Köyü; 137 ada 133 parsel sayılı 1623.38m2 yüzölçümündeki taşınmaz bahçe niteliğinde belgesizden, kazandırıcı zaman aşımı zilyetliği nedeniyle ..., 104 ada 564 parsel sayılı 1314.53m2 yüzölçümündeki taşınmaz bahçe niteliğinde belgesizden, kazandırıcı zaman aşımı zilyetliği nedeniyle ..., 104 ada 848 parsel sayılı 1714.20m2 yüzölçümündeki taşınmaz tarla niteliğinde belgesizden, kazandırıcı zaman aşımı zilyetliği nedeniyle ..., 104 ada 222 parsel sayılı 4295.48m2 yüzölçümündeki taşınmaz tarla niteliğinden belgesizden, kazandırıcı zaman aşımı zilyetliği nedeniyle ..., 104 ada 255 parsel sayılı 42.12m2 yüzölçümündeki taşınmaz iki katlı kagir dükkan niteliği ile belgesizden, kazandırıcı zaman aşımı zilyetliği nedeniyle ..., 101 ada 392 parsel sayılı 1296.38m2 yüzölçümündeki taşınmaz tarla niteliği ile vergi kaydı ve kazandırıcı zaman aşımı zilyetliği nedeniyle ..., 101 ada 391 parsel sayılı 270.83 m2 yüzölçümündeki taşınmaz bahçe niteliği ile vergi kaydı ve kazandırıcı zaman aşımı zilyetliği...
Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davanın taraflar arasında imza altına alınan acentelik sözleşmesinden kaynaklandığı, sözleşmenin niteliği gereği olayda uygulanması gereken zaman aşımı süresinin BK'nın 126/4. maddesinde düzenlenen 5 yıllık zaman aşımı süresi olduğu, zaman aşımı süresinin davacı tarafça yapılan fesihname ile başladığı, zaman aşımının başlangıç tarihi göz önüne alındığında takibin yapıldığı 25/07/2011 veya davalı tarafından takipten önce açılan menfi tespit davasının dava tarihi 12/07/2011 tarihi itibariyle BK'nın 126/4. maddesinde belirtilen 5 yıllık zaman aşımı süresinin dolduğu, davalının zaman aşımı def'ini yasal süresi içinde ileri sürdüğü gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir....
Kısmi davanın açıldığı tarih ile işbu davanın açıldığı ve harcın yatırıldığı tarih olan 01.07.2015 tarihine kadar 5 yıllık zaman aşımı süresinin geçtiği ve davalılar tarafından usulüne uygun olarak süresinde zaman aşımı definde bulundukları anlaşılmakla davanın zaman aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm konulmuştur....
Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zaman aşımı süresi öngörmüş bulunursa, bu süre, maddi tazminat talepleri için de geçerlidir. Somut olayda, kazanın ... tarihinde meydana geldiği, trafik kazasının maddi hasarlı meydana gelmesi, herhangi bir yaralanmanın olmaması sebebiyle ortada cezayı gerektirir bir fiilin bulunmadığı, bu nedenle uygulanması gereken 2 yıllık zaman aşımı süresinin ... tarihinde dolduğu, tahkim komisyonuna başvurulması TBK' nın 154. Maddesi uyarınca zaman aşımını kesen bir sebep ise de; somut olayda zaman aşımı süresi geçtikten sonra ... tarihinde tahkim komisyonuna başvurulduğu, bu nedenle ... tarihinde açılan işbu davada da zaman aşımı süresinin geçtiği anlaşılmakla, davalı sigorta şirketinin süresi içerisinde sunduğu zaman aşımı defiinin kabulü ile, davalı sigorta şirketine yöneltilen davanın zaman aşımı sebebiyle usulden reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Taraflar arasındaki ihtilafın, zaman aşımı süresinin dolup dolmadığı, süre dolmamış ise, birleşmeden önce o şirketin genel kurulunda alınan ibra kararının bu davanın açılmasına engel teşkil edip etmediği, davada zaman aşımı söz konusu değil ve ibrada dava açılmasına engel teşkil etmiyorsa o taktirde de şirket yöneticisinin akçalı sorumluluğunu gerektiren kasti ya da kusurla verdiği bir zararın bulunup bulunmadığı hususlarında toplanmaktadır.Mahkememizce öncelikle zaman aşımı ve ibra üzerinde durulmuş olup; TTK 560 madde gereğince yöneticinin şirkete verdiği zararlardan dolayı açılacak davalarda zaman aşımı, fiilin öğrenildiği andan itibaren 5 yıl ve her halükarda zararı doğuran fiilin işlendiği tarihten itibaren 5 yıldır. Davacı taraf söz konusu zararı almış bulunduğu 01/07/2021 tarihli olan ve 3 kişilik heyet tarafından hazırlanan uzman raporuyla öğrendiğini, o tarihe kadar bilmediğini ileriye sürmüştür....
DAVA KONUSU : Zamanaşımı Nedeniyle İcranın Geri Bırakılması KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı-borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil aleyhine kambiyo senedine istinaden icra takibi başlatıldığını, takip kesinleştirilerek en son işlemin 12/07/2016 tarihinde yapıldığını, bu tarihten yenileme tarihi 06/07/2020 tarihine kadar hiçbir işlem yapılmadığını, zaman aşımını kesen nedenlerin bulunmadığını, takip kesinleştikten sonra ki zaman aşımı itirazının süreye tabi olmadığını belirterek davanın kabulü ile zaman aşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasına, tüm icra işlemlerinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Bu nedenle davalının savunmasında zaman aşımı itirazında bulunması yeterli olup, zaman aşımı maddesinin yanlış gösterilmesi, olaya uygun olamayan hukuki nitelendirmede bulunması sonuca etkili değildir. Mahkemece verilen ilk kararın istinaf edilmesi üzerine, dairemizin 08/07/2021 tarih 2020/1670 E., 2021/1380 K. sayılı kararı ile davalının zaman aşımı definin değerlendirilmemesi gerekçesi ile kaldırılmış olup, mahkemece kaldırma kararımız sonrasında zaman aşımı defi değerlendirilerek istinaf konu karar verilmiştir. Gerek sözleşmenin imzalandığı tarihte yürürlükte bulunan 818 sayılı BK'nun 126/4 ve gerekse 6098 sayılı TBK'nın 147/6. maddesine göre yüklenicinin yükümlülüklerini ağır kusuruyla hiç ya da gereği gibi ifa etmemesi dışında, eser sözleşmesinden doğan alacaklar 5 yıllık zamanaşımı süresine tabidir. Taraflar arasındaki ilişki eser sözleşmesinden kaynaklandığından, olayda uygulanması gereken zamanaşımı süresi 5 yıldır. Zamanaşımı süresi alacağın muaccel olmasıyla işlemeye başlar....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Çocuk Mahkemesi HÜKÜM : Mahkumiyetine dair, Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü; Suç tarihinden sonra dava zaman aşımını kesen sebepler olup 765 sayılı ve 5237 sayılı ceza kanunlarındaki dava zaman aşımı süreleri dolmadığından tebliğnamedeki zaman aşımı nedeniyle kamu davasının düşürülmesi düşüncesine iştirak edilmemiştir. Yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün talebe aykırı olarak ONANMASINA, 06.06.2012 gününde oy birliğiyle karar verildi....
İcra Müdürlüğünün 2009/6556 Esas sayılı dosyasıyla müvekkili aleyhine başlatıla kambiyo senetlerine özgü icra takibinde, alacaklı vekilinin takip masraflı ilk işlemi 15.04.2009 tarihli tebligat masrafı olup, bu tarihten sonra 09.07.2010 tarihli vekalet suret masrafı olduğunu, 09.07.2010 tarihinden sonra yapılmış masraflar olmayıp zaman aşımını kesen yada durduran işlemler yapılmadığını, 09.07.2010 tarihli işlem zaman aşımını kesen işlem olmayıp vekalet suret harcı olduğunu, 09.07.2010 tarihinden sonraki 20.05.2022 dava tarihine kadar olan zaman aralığında dosyada masraflı hiçbir işlem yapılmadığını, icra dosyasının yaklaşık 12 yıl işlemsiz bırakıldığını, alacağın TBK 146 md si gereği 10 yıllık zamanaşımına uğradığını, icra dosyasında gerek 03.02.2012 TTK değişiklikten sonraki 3 yıllık zaman aşımı, gerekse tüm alacaklar yönünden BK 146 genel alacak zamanaşımının gerçekleştiğini belirterek, takibin iptaline, mahkeme aksi kanaatte ise İİK 170/b maddesinin göndermesi ile aynı kanunun...
Sözleşmeye dayalı alacaklar için zaman aşımı 10 yıldır. Bu süre takipten önce ancak dava açılması, takip yapılması gibi sebeplerle kesilir. Takipten sonra ise alacağın tahsiline yönelik işlemler zaman aşımını kesecektir. Bunun yanında bir takibin zaman aşımına uğramasından bahsedebilmek için öncelikle takibin usulünce kesinleşmesi gerekir. Somut olayda takip 2021 yılına kadar kesinleşmediğinden bir zaman aşımı işlemesinden de söz edilemeyecektir. Bu sebeple davacının iddiasının yerinde olmadığı görülmüş ve davanın reddine karar vermek gerekmiştir....