nin sunduğu teklif mektubunun şirketin yönetim kurulu başkanı … ile yönetim kurulu üyesi … tarafından imzalandığı, anılan şahısların söz konusu şirketi müştereken ve müteselsilen temsile yetkili oldukları, ...'ın ...A.Ş.'de %25 oranında pay sahibi olduğu, 08/05/2018 tarihli Ticaret Sicili Gazetesinde, yönetim kurulu başkan vekili ve yönetim kurulu üyesi olarak seçilmiş olduğu belirtilmiş iken, 11/11/2019 tarihli Ticaret Sicili Gazetesinde bu görevlerinin sona erdiğinin belirtildiği, bu durumda davacı şirketin paylarının tamamının sahibi olan …'ın ...A.Ş.'...
a devredildiğine ilişkin kooperatif yönetim kurulunun 04/06/1996 tarihli ve 29 Sayılı kararının iptali ile murisin kooperatifteki üyelik haklarının mirasçılar adına tescili talepli dava olup davalılar esasa ilişkin itirazlar ile birlikte hak düşürücü süre ve zaman aşımı itirazında bulunmuşlardır. Celp edilen davamı kooperatif tüzüğünün 16 maddesinde ölen ortağın kanuni mirasçılarının 3 ay içinde temsilci tayin ederek kooperatife bildirmeleri halinde ortaklık hak ve ve yükümlülükleri kanuni mirasçıları lehine devam edeceği aksi taktirde ölen ortağın hak ve alacaklarının 15 nci madde gereği tasfiye edileceği ifade edilmiştir. Dosyada mirasçıların süresinde hep birlikte müracaat ettiğine ya da tasfiye işlemi yapıldığına dair bir iddia ve delil bulunmamakta ise de dava konusu yönetim kurulu kararı davacıların üye murisin vefatı sonucu yasal olarak olarak oluşun paylı üyelik haklarının sonlandırılması niteliğindedir. Dava konusu kooperatif tüzüğünün 15....
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Davacının asıl borçlu şirketteki yönetim kurulu üyeliğinin sona erdiği 08/03/2005 tarihinden sonraya isabet eden borçlar davacıdan aranamayacağından dava konusu … ila … takip numaralı ödeme emirleri ile … ve … takip numaralı ödeme emirlerinin dava konusu kısımlarında hukuka uyarlık bulunmadığı, … takip numaralı ödeme emrinin … takip dosya numaralı kısmının ödendiği, geri kalan kısmının ise davacının yönetim kurulu üyeliğinin sona ermesinden sonraki döneme ait kamu alacaklarından kaynaklandığı, … takip numaralı ödeme emri içeriği kamu borçlarının da bir kısmının davacının yönetim kurulu üyeliğinden ayrılmasından sonrasına isabet ettiği, kalan kısımlara ilişkin olarak da asıl borçlu şirket adına düzenlenen ödeme emirlerinin tebliğine ilişkin adres tespit tutanaklarının Mahkemelerince verilen ara karara rağmen dosyaya sunulmadığı dolayısıyla bu ödeme emirleri yönünden ilanen tebliğin koşullarının oluştuğunun idarece kanıtlanamadığı, memur eliyle tebliğ...
SULH HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 11/11/2020 NUMARASI : 2020/590 ESAS - 2020/1189 KARAR DAVA KONUSU : Dernek (Derneğin Kendiliğinden Sona Erdiğinin Tespiti) KARAR : Dairemizde bulunan istinaf başvurusunun yapılan açık incelemesi sonunda; "Davacı vekili"nin istinaf başvurusu üzerine Kocaeli 4. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2020/590 Esas - 2020/1189 Karar sayılı ilamı ve dava dosyası incelendi. TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Kocaeli ili, Derince İlçesinde kurulu ve faaliyette olan derneğin son olağan genel kurul toplantısının 13/01/2013 tarihinde yapıldığını, 2016 ve 2019 Ocak aylarında yapılması gereken olağan genel kurul toplantılarını üst üste iki defa yapmadığından TMK nın 87. maddesi gereği davalı derneğin kendiliğinden sona erdiğinin tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
A.Ş.de yönetim kurulu üyeliğinin 09/05/2006 tarihinde başlayıp 26/05/2009 tarihinde sona erdiği, 2015/19023 takip nolu ödeme emrinin davacının yönetim kurulu üyesi olmadığı bir kısım dönemler yanında yönetim kurulu üyesi olduğu dönemlere ilişkin borçların da olduğu (2009/1.,3.,4.,5. aylara ilişkin prim borçlarının toplamda 1632,92 TL asıl alacak 1.471,81 TL gecikme zammı), 2015/19024 takip nolu ödeme emrinin de davacının yönetim kurulu üyesi olmadığı bir kısım dönemler yanında yönetim kurulu üyesi olduğu dönemlere ilişkin borçların da olduğu (2009/1.,3.,4.,5. aylara ilişkin prim borçlarının toplamda 141,99 TL asıl alacak 127,98 TL gecikme zammı) olduğu anlaşılmaktadır. Şu halde bu dönemlere ilişkin tutarların hükümde eksik belirtilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HMK'nun 370/2. maddesi uyarınca hüküm bozulmamalı düzeltilerek onanmalıdır....
ın işi terk etmesi sonucu vergi kaydının kapanması sebebiyle yönetim kurulu üyeliği görevini sona erdirmeleri yerine devam ettirmek suretiyle görevi kötüye kullanma suçunu işledikleri iddia ve kabul edilerek mahkumiyetlerine karar verilmiş ise de; savunmalarında işi bırakma ve vergi kaydının kapanması hususunda bilgilerinin olmadığını ve bu durumu öğrenince yasal gereğini yaptıklarını bildirmeleri karşısında, yönetim kurulu üyeliğinin devam ettiği süre içerisinde sanıkların bunu denetleme ve yönetim kurulu üyeliğine seçilme koşullarının devam edip etmediğini araştırmayla yükümlü olup olmadıkları, bu zaman diliminde genel kurul toplantısı yapılıp yapılmadığı ve adı geçenin işi terk ettikten sonra fiilen çalışmaya devam edip etmediği hususları araştırılıp sonucuna göre sanıkların anılan usulsüzlüğü bilip bilmediklerinin ve suç kastlarının tespit edilmesi, ayrıca objektif cezalandırma şartları olarak ön görülen kişi mağduriyeti, kişilere haksız menfaat sağlama veya kamu zararına neden...
Özetle dernek genel kurulunda dernek üyeleri tarafından seçilen derneğin yürütme ve temsil organı olan yönetim kurulu görevlerini kanuna ve dernek tüzüğüne uygun olarak yerine getirmek zorundadır. Türk Medeni Kanunu'nun derneklere dair hükümleri ile Dernekler Kanunu hükümleri birlikte değerlendirildiğinde; kanun koyucu, öncelikle genel kurulu olağan toplantıya çağırma görevini yönetim kuruluna verdiği, bu yükümlülüğü yerine getirmeyen veya toplantının yapılmasına rağmen sonuç bildirisini süresinde mülki idare amirliğine bildirmeyen dernek yönetim kurulu başkanına idari para cezası verilmesini öngörerek, derneğin genel kurullarının kanun ve dernek tüzüğünde belirtilen zaman aralıklarında yapılmasını ve derneğin tüzel kişiliğinin devam etmesini öngörmüşken, yönetim kurulunun bu görevini yerine getirip dernek üyelerini usulüne uygun toplantıya çağırmasına rağmen üst üste iki genel kurul toplantısının yapılamamasını ise kendiliğinden sona erme sebebi kabul etmiştir....
Özetle dernek genel kurulunda dernek üyeleri tarafından seçilen derneğin yürütme ve temsil organı olan yönetim kurulu görevlerini kanuna ve dernek tüzüğüne uygun olarak yerine getirmek zorundadır. Türk Medeni Kanunu'nun derneklere dair hükümleri ile Dernekler Kanunu hükümleri birlikte değerlendirildiğinde; kanun koyucu, öncelikle genel kurulu olağan toplantıya çağırma görevini yönetim kuruluna verdiği, bu yükümlülüğü yerine getirmeyen veya toplantının yapılmasına rağmen sonuç bildirisini süresinde mülki idare amirliğine bildirmeyen dernek yönetim kurulu başkanına idari para cezası verilmesini öngörerek, derneğin genel kurullarının kanun ve dernek tüzüğünde belirtilen zaman aralıklarında yapılmasını ve derneğin tüzel kişiliğinin devam etmesini öngörmüşken, yönetim kurulunun bu görevini yerine getirip dernek üyelerini usulüne uygun toplantıya çağırmasına rağmen üst üste iki genel kurul toplantısının yapılamamasını ise kendiliğinden sona erme sebebi kabul etmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dava, anonim şirket hisselerinin davalıya devredildiği, ve yönetim kurulu üyeliğinin sona erdiğinin tespiti istemine ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacı taraf ......San. Tic. A.Ş'de 200 pay sahibi iken Bursa 18. Noterliğinin 11/11/2008 tarih ve 18208 yevmiye nolu hisse devir sözleşmesi ile hissesinin tamamını ...'a devrettiğini, bu suretle 11/11/2008 tarihi itibariyle şirketteki 200 adet hissesinin ...'a devredildiğinin ve yönetim kurulundan ayrıldığının tespiti ile, durumun Ticaret Sicile tescil ve ilanına karar karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, davacının........ ..... San. Tic. A.Ş'de ki 200 adet hissesini 11/11/2008 tarihi itibariyle davalı ...'...
San. ve Tic Aş'ye 26.04.2005 tarihli yönetim kurulu kararı ile yönetim kurulu başkan yardımcısı olarak seçilmişse de temsil ve ilzam yetkisinin bulunmadığı, şirketi münferiden atacağı imza ile temsil ve ilzam etmeye şirketin yönetim kurulu başkanın yetkili kılındığı anlaşılmaktır. Aynı zamanda davacının 15.10.2005 tarihli yönetim kurulu kararı ile hisselerinin tamamını devretmesine ve yönetim kurulu üyeliğinden istifasının kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır. Kurum tarafından talep edilen alacağın oluşmasına, temsil yetkisi sona erdiği halde davacının yapmış olduğu bir hukuki işlem neden olmadığı gibi, davalı Kurum, temsil yetkisi sona eren davacı ile dava dışı şirket yönünden 6762 sayılı Kanunun 38 ve 39.maddeleri anlamında üçüncü kişi de değildir....