Mahkemece, davacının zarara uğradığını raporun düzenlendiği 14.07.2011 tarihinde öğrendiği gerekçesi ile davanın zaman aşımı nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir . Dava, sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan alacağı ilişkin olduğundan zamanaşımı definin buna göre çözümlenmesi gerekir. BK 66. maddesinde yeralan düzenlemeye göre, iade alacaklısının geri alma hakkının varlığını öğrenmesinden itibaren 1 yıl ve herhalde bu hakkın doğduğu tarihten itibaren 10 yıl sonra nedensiz zenginleşmeden doğan iade istemi zamanaşımına uğrar. TBK 82. maddesinde ise aynı ilkeler benimsenmiş, ancak 1 yıllık süre 2 yıl olarak kabul edilmiştir. Bir yıllık sürenin başlaması için, iade alacaklısının kendisi aleyhine zenginleşen kişiyi ve zenginleşmenin kapsamını (nedensiz olarak uğranılan malvarlığı azalmasını) bilmesi aranmalıdır. Zira, davalının zenginleşmesinin, davacının hukuk alanının ihlali sonunda elde edildiği bilinmeden dava açılamaz....
Davalı vekili, davacının ıslah dilekçesine karşı kanuni süre içerisinde zaman aşımı def'inde bulunmuştur. Bu durumda, davacının hak kazandığı alacaklarının miktarının yöntemine uygun biçimde ileri sürülen ıslaha karşı zamanaşımı def'i değerlendirilerek belirlenmesi gerekmektedir. Davalı vekilinin ıslah dilekçesine karşı süresinde ileri sürdüğü zamanaşımı defi değerlendirilmeksizin hüküm kurulması hatalı olup bozma sebebidir. Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 24.04.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
B) Davalı Cevabının Özeti: Davalı vekili zaman aşımı def’inde bulunduklarını, davacının izin dönüşü olan 16.01.2013 günü ve devamında izinsiz ve mazeretsiz olarak işe gelmediğini, bu günlerle ilgili tutanak tutulduğunu, devamında 18.01.2013 tarihli ihtarnamenin gönderilerek işe gelmemesinin geçerli bir mazerete dayanıyor olması halinde bu hususu bildirerek işe başlamasının aksi takdirde iş akdinin feshedileceğinin ihtar edildiğini, bu esnada davacının 25.01.2013 tarihli ihtarnamesi ile tek taraflı olarak iş akdini feshettiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti: Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın Kısmen Kabulü'ne karar verilmiştir. D) Temyiz: Kararı davacı ve davalı vekili temyiz etmiştir....
Şti'ye olduğu araç iddia edilen araç davacı idareye ait korkuluklara çarparak hasarlamış ve davacı idare tarafından oluşan bu hasar miktarının tazmini yetkili organları aracılığı ile talep edilmiştir.Mahkeme tarafından davalı ... turizm vekili ve davalı ...’ın ileri sürdüğü zaman aşımı defi kabul edilerek davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.4353 sayılı Muhakemat Kanununa tabi kurum avukatları ile ilgili olarak zamanaşımının başlangıç süresi, dava açmaya yetkili kuruma ilgili idare tarafından dava açılması için yazılı olarak emir verildiği ve dava açma yazısı ile zararı ve faili öğrendiği tarihten itibaren başlar. Somut olayda, kaza nedeniyle zarar gören davacı idarece 11.01.2012 tarihli yazı ile Karayolları 12....
Davalı vekili, zaman aşımı defi ileri sürmüş, davacının kredi kefili olarak usulünce ödeme yapmadığını savunarak, davanın reddini ve kötüniyet tazminatının davacıdan tahsilini istemiştir. Mahkemece, davacının davalının kullandığı krediden kefil olarak sorumlu olduğu, bu nedenle bankaya ödeme yaptığı, kefil olarak ödediği bedeli davalıdan isteyebileceği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, itirazın kabul edilen kısım yönünden iptaline karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde itirazın iptalini talep etmiş, harca esas değer olarak 30.663,39 TL belirtmiş ancak harcı 14.370,37 TL üzerinden yatırmış, yargılama sırasında da talep sonucunun bir kısmından feragat ettiğini beyan etmiştir. Mahkemece öncelikle HMK'nun 31. madde uyarınca davacı vekilinin dava dilekçesindeki talep sonucunun açıklattırılması, buna göre eksik harcın tamamlatılması gerekir....
Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup davacı vekili tarafından zaman aşımı süresinin dolmadığı bu yüzden davanın tam kabulüne karar verilmesi gerektiği, davalı malik şirket vekili tarafından ise kendilerinin aracı uzun süreli olarak kiraladıkları için husumetlerinin olmadığı ileri sürülerek istinaf edilmiştir. Davacı vekilinin istinaf talepleri yönünden yapılan incelemede: Mahkemece davanın bilirkişi raporuna göre kısmen kabulüne karar verilmiştir. Ancak bilirkişi raporunda belirlenen zarar 1.000,00 TL değer kaybı, 12.179,00 TL hasar bedelidir. Mahkemece reddedilen kısmın hangi sebeple reddedildiğine dair gerekçe yazılmamıştır. Yine davacı vekilinin 22.03.2021 tarihli ıslah dilekçesi davalı T7'a tebliğ edilmemiştir. Yani reddedilen kısım zaman aşımına uğradığından reddedilmiş ise dahi bu davalının henüz zaman aşımı defi yoktur....
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 114. maddesi uyarınca matrah takdiri için takdir komisyonuna başvurulmasının tarh zaman aşımı süresini durduracağı, davacının 2010 yılı hesaplarının zaman aşımı süresi içerisinde takdir komisyonuna sevk edildiği ve zaman aşımı süresi bitmeden takdir komisyonunca belirlenen matrah üzerinden salınan vergi ve kesilen cezanın hukuka uygun olduğu ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir. KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir. DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ…'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi Vergi Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi Suç :Tefecilik yapma Hüküm :Beraat Dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanığa yüklenen tefecilik suçunun kanunda öngörülen cezasının üst sınırı itibarıyla 5237 sayılı TCK'nın 66/1-e maddesine göre 8 yıllık asli dava zaman aşımı süresine tabi olduğu, sanığın sorgusunun yapıldığı 26/04/2012 tarihi ile temyiz inceleme günü arasında belirtilen sürenin gerçekleştiği, başkaca zaman aşımını kesen sebebin de bulunmadığı anlaşılmakla, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Yasanın 322/1 ve 5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddeleri uyarınca sanık hakkında açılan kamu davasının zaman aşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 11/11/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi Suç : Tefecilik Yapmak Hüküm : Beraat Dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanığa yüklenen tefecilik suçunun kanunda öngörülen cezasının üst sınırı itibarıyla 5237 sayılı TCK'nın 66/1-e maddesine göre 8 yıllık asli dava zaman aşımı süresine tabi olduğu, sanığın sorgusunun yapıldığı 26.04.2012 tarihi ile temyiz inceleme günü arasında belirtilen sürenin gerçekleştiği, başkaca zaman aşımını kesen sebebin de bulunmadığı anlaşılmakla, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Yasanın 322/1 ve 5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddeleri uyarınca sanık hakkında açılan kamu davasının zaman aşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 09.06.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi Suç : Tefecilik Yapmak Hüküm : Beraat Dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanığa yüklenen tefecilik suçunun kanunda öngörülen cezasının üst sınırı itibarıyla 5237 sayılı TCK'nın 66/1-e maddesine göre 8 yıllık asli dava zaman aşımı süresine tabi olduğu, sanığın sorgusunun yapıldığı 11.01.2012 tarihi ile temyiz inceleme günü arasında belirtilen sürenin gerçekleştiği, başkaca zaman aşımını kesen sebebin de bulunmadığı anlaşılmakla, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Yasanın 322/1 ve 5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddeleri uyarınca sanık hakkında açılan kamu davasının zaman aşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 09.06.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....