Davacı vekili; müvekillinin sevk ve idaresinde bulunan aracı ile kırmızı ışıkta beklediği sırada davalı sürücünün hakimiyetini kaybederek müvekkilinin aracına arkadan çarptığını ve davalı sürücünün asli kusurlu olduğunu belirterek; araç değer kaybı ve aracın kullanılamaması nedeniyle yoksun kalınan kar ile manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Davalı vekili, daha önce iki kez kazaya karışan davalı aracında değer kaybı oluşmayacağını, değer kaybı tutarının fahiş olduğunu, ticari araç niteliğinde olmadığından araç mahrumiyeti zararının da kabul edilemeyeceğini ve manevi tazminat talep edilemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, 1.000 TL değer kaybı ile, 5.000 TL yoksun kalınan kârın davalıdan tahsiline dair verilen ilk karar yalnızca davalı vekili tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 17....
de kapsadığını bu nedenle davacının yoksun kalınan kira talebinin yerinde olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur....
de kapsadığını bu nedenle davacının yoksun kalınan kira talebinin yerinde olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir....
de kapsadığını bu nedenle davacının yoksun kalınan kira talebinin yerinde olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur....
de kapsadığını bu nedenle davacının yoksun kalınan kira talebinin yerinde olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir....
bedelini de kapsadığını bu nedenle davacının yoksun kalınan kira talebinin yerinde olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir....
de kapsadığını bu nedenle davacının yoksun kalınan kira talebinin yerinde olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur....
bedelini de kapsadığını bu nedenle davacının yoksun kalınan kira talebinin yerinde olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur....
de kapsadığını bu nedenle davacının yoksun kalınan kira talebinin yerinde olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir....
Ancak tutuklu kalınan toplam sürenin açıkça bir bölümüne ilişkin olarak dilekçede bir sınırlama yapılmış ve haksız tutukluluğun bu kısmına yönelik tazminat isteminde bulunulmuş ise o takdirde tazminat hesabında sadece bu süre dikkate alınabilecektir. (….) Önemli olan husus, kesinleşen ve beraatle sonuçlanan bir ceza davasında tutuklu kalınmasına dayanılarak belirli bir miktarda tazminat istenmesi olup, tutuklu kalınan sürenin bir bölümüne yönelik olarak tazminat isteminde bulunulduğu açıkça belirtilmeyen ve tutuklu kalınan sürenin tamamına yönelik tazminat istemi iradesi ortaya konulan bir durumda, tutuklu kalınan sürenin gösterilmesi zorunlu olmadığı gibi sürenin hatalı olarak gösterilmesinin de önemi bulunmamaktadır. Zira yerel mahkemece, tazminat istemenin şartlarının oluşup oluşmadığı araştırılırken, tutuklu kalınan sürenin de kesin olarak tespit edilmesi gerekmektedir."...