yerinde değildir. Öte yandan, takip talebinde istenen faiz oranının cinsinin belirtilmesi ya da istenen faiz oranının o tarihte uygulanan yasal veya ticari faiz oranlarından birine denk gelmesi durumunda o cins faiz oranının istendiğinin kabulü gerekeceğinden ödeme emrine yasal sürede itiraz edilmemiş olsa bile faizin istenen faiz türüne göre ve değişen oranlarda hesaplanması gerekir....

    İnşaat Taah.ve İnş.Malz.Makine San.ve Tic.Ltd.Şti., borçlu ... olup 3.700,00 TL bono bedelli ve 5.263,39 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 9.013,29 TL alacak üzerinden ilamsız takip yapıldığı ve itiraz üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır. Davalı borçlunun 12.03.2020 tarihli dilekçesi ile, borca ve icra dairesinin yetkisine itiraz etmiş ancak, yetkili icra müdürlüğünün hangisi olduğuna ilişkin açıklama yapmadığı anlaşılmıştır. Somut olayda, davalı borçlu dava konusu takip dosyasında ödeme emrine itiraz dilekçesinde icra dairesinin yetkisine itiraz etmiş, yerleşim yeri adresinin Ankara olduğunu belirtmiş, ancak yetkili icra dairesini göstermemiş olduğu gibi davalı borçlunun dosya kapsamına göre, itirazın iptali davalarında; hem icra dairesinin hemde mahkeme yetkisine itiraz edilmesi durumunda İ.İ.K. 50.maddesi uyarınca öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itirazın HMK'nın 164.madde hükmü uyarınca önsorun olarak incelenmesi gerekir....

      İnşaat Taah.ve İnş.Malz.Makine San.ve Tic.Ltd.Şti., borçlu ... olup 3.700,00 TL bono bedelli ve 5.263,39 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 9.013,29 TL alacak üzerinden ilamsız takip yapıldığı ve itiraz üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır. Davalı borçlunun 12.03.2020 tarihli dilekçesi ile, borca ve icra dairesinin yetkisine itiraz etmiş ancak, yetkili icra müdürlüğünün hangisi olduğuna ilişkin açıklama yapmadığı anlaşılmıştır. Somut olayda, davalı borçlu dava konusu takip dosyasında ödeme emrine itiraz dilekçesinde icra dairesinin yetkisine itiraz etmiş, yerleşim yeri adresinin Ankara olduğunu belirtmiş, ancak yetkili icra dairesini göstermemiş olduğu gibi davalı borçlunun dosya kapsamına göre, itirazın iptali davalarında; hem icra dairesinin hemde mahkeme yetkisine itiraz edilmesi durumunda İ.İ.K. 50.maddesi uyarınca öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itirazın HMK'nın 164.madde hükmü uyarınca önsorun olarak incelenmesi gerekir....

        Borçlu yetki itirazı ile birlikte borcun esasına da itiraz etmişse, alacaklı aynı Kanun'un 67/1. maddesi uyarınca önce İcra Hukuk Mahkemesi'ne itirazın kaldırılması için başvurabileceği gibi, dilerse genel mahkemeye itirazın iptali davası da açabilir. Borçlu yetki itirazı ile birlikte borcun esasına da itiraz etmiş ve itirazın kaldırılması için önce itirazın kaldırılması davası açılmışsa, İcra Hukuk Mahkemesi tarafından önce yetki itirazı incelenip karara bağlanacaktır. Borçlunun yetki itirazı ile birlikte borca itiraz etmesi ve alacaklının da genel mahkemede itirazın iptali davası açması halinde, genel mahkeme icra dairesinin yetkisine karşı yapılan itirazı İcra Hukuk Mahkemesi yerine geçerek çözümlemelidir. Zira, genel mahkemenin de yetki itirazını incelemeye yetkili olduğunun kabulü gerekir. .... İcra Dairesi'nin ......

          Buna göre, borçluların borca faize ve ferilerine itiraz dilekçesi sunması ile birlikte iddianın genişletilmesi yasağının başladığının kabulü gerekmekte olup, aynı dosyadan ayrı bir dilekçe ile takip sonrası zamanaşımı iddiası karşı tarafın rızası olmaksızın incelenemeyeceğinden, davalı alacaklının da iddiaların genişletilmesine muvafakat vermediği anlaşılmakla davacının istinafında isabet bulunmamaktadır. Yukarıda açıklanan sebeplerle davacıların istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1- b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

          Takibe itiraz edilmesinden sonra, gerek borçlunun itirazından vazgeçmesi ve gerekse alacaklının itirazı kabul etmesi yahut icra dairesine başvurup takipten feragat etmesi, süresi içinde usulüne uygun olarak yapılan itirazın esasının incelenmesine engel değildir. Aksinin kabulü halinde, itiraz üzerine haklı olmadığını anlayan tarafın talebinden vazgeçmek suretiyle aleyhine tazminata hükmedilmesini engellemesi gibi kabulü mümkün olmayan bir durum ortaya çıkar (HGK'nun 16.10.1996 tarih, 1996/601-711 ve 21.3.2001 tarih, 2001/266 sayılı kararları). Bu durumda her ne kadar alacaklı takipten feragat etmiş ise de, borçlu borca itirazı ile birlikte tazminat talebinde bulunduğundan, mahkemece, borçlunun itirazında haklı olup olmadığı değerlendirilerek oluşacak sonuca göre tazminat talebi hakkında bir karar verilmesi gerekirken, bu yöndeki istemin reddi isabetsizdir....

            Takibe itiraz edilmesinden sonra, gerek borçlunun itirazından vazgeçmesi ve gerekse alacaklının itirazı kabul etmesi yahut icra dairesine başvurup takipten feragat etmesi, süresi içinde usulüne uygun olarak yapılan itirazın esasının incelenmesine engel değildir. Aksinin kabulü halinde, itiraz üzerine haklı olmadığını anlayan tarafın talebinden vazgeçmek suretiyle aleyhine tazminata hükmedilmesini engellemesi gibi kabulü mümkün olmayan bir durum ortaya çıkar (HGK'nun 16.10.1996 tarih, 1996/601-711 ve 21.3.2001 tarih, 2001/266 sayılı kararları). Bu durumda her ne kadar alacaklı takipten feragat etmiş ise de, borçlu borca itirazı ile birlikte tazminat talebinde bulunduğundan, mahkemece, borçlunun itirazında haklı olup olmadığı değerlendirilerek oluşacak sonuca göre tazminat talebi hakkında bir karar verilmesi gerekirken, bu yöndeki istemin reddi isabetsizdir....

              , her ne kadar davalı tarafından takibe konu alacağın zamanaşımına uğradığı iddia edilmişse de Faturalar’dan en eski fatura ---- tarihli olduğunu, bu kapsamda, yasal süresi içerisinde icra takibi başlatılmış olup Davalı’nın zamanaşımı itirazı gerçeğe ve hukuka aykırı olduğunu, davalı’nın haksız itirazı nedeniyle en az---- icra inkar tazminatı yükletilmesi gerektiğini, tüm bunlara ek olarak alacak hesaplanabilir olduğunu ve davalı faturaya itiraz etmediğini, dolayısıyla dava konusu likid bir alacak olduğunu, davalı’nın haksız itirazı nedeniyle ---- az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, yukarıda açıklanan nedenlerle davacı şirket tarafından başlatılan icra takibine davalı’nın yapmış olduğu haksız itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini, icra inkar tazminatına hükmedilmesini ve yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini dava ve talep ettiği görülmüştür....

                nun 168/5. maddesine dayalı olarak borca itiraz ettiği, mahkemece, itiraz kabul edilerek takibin iptaline karar verildiği görülmektedir. Borca itiraz hakkında uygulanması gereken İİK'nun 169/a maddesinin 5. fıkrasında; “İtirazın kabulü kararı ile takip durur” hükmüne yer verilmiştir. Mahkemece, borçlunun borca itirazı kabul edildiğine göre, İİK'nun 169/a-5. maddesi uyarınca takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından, kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir....

                  nun 168/5. maddesine dayalı olarak borca itiraz ettiği, mahkemece, itiraz kabul edilerek takibin iptaline karar verildiği görülmektedir. Borca itiraz hakkında uygulanması gereken İİK'nun 169/a maddesinin 5. fıkrasında; “İtirazın kabulü kararı ile takip durur” hükmüne yer verilmiştir. Mahkemece, borçlunun borca itirazı kabul edildiğine göre, İİK'nun 169/a-5. maddesi uyarınca takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından, kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu