İlk derece mahkemesince, davacı tarafın tüm borca itirazlarının ve şikayetlerinin reddine, dair karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; borca itiraz ve senedin teminat senedi niteliğinde olup olmadığı hususunda da bilirkişi incelemesi yapılmadığını, müvekkilinin senet üzerindeki miktarı kendisi doldurmadığını, davalı banka tarafından usulüne uygun olarak hesap kat ihtarı gönderilmediğini, davalı bankaya belirtilen miktarda borcu bulunmadığını, bilirkişi incelemesi yapılarak borca ve faize itirazlarının değerlendirilmesini, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını, şikayet ve itirazlarının kabulüne, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Uyuşmazlık, kambiyo takibinde, senedin kambiyo vasfını yitirdiğine ilişkin şikayet ile borca yönelik itiraza ilişkindir....
İcra Müdürlüğü'nün 2011/18236 E sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptaline ve davalının %20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı temsilcisi, davacıya ait fatura bedellerinin banka havalesi yolu ile ödendiğini, davacıya borcu bulunmadığını ayrıca borcun zaman aşımına uğradığını belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davacı tarafından yapılan takibin dayanağının takip talebinde cari hesap ekstresi olarak gösterildiği, cari hesap sözleşmesine dayanan davaların sözleşmenin sona ermesinden itibaren beş yıl geçmekle zaman aşımına uğrayacağı, davalının süresinde zaman aşımı definde bulunduğu, cari hesap ekstresinin 2006 yılına ilişkin olduğu, cari hesap ilişkisi nedeni ile yapılan takipte zaman aşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Somut olayda; dava konusu olay 31.10.2013 tarihinde meydana gelmiş olup, davaya konu eylemin ceza kanunlarının daha uzun bir zaman aşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir eylemden doğmamış olması nedeniyle, zararın ve tazminat yükümlüsünün öğrenildiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zaman aşımına uğrayacağı, davacı tarafça davalı hakkında 15.09.2015 tarihinde icra takibine geçildiği, icra takibi ile zaman aşımı süresinin başlangıcına ilişkin 2 yıllık sürenin kesildiği, kesilen söz konusu zaman aşımı süresinin yeniden işlemeye başlayacağı, işbu davanın ise 15.09.2015 tarihinde kesilen zaman aşımı süresinden 2 yıl geçtikten sonraki bir tarih olan 10.10.2022 tarihinde açıldığı, bu durumda dava tarihi itibariyle TBK'nun 72. Maddesinde öngörülen 2 yıllık zaman aşımı süresinin geçmiş olduğu belirlenmekle, davanın zaman aşımına uğradığı yönündeki davalı savunması yerinde görülmüştür....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/197 KARAR NO : 2022/3047 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 18/11/2021 NUMARASI : 2021/517 ESAS, 2021/759 KARAR DAVA KONUSU : ŞİKAYET - BORCA İTİRAZ KARAR : İzmir 9....
Parselde kayıtlı fabrika binası ve arsası niteliğindeki taşınmazı devredeceğini taahhüt ettiğini ancak devretmediğini, söz konusu taşınmazın müvekkili şirketin fabrika binası olarak kullanılması nedeniyle dava dışı hissedarlar tarafından davacıdan 02.10.2014 tarihinde 1.300.000,00 USD bedel ile satın aldıklarını, davacı tarafın sermaye taahhüdünü yerine getirmediğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla yukarıda belirtilen 1.597.432,11 TL ile taşınmaz değeri olarak kuruluş kayıtlarında görülen 1.763.447,36 TL'nin faiziyle birlikte davacı taraftan alacaklı olduklarını, itiraz dilekçesiyle borcun tamamına işlemiş faiz oranı ve tüm fer'ilere itiraz edildiğini bildirerek davanın zaman aşımı ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir. İstinaf incelemesinden önce mahkememizin ... Esas sayılı dosyada davanın zaman aşımı nedeniyle reddine ilişkin verilen 13/06/2019 tarih ... sayılı karar, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi ... Hukuk Dariesi'nin ......
Mahkeme; İcra ve İflas Kanunu'nun 168. maddesinin 4. ve 5. bendine göre, imzaya ve borca itirazın ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren beş gün içinde icra mahkemesine yapılmasının zorunlu olduğu, somut olayda, davacı borçluya takibe ilişkin ödeme emrinin 27/03/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davacı borçlu tarafından ileri sürülmüş bir usulsüz tebliğ şikayetinin bulunmadığı, davacı borçlunun ise yasal beş günlük süreden sonra 01/06/2018 tarihinde borca itiraz başvurusunda bulunduğu gerekçesiyle davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar vermiştir....
Bu düzenlemeler dikkate alındığında, 08.12.1993- 06.07.2004 tarihleri arasındaki döneme ait Kurum alacaklarının tahsilinde 6183 sayılı Yasa'nın 102. maddesinde belirtilen beş yıllık zaman aşımı süresinin, 06.07.2004 tarihinden sonraki alacaklar için ise genel zaman aşımı olan on yıllık zaman aşımı süresinin uygulanması gerekmektedir. İlk derece mahkemesince tarafların delilleri toplanılmış, davaya konu ödeme belgeleri, tebliğ belgeleri, mirasın reddine ilişkin ilam getirtilmiş, dosya arasına konulup incelenmiştir. Yapılan incelemede, davacının murisi Hüseyin Köprülü'nün mirasçısı olarak davacıya çıkartılan ödeme emirlerinin 10/09/2021 tarihinde davacıya tebliğ edildiği anlaşılmıştır. Davanın ödeme emirlerinin tebliğ tarihinden itibaren 15 günlük hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmakla işin esasına girilmiştir. Getirtilen Tekirdağ 1....
(BK. md. 126/IV) maddesi gereğince 5 yıl olduğundan bahisle davacı yanın ayıbı öğrendiği tarihten itibaren 5 yıl içerisinde gerekli müracaatlarını yapmayıp dava da açmadığı anlaşılmış olmakla, zaman aşımı süreleri geçirilmiş olmakla başkaca bir incelemeye gerek bulunmaksızın yapılan itiraz nedeni ile davanın zaman aşımı nedeni ile reddine karar vermek gerekmiştir....
Mahkemece İİK 168/5 maddesi uyarınca açılan dava borca itiraz olarak nitelendirilmiş, ödeme emrinin tebliğinden itibaren beş günlük süreye tabi olduğu gerekçesiyle süreden reddine karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Somut olayda; borçluya ödeme emrinin 22/10/2022 tarihinde tebliğ edildiği, takip kesinleştikten sonra, 14/02/2023 tarihinde icra mahkemesinde şikayette bulunulduğu, 20/11/2022 tarihli ödeme belgesinin borçlu tarafından dosyaya sunulduğu görülmektedir. İİK'nun 71. maddesi uyarınca borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve ferilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden isteyebilir....
E. sayılı dosyasından işbu satış işleminin dayanak gösterdiği ödeme emri gönderilmiş tarafımızca borca itiraz edildiğini, huzurdaki davada görevli mahkemenin Tüketici mahkemeleri olduğunu, zaman aşımı definde bulunulduğunu, ilk derece mahkemesince 10 yıllık genel zaman aşımı süresi bakımından inceleme yapıldığını sehven vergi alacaklarına ilişkin beş yıllık zaman aşımı süresi dikkate alınmadığını, gerekçeli kararda ise vergi borcunun 24/11/2009 yılında doğduğu kabul edilerek 10 yıllık zaman aşımı bakımından inceleme yapıldığını, hükme esas alınan bilirkişi raporunda vergi alacağına ilişkin hiçbir inceleme yapılmadığını, nitekim vergi alacaklarına ilişkin beş yıllık zaman aşımı süresi dikkate alındığında 5 yıllık zaman aşımı süresinin dolduğunun aşikar olduğunu, davaya konu ÖTV ödemesinden davacı tarafın sorumluluğunun olduğu iddiasıyla İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen 18.06.2019 tarih ve 2017/1064 E., 2019/573 K. sayılı kararın ortadan kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini...