Davacı dava konusu şeyin maliki olduğunu ve mülkiyet hakkına davalı tarafından el atıldığını ispatla yükümlüdür. Davalı ise, davacının malik olmadığını ya da davacının mülkiyet hakkına el atmadığını, el atmanın sona erdiğini ispat edebilir. Her ne kadar ilk derece mahkemesince alınan ilk bilirkişi raporu ile davalıya ait duvar yola tecavüzlü ise de, itiraz edilmeden kesinleşen Kadastro Kanununun 22/A maddesi uyarınca yapılan yenileme kadastrosu sonucu düzenlenen sınırlara göre davalıya ait duvarın ilk derece mahkemesince alınan 30.07.2021 havale tarihli rapora göre yola tecavüzlü olmadığı, bu sebeple davanın yargılama sırasında konusuz kaldığı, mevcut duruma göre karar tarihi itibariyle el atma olmadığı anlaşıldığından ilk derece mahkemesince davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi usul ve yasaya uygun olup davacı vekilinin istinaf istemi yerinde değildir....
Ancak; 1)Hükme esas alınan 19.03.2014 tarihli bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazların el atmadan önce Kocaeli-Yalova-Bursa illerini birbirine bağlayan D-130 karayoluna cepheli konumda bulunmakta iken, el atmadan sonra cephesini kaybederek köprü çalışması sonrasında D-130 karayolu parelelinde oluşturulan yan yola cepheli hale geldiği ve taşınmazların önünden geçen yolun el atılmadan önce daha işlek iken el atmadan sonra hareketliliğinin önemli ölçüde azaldığı belirtilmiştir....
Belediyesine devredildiği ve davacı Belediyenin malik olduğu, böylece dava konusu yerin dava tarihi itibarıyla mera vasfında olması nedeniyle davacı Belediyenin eldeki davayı açabileceği, el atmanın önlenmesi davası açmasında dava ehliyeti ve hukuki yararı bulunduğu, yargılama sırasında da davacı Belediyenin malik olması nedeniyle malik olduğu taşınmaza ve yola el atmanın önlenmesini isteme hakkı bulunduğu, davalının mülkiyet hakkına veya şahsi hakka dayalı üstün hakkın varlığının kanıtlanmadığı, Mahkemece her ne kadar 539 ada 1 parsel sayılı taşınmazda davalının müdahalesinin önlenmesine karar verilmiş ise de, 539 ada 1 parsel sayılı taşınmaz pasif durumda olduğu, kararın infaz kabiliyeti olmadığı gibi, kâl talep edilen taşınmazlar da imar yolu üzerinde bulunmasına rağmen bu hususun da belirtilmediği belirtilerek kararın re'sen gözetilen sebeplerle kaldırılarak, davanın kısmen kabulüne, davalının 1852 ada 1 parsele ve yola el atmanın önlenmesine, krokide gösterilen yolda bulunan yapıların...
Mahkemece davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın (A) ile gösterilen 5961.80 m2 yüzölçümündeki bölümünün tapu kaydının iptal edilerek orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline, davalının bu bölüme el atmasının önlenmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle dairece onanmıştır. Bu kez davalı ... vekili kararın düzeltilmesini istemektedir. Dava, tapu iptali tescil ve el atmanın önlenmesi niteliğindedir. Yörede 1949 yılında yapılarak kesinleşen orman kadastrosu ile 1974, 1984 ve 1996 yıllarında yapılan aplikasyon ile 2 madde ve 2/B madde uygulamaları bulunmaktadır. Mahkemece, çekişmeli taşınmazın (A) ile gösterilen 5961.80 m2 yüzölçümündeki bölümünün kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kaldığı gerekçesiyle bu bölümün tapu kaydının iptal edilerek orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline ve davalının el atmasının önlenmesine karar verilmiş, Dairece, “İzmir 3....
Mahallesi 131 ada 1 parsel sayılı taşınmazın kesinleşen orman kadastrosunda orman sınırı içinde kaldığını ileri sürerek, davalı adına olan tapu kaydının iptal edilerek orman niteliği ile Hazine adına tescili ve davalının el atlmasının önlenmesi istemiyle dava açmıştır. Mahkemece davanın KISMEN KABULÜNE, davaya konu taşınmazın tapu kaydının iptali ile Fen bilirkişisi krokisinde (B) ile gösterilen 2277,96 m2 yüzölçümündeki bölümünün orman niteliğinde Hazine adına tesciline, bu bölüme davalının el atmasının önlenmesine, (A) ile gösterilen 505,20 m2 yüzölçümündeki bölümünün ve (C) ile gösterilen 13,64 m2 yüzölçümündeki bölümünün davalı adına tesciline karar verilmiş, hüküm davacı vekili ile davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kesinleşen orman kadastrosuna dayalı tapu iptali ve tescili ile el atmanın önlenmesine ilişkindir....
Eldeki davada yapılan keşif neticesinde el atmanın önlenmesi ve temliken tescil talebine esas olan zemin değerinin 266,40 T.L. olduğu, davacı tarafça kal'i talep edilen yapı kısmının değerinin ise 686,81 T.L. olduğu belirlenmiştir. İlk Derece Mahkemesi tarafından davacının el atmanın önlenmesi talebinin kabulüne karar verilerek davalı aleyhine 49,28 T.L. ecrimisil bedeline hükmedilmiş, tarafların kal ve temliken tescil taleplerinin ise reddine karar verilmiştir....
ECRİMİSİLEL ATMANIN ÖNLENMESİ 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 691 ] 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 695 ] "İçtihat Metni" Dava, paylı mülkiyet konusu bağımsız bölüme elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden, taşınmazın öncesinde davalı ve dava dışı M... T... arasında paylı mülkiyet üzere kayıtlı olduğunu, davalının payını davacıya 10.02.2005 tarihinde satış suretiyle temlik ettiği, 28.12.2005 tebliğ tarihli ihtarnameden sonra eldeki davanın açıldığı, çekişmeli bağımsız bölümün kat irtifaklı olarak tapuda kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır. Davacı, davalının tasarrufunun haklı ve geçerli bir nedene dayanmadığını ileri sürerek eldeki davayı açmış, davalı ise dava dışı paydaşın kiracısı olduğunu savunmuştur. Bilindiği üzere, paylı mülkiyet konusu taşınmazların kiraya verilmesi TMK’nun 691. maddesi uyarınca pay ve paydaş çoğunluğuna bağlıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Elatmanın Önlenmesi, Kal Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup, hükmün asıl ve birleşen davaların davacıları vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Asıl davada davacı vekili, vekil edeninin 50 parselin paydaşı olduğunu davalının sahibi olduğu 52 parselde yaptığı yapının vekil edenine ait taşınmazına ve imar yolu içinde bulunan kadastroca konulmuş müvekkilinin de yararlandığı yola müdahalede bulunduğunu belirterek, davalının 50 parsele ve bahsedilen yola müdahalesinin önlenmesine, yapının bu kısımlara isabet eden bölümlerinin kâl’ine karar verilmesini talep etmiştir....
KARŞI OY YAZISI Davacı tarafından dayalı aleyhine açılan el atmanın önlenmesi davası sonucu mahkemece davanın reddine dair verilen karar özel tarafından gerekçesinde belirtilen nedenlerle bozulmuş, direnme kararı üzerine Yüksek Kurul tarafından aynı gerekçelerle yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir....
Yukarıda anlatılan hukuksal ilkeler karşısında somut olaya gelindiğinde ; davacı davalının taşınmazı içerisine yapmış olduğu yapının kendi parseli içerisindeki evin giriş kapısına dayandığını yola müdahalede bulunduğunu bu eylemlerinin komşuluk hukukuna aykırı olduğunu bildirmekle el atmanın önlenmesini ve yıkım istemiştir....