Mahkemece zamanaşımı itirazı kabul edildiğine ve zamanaşımı itirazı esasa ilişkin nedenlerden bulunmadığına göre; alacaklının tazminat ile sorumlu tutulması doğru bulunmadığı gibi, mahkemece öncelikle alacaklının kambiyo senetlerine mahsus yol ile takip hakkının bulunmadığı nedeniyle re'sen İİK'nun 170/a-2. maddesi uyarınca takibin iptaline karar verilmesi gerektiğinden ve bu maddede de tazminata ve para cezasına ilişkin düzenleme bulunmadığından alacaklı aleyhine tazminata hükmedilmesi isabetsiz olup, kararın bu nedenle bozulması gerekir ise de anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, mahkeme kararının düzeltilerek onanması yoluna gidilmiştir....
İcra Müdürlüğü 2018/6018 esas sayılı icra takibine ve borca itiraz edildiğini, borçlu T8 tarafından Şanlıurfa 1. İcra Müdürlüğü 2018/6018 esas sayılı icra takibine borçlu tarafından borca ve yetkiye itiraz edildiğini, takibin durduğunu, T8 ve T7 ayrıca yetki itirazlarında bulunduklaını, borca ve yetkiye itirazın iptaline,alacağın %20'den az olmamak kaydıyla davalılar aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı T3 vekili cevap dilekçesinde özetle; zamanaşımı ve husumet itirazı ileri sürerek, İzmir Mahkemelerinin yetkili olduğunu, öncelikle yetki itirazı nedeni ile davanın usulden aksi halde davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Borçlu vekilinin hükmü temyizi üzerine, Dairemizce, 21.06.2012 tarih ve Esas, sayılı kararla; mahkemece incelenen bu şikayet nedeninin reddi kararı yönünden temyiz itirazı reddedilmiş ise de, şikayet nedenleri arasında yer alan zamanaşımı, alacak ve faiz miktarının ilama aykırı olarak fazla istendiği ve kısmi ödeme itirazları konusunda eksik inceleme nedeniyle, bunların da incelenmesi amacıyla araştırma bozması yapılmıştır. Bozma kararı sonrası mahkemece, zamanaşımı itirazı yönünden inceleme yapılarak, yine faize itiraz yönünde resen yapılan hesaplama sonucunda faiz oran ve miktarında bir fazlalık bulunmadığı da tespit edilerek, her iki itirazın da yerinde olmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiş, hüküm borçlu tarafından tüm itirazları yönünde mahkemece kabul kararı verilmesi gerektiği gerekçesiyle temyiz edilmiştir....
E. sayılı dosyasında, 20.01.2015 tarihinde ilamsız icra takibine girişildiği, icra takibinin davalı borçlunun süresi içerisinde yetkiye ve borca itirazı sonucu 05.02.2015 tarihinde durduğu, aradan 1 yıl 9 ay geçtikten sonra 11.11.2016 tarihinde icra dosyasının yetkili icra dairesine gönderilmesinin talep edildiği, yetkili Büyükçekmece ... İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı dosyasında çıkarılan ödeme emrine, 24.11.2016 tarihinde süresi içinde yeniden borca itiraz üzerine takibin durduğu, eldeki davanın ise, 12.01.2017 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır. İcra takibinin itiraz üzerine durması halinde, alacaklının kesilen ve yeniden başlayan zamanaşımı süresinin tekrar kesilmesini ve yeni bir sürenin başlamasını teminen yapabileceği tek işlem, itirazın iptalini veya kaldırılmasını dava etmekten ibarettir. Söz konusu işlemlerin, istikrar kazanan Yargıtay uygulaması ve doktrince de benimsenen “uyuşmazlığı ileriye götüren işlemler” niteliğinde olduğu açıktır....
Borçlu yetki itirazı ile birlikte borcun esasına da itiraz etmişse, alacaklı aynı Kanun'un 67/1. maddesi uyarınca önce İcra Hukuk Mahkemesi'ne itirazın kaldırılması için başvurabileceği gibi, dilerse genel mahkemeye itirazın iptali davası da açabilir. Borçlu yetki itirazı ile birlikte borcun esasına da itiraz etmiş ve itirazın kaldırılması için önce itirazın kaldırılması davası açılmışsa, İcra Hukuk Mahkemesi tarafından önce yetki itirazı incelenip karara bağlanacaktır. Borçlunun yetki itirazı ile birlikte borca itiraz etmesi ve alacaklının da genel mahkemede itirazın iptali davası açması halinde, genel mahkeme icra dairesinin yetkisine karşı yapılan itirazı İcra Hukuk Mahkemesi yerine geçerek çözümlemelidir. Zira, genel mahkemenin de yetki itirazını incelemeye yetkili olduğunun kabulü gerekir. Esasen İcra Hukuk Mahkemesi'nden daha geniş yetkili olan genel mahkemenin yetki itirazını inceleyememesi için bir neden de bulunmamaktadır....
Hakim, duruşma sonucunda borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı halinde itirazı kabul eder. İcra mahkemesi hakimi yetki itirazının incelenmesinde taraflar gelmese de gereken kararı verir." Somut olayda başvuru, borca itiraz niteliğinde olup, anılan madde gereğince mahkemece mutlaka duruşma açılmalı ve itiraz duruşmalı olarak incelenmelidir. Dosya üzerinde yapılan inceleme ile sonuca gidilemez. O halde mahkemece duruşma açılarak ve tarafların gösterecekleri deliller toplanarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, dosya üzerinde inceleme yapılarak yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte yetkiye ve borca itirazdır. İİK'nun 169/a-1. maddesine göre; "İcra mahkemesi hakimi, itiraz sebeplerinin tahkiki için iki tarafı en geç otuz gün içinde duruşmaya çağırır. Hakim, duruşma sonucunda borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı halinde itirazı kabul eder. İcra mahkemesi hakimi yetki itirazının incelenmesinde taraflar gelmese de gereken kararı verir." Somut olayda, başvuru yetkiye itiraz niteliğinde olup, anılan madde gereğince mahkemece mutlaka duruşma açılmalı ve itiraz duruşmalı olarak incelenmelidir. Dosya üzerinden karar verilemez. Yetki itirazının incelenmesinde taraflar gelmese bile gereken kararın verilmesi zorunludur.” (Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 18/09/2019 tarihli, 2019/9756 E, 2019/12929 K. sayılı içtihadı)....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, bonoya dayalı, kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte, senedin zorunlu unsurlarının sonradan doldurulduğu iddiasına dayalı kambiyo şikayeti ile, borca itiraz (takip zamanaşımı, ödeme ve faiz itirazı) niteliğindedir. Gebze 4. İcra Müdürlüğünün 2019/49249 esas sayılı dosyası ile alacaklı T3 nın borçlu T1 ... Ltd. Şti. aleyhine kambiyo senetlerine özgü icra takibi başlattığı, 02.01.2020 tarihinde yetlkili icra müdülüğünce ödeme emri tebligatının davacı/borçluya tebliğ edildiği davacının süresi içerisinde kambiyo takibinde itiraz ve şikayette bulunduğu, yapılan itirazın süresinde olduğu anlaşılmıştır. İİK'nun 170/a-2. maddesi gereğince, icra mahkemesince, alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkının bulunup bulunmadığı re'sen araştırılmak zorundadır....
İlk derece mahkemesi; senetlerin vade tarihlerinin 15/05/2014 ve 05/05/2014 olduğu, alacaklının 3 yıllık zamanaşımı süresi geçmeden 25/08/2014 tarihinde takip başlattığı, dolayısıyla bonolar için yasada öngörülen (3) yıllık zamanaşımının gerçekleşmediği, davacı tarafından takibin borca itiraz davası sebebi ile 04/09/2014 tarihinde durdurulduğu ve tedbirin 07/12/2020 tarihinde kaldırıldığı anlaşıldığından davacı tarafından yapılan zamanaşımı itirazı yerinde görülmeyerek davanın reddine karar vermiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; gerekçeli kararda bahsedilen ihtiyati tedbirin fiilen hiç uygulanmadığını, icra dosyasından defalarca icra ve haciz işlemlerinin yapıldığını, yapılan onca haciz işlemine rağmen dosyadaki tedbirden bahsedilmesinin mümkün olamayacağını, takibe konu bonoların zamanaşımına uğradığını beyan ederek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir....
içerisine ilk olarak sunulan borca itiraz dilekçesi, davalı borçlu şirket yetkilisi ...nun e-imzası ile 01.09.2023 tarih 19:58 saatinde imzalanarak UYAP sistemine 01.09.2023 tarihinde gönderilen borca itiraz dilekçesi olup ilgili borca itiraz dilekçesinde herhangi bir yetki itirazı bulunmamakta olup yalnızca borca itiraz edildiği,dosya içerisine sunulan ikinci borca itiraz dilekçesi davalı borçlu şirket yetkilisi ...nun e-imzası ile 01.09.2023 tarih 20:18 saatinde imzalanarak UYAP sistemine 01.09.2023 tarihinde gönderildiği,ilgili borca itiraz dilekçesi incelendiğinde, dilekçe üzerinde Küçükçekmece İcra Dairesinin yetkisine itiraz edildiği,ancak dilekçede açıkça yetkili icra dairesinin gösterilmemiş, belirtilmemiş olduğunu, bu durum karşısında İİK madde 50 gereği para borçları için takip hususunda HMK da yer alan yetkiye dair hükümler kıyas yoluyla uygulanmakta olup HMK madde 19 kapsamında yetki itirazında bulunan tarafın yetkili mahkemeye/daireyi açıkça belirtmek zorunda olduğunu,somut...