Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 01.06.2010 tarih ve 2009/498 E., 2010/275 K. sayılı ilamı ile, aynı taşınmaz ile ilgili olarak davacının yoksun kalınan kira geliri talebi bakımından fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak 1.000,00 TL tazminat talebinin kabulüne karar verildiğini, söz konusu dosyada alınan bilirkişi raporunda tespit edilen kira gelirinin toplam 7.300,00 TL olduğunu, kabul edilen 1.000,00 TL dışındaki 6.300,00 TL 'nin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi gerektiğini, diğer yandan o davanın tarihi olan 01.05.2003 tarihinden bu yana toplam 50.000,00 TL'lik yoksun kalınan kira gelirinin ayrıca hüküm altına alınması gerektiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla 6.300,00 TL'nin 01.05.2003 tarihinden yasal faizi ile birlikte ayrıca bu tarihten işbu dava tarihine kadar toplam 50.000,00 TL kira geliri tazminatının yasal faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir....
ve manevi tazminat konulu dava; ----- Esas sayılı dosyası ile ikame edildiğini, Destekten yoksun kalma tazminatının konusunun desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarar olduğunu, Tahsilde tekerrüre yok açmamak ve davalılar bakımından dava arkadaşlığı durumu söz konusu olduğundan işbu dava ile birleştirilerek yürütülmesini öncelikle davalarının kabulüne;fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak ve yargılama safahatında artırılmak üzere --- destekten yoksun kalma tazminatını ve haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte hükmedilmesine ve davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Dava dosyasının incelenmesinden; davacı tarafından, 23/03/2012 tarihli dava dilekçesinde, dava konusu işlemin iptali ile işlem nedeniyle yoksun kaldığı mali haklarının yasal faiziyle birlikte tazminine karar verilmesinin istenildiği ve temyize konu karar ile dava konusu işlem hakkında karar verildiği ancak, işlem nedeniyle yoksun kalınan mali hakların faiziyle birlikte tazminine yönelik talep hakkında herhangi bir hüküm kurulmadığı görülmektedir. Bu durumda; dava konusu işlem nedeniyle yoksun kalınan mali hakların faiziyle birlikte tazminine ilişkin talep hakkında da bir karar verilmesi gerektiğinden, eksik hüküm nedeniyle, temyize konu kararın bu kısmının bozulması gerektiği görüşüyle, çoğunluk kararına katılmıyorum....
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince; davacılar murisinin vefatının, terör örgütüne düzenlenen operasyon esnasında gerçekleştiği, vazife esnasında ve vazifeli olunan yerin çalışma koşullarından, başka bir ifadeyle vazifenin neden ve etkisinden kaynaklandığının anlaşıldığı, bu itibarla, vazife sırasında ve vazifeden kaynaklanan vefat olayı nedeniyle davacılar hakkında 2330 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanması gerektiği gerekçesiyle, aylık bağlanmasının reddine ilişkin dava konusu işlem hukuka aykırı bulunarak, dava konusu işlemin iptaline, davacıların tazminat isteminin kabulüne, yoksun kalınan parasal haklarının idareye başvuru tarihi olan 28/05/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacılara ödenmesine karar verilmiştir....
Bu hükme göre, ölenin yardımından faydalananlar, bu yüzden yoksun kaldıkları faydayı, tazminat olarak, sorumludan isteyebilirler. Buna “destekten yoksun (muinden mahrum) kalma tazminatı” denir. Yasa metninden de anlaşılacağı gibi destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Yani haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse BK'nin 45/II. maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir. Davalı destekten yoksun kalmadan ileri gelen somut zararı gidermek zorundadır. Bu nedenle tazminat hesabından önce zarar tutarını belirlemek gerekir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı tazminat davasının kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili dava dilekçesiyle, davalı tarafa kasko sigortası ile sigortalı olan aracının çalındığını açıklayıp, fazlaya dair haklarını saklı tutarak 10.000 TL araç bedeli ile 1.000 TL yoksun kalınan kar olmak üzere toplam 11.000 TL yi kaza tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Birleşen dava ile de, araç bedeli ile ilgili talebine 3.500 TL ilave etmiştir. Davalı ... vekili cevap dilekçesiyle, davacıya ait aracın çalındığı iddiasının gerçek olmadığını , bu nedenle ödeme yapmadıklarının belirterek davanın reddini savunmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı tazminat davasının kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili dava dilekçesiyle, davalı tarafa kasko sigortası ile sigortalı olan aracının çalındığını açıklayıp, fazlaya dair haklarını saklı tutarak 10.000 TL araç bedeli ile 1.000 TL yoksun kalınan kar olmak üzere toplam 11.000 TL yi kaza tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Birleşen dava ile de, araç bedeli ile ilgili talebine 3.500 TL ilave etmiştir. Davalı ... vekili cevap dilekçesiyle, davacıya ait aracın çalındığı iddiasının gerçek olmadığını , bu nedenle ödeme yapmadıklarının belirterek davanın reddini savunmuştur....
nun 61,63 ve 6098 sayılı TBK'nun 77,79 maddeleri gereğince geçersiz sözleşme gereğince iadenin kapsamının tarafların sözleşme kapsamında aldıklarını iade ile sınırlı olduğu ayrıca yoksun kalınan karın istenemeyeceği, sözleşmenin geçersizliği nedeniyle sözlemeye bağlı fer'i koşul olan cezai şart koşulunun da geçersiz olduğu, bu nedenle istenemeyeceği, gerekçesiyle asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın ise, sözleşmenin iptali konusunda asıl dosyada karar verilmiş olduğundan davacıların mısır tablasının teslimi, yoksun kalınan kar ve cezai şart bedeline ilişkin taleplerinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı- davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Mahkeme kararının, "... işlem nedeniyle yoksun kalınan maaş ve özlük haklarının işlem tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte tazminine ilişkin istemin kabulüne ..." ilişkin kısmına gelince; Mahkemece, davacıya eksik ödenen tutarların "yasal faizinin başlangıç tarihi"nin, dava tarihi esas alınarak, bu tarihten itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte idarece davacıya ödenmesine karar verilmesi gerekirken; "... işlem nedeniyle yoksun kalınan maaş ve özlük haklarının işlem tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte tazminine ilişkin istemin kabulüne ..." şeklinde hüküm kurulmasında hukuka ve Danıştay içtihatlarına uygunluk bulunmamakta ise de; bu yanlışlık, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmayan eksiklik ve yanlışlık kapsamında olduğundan, kararın, "... işlem nedeniyle yoksun kalınan maaş ve özlük haklarının dava tarihinden itibaren hesaplanacak yasal...
Bu durumda fesih ihbarnamesinin 16.9.2009 tarihinde davacıya tebliğ edildiği gözetildiğinde, her ne kadar kiralanan üç aylık süre içinde yeniden kiraya verilebilecek ise de, ihtarname tebliğinden alışveriş merkezinin açıldığı 17.11.2009 tarihine kadar davalı yoksun kalınan kira parasından sorumlu tutulamaz. Bu durumda mahkemece belirlenen üç aylık kira parasından 16.9.2009-17.11.2009 arasındaki süreye karşılık gelen miktarın düşülmesi ile 17.11.2009 tarihinden 16.12.2009 tarihine kadar olan yoksun kalınan kira alacağına hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir....