Davalı vekili, söz konusu genel kurulda yönetim kurulu üyelerinin ibralarının ayrı ayrı oylandığını ve yönetim kurulu üyelerinin kendi ibralarında oy kullanmadıklarını, bir yönetim kurulu üyesinin diğer yönetim kurulu üyesinin ibrasında oy kullanmasına ise yasa gereği engel durum bulunmadığını, davacının diğer iddialarının da haksız olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir....
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararına göre; 11.05.1999 tarih ve 1999/11 no.lu kararla yapılan olağanüstü Genel Kurul toplantısında davacının şirket yönetim kurulu başkanlığı ve murahhas üyeliğine tekrar seçildiği, 22.08.2000 tarihli Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlanan 23.06.2000 tarih ve 2000/29 sayılı Yönetim Kurulu kararı ile davacının yönetim kurulu başkanı, murahhas üye ve genel müdür olarak seçildiği, yine davalı şirketin 25.06.2004 tarihli 2003 yılı olağan genel kurulu toplantısında ise davacının yönetim kurulu üyeligi ve genel müdürlük görevinin sona erdirildiği anlaşılmaktadır....
Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 13.11.2012 tarih ve 2012/79-2012/611 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı, davalı şirketin yönetim kurulu başkanının hisselerinin tamamını sattığını, yönetim kurulu başkanının kızı olan diğer yönetim kurulu üyesinin yurt dışında bulunduğunu, yönetim kurulu başkanının annesi olan yönetim kurulu üyesinin yönetimde bir işlevinin bulunmadığını, bu suretle şirkette yönetim yetersizliğinin olduğunu, şirketin ifalasın eşiğine geldiğini, genel kurul toplantılarının yapılmasından kaçınıldığını ileri sürerek; şirketin olağan veya olağanüstü genel kurulunu toplantıya çağırarak, azlık hakları sahiplerine olağanüstü genel kurul yapma izninin...
Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı İsteminin Özeti: Davacı vekili, sendika genel yönetim kurulunun 26/02/2018 tarih ve 11 sayılı kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı Cevabının Özeti: Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti: Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. İstinaf başvurusu : İlk derece mahkemesinin kararına karşı davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti : Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Temyiz: Bölge Adliye Mahkemesinin kararına karşı davalı vekili temyiz kanun yoluna başvurmuştur. Gerekçe: Dava sendika genel yönetim kurulu kararının iptali istemine ilişkindir. Somut uyuşmazlıkta davacının... İl Temsilcisi olarak görev yaptığı anlaşılmaktadır....
Hukuk Dairesince mahkeme kararının kaldırılmasına, 27/03/2015 tarihli genel kurulda alınan yönetim kurulu üyelerinin aylık ücret belirlenmesine ilişkin kararın iptali karar verildiği, diğer taraftan davalı şirketin 14/03/2014 tarihli genel kurul toplantısında alınan 8 numaralı kararın iptaline karar verildiği, kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 11....
kurulu üyesi, eşi ve alt-üst soyu ( usul ve füruu) katılamayacağı, bu çerçevede yapılan hesaplamada yönetim kurulu üyesi ... ve ...'...
nın 515. maddesinde tanımlanan ilkelere uygun olmadığını, gündemin 6. maddesinde de yönetim kurulu üyelerinin ibrasının karar altına alındığını, ... 436/2. maddesine göre yönetim kurulu üyelerinin kendi ibralarında oy kullanması dışında aynı zamanda bir yönetim kurulu üyesinin kendisi dışındaki yönetim kurulu üyelerinin ibrasında da oy kullanmasının yasaklandığını, buna göre müvekkillerinin dışındaki aynı zamanda yönetim kurulu üyesi sıfatını taşımaları nedeniyle ibra kararında oy kullanmalarının kanunen mümkün olmadığını ileri sürerek davalı şirketin 28.04.2014 tarihli genel kurul toplantısının 2013 yılı finansal tabloların onaylanmasına ilişkin 5. maddesinin ve yönetim kurulu üyelerinin ibrasına ilişkin 6. maddesinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Şirket yönetim kurulu üyeleriyle yönetimde görevli imza yetkisini haiz kişiler, yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmelerine ilişkin kararlarda kendilerine ait paylardan doğan oy haklarını kullanamaz." hükmünü içermektedir. Yukarıda açıklandığı üzere, şirket yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmelerine ilişkin kararlarda kendilerine ait paylardan doğan oy hakkını kullanamayacağı düzenlenmiştir. Buna göre; davaya konu Yönetim Kurulu Üyelerinin ibralarına ilişkin gündemin 4.maddesiyle alınan kararın, benimsenen bilirkişi kurulu raporunda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere, genel kurul toplantısında Yönetim Kurulu Üyesi davacının ibra kararına olumsuz oy kullandığı, buna karşılık geriye kalan olumlu oyların ibra kararının alınmasında yeterli olduğu, olumsuz oyların kararın alınmasında etkili olmadığı anlaşıldığından bu yöndeki istemin reddine karar vermek gerekmiştir....
TTK’nun 436/2. maddesi, “Şirket yönetim kurulu üyeleriyle yönetimde görevli imza yetkisini haiz kişiler, yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmelerine ilişkin kararlarda kendilerine ait paylardan doğan oy haklarını kullanamaz." hükmünü haizdir. Davaya konu genel kurul kararında ise, yönetim kurulu üyelerinin ibrasına ilişkin alınan 5 numaralı kararda, anılan yasa hükmüne aykırı olarak yönetim kurulu üyelerinin, kendileri dışında kalan yönetim kurulu üyelerinin ibrası için oy kullandığı, kendileri dışında kalan oyun ise davacıya ait muhalif oy olduğu, karar nisabını sağlamaya yeterli başka da oy bulunmadığı, bu nedenle anılan kararın yoklukla malul olduğu belirlenmiş olmakla keyfiyetin tespitine dair karar vermek gerekmiştir....
nın Düşüncesi: Olayda, Danıştay Dördüncü Dairesinin 21.3.1994 günlü ve E:1993/2837,K:1994/1622 sayılı bozma kararı uyarınca, araştırma yapılması öte yandan sözü edilen kararın düzeltilmesi dilekçesi ile birlikte dosyaya ibraz edilen belgelerin incelenerek değerlendirilmesi suretiyle verilen ve bu itibarla da ısrar niteliği taşımayan vergi mahkemesi kararının bozulması istenilmektedir. Dosyanın incelenmesinden davacı kooperatifin 30.6.1992 tarihindeki genel kurul toplantısında seçilen yeni yönetim kurulu üyelerinin katılımıyla yapılan 6.7.1992 tarihli toplantıda; kooepratifi temsile yetkili kişilerin belirlendiği, ancak kararada esas alınan ... Ticaret Sicil Memurluğunca düzenlenen 7.7.1992 tarihli ve 613 sayılı belgenin sözü edilen yönetim kurulu kararının ticaret sicilinde tescil ve ilan edildiğine ilişkin olmayıp olayla ilgisi kurulamayan sayılı konulardaki farklı bir yönetim kurulu kararına ait bulunduğu anlaşılmaktadır....