Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davada; TMK. nun 197. maddesi uyarınca davacı eş için 400 TL yoksulluk nafakası ve müşterek çocuk için 300 TL iştirak nafakası talep edilmiştir. Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile davacı eş için 350 TL yoksulluk, müşterek çocuk için ise 150 TL iştirak nafakasına karar verilmiş; hüküm, davalı eş tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, davacı ... ile davalı ... evli olup, ayrı yaşamda haklılık nedeniyle davacı ile ergin olmayan müşterek çocuk için nafaka talebinde bulunulmuş olduğuna göre; mahiyeti itibariyle istenilen nafakalar tedbir nafakası niteliğindedir(TMK. md. 197)....
Hüküm davalı-karşı davacı erkek tarafından, her iki dava yönünden temyiz edilmiş, Dairemizin 09/10/2018 gün ve 2016/22577 esas, 2018/10808 karar sayılı ilamı ile davacı karşı davalı kadın için hükmedilen yoksulluk nafakası ile ortak çocuk için hükmedilen iştirak nafakası miktarlarının çok olduğu gerekçesiyle hükmün bu yönlerden bozulmasına, diğer yönlerden ise onanmasına karar verilmiştir. Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına, 2013 doğumlu ortak çocuk ...'in ihtiyaçlarına nazaran davacı-karşı davalı kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası ile ortak çocuk için takdir edilen iştirak nafakalarının makul seviyede olduğu gözetilmeden Dairemizce bozma kararı verilmesi doğru görülmemiştir....
Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi'nin 2013/446 esas ve 2013/1323 karar sayılı dosyası ile boşandıklarını, bu karar ile velayeti kendisine bırakılan müşterek çocuk lehine aylık 200,00 TL nafakaya hükmedildiğini, kendisinin ev hanımı olduğunu çalışmadığını, geçim sıkıntısı çektiğini, çocuğun büyüdüğünü ihtiyaçlarının arttığını iddia ederek iştirak nafakanın aylık 500,00 TL'ye çıkartılmasını, kendisi için de aylık 600,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; tarafların anlaşmalı boşandığını ve karşılıklı (yoksulluk) nafakası talep etmeyeceklerini kabul ettiklerini, davacının ekonomik durumunun yüksek olduğunu, müşterek çocuğun iki yıllık iştirak nafakasını peşin ödediğini, nafaka miktarının çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlendiğini, sadece ... oranında artırılabileceğini savunarak davanın reddini talep etmiştir....
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; A)Davacı kadının tedbir-iştirak ve tedbir-yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminat taleplerinden feragati sebebiyle ANKARA 19....
düşük olduğu, çocuğun yaşına ve ihtiyacına nazaran 400 TL iştirak nafakasının makul olduğu, boşanma ile yoksulluğa düşen kusursuz kadın lehine bağlanan yoksulluk nafakası miktarının da nafaka alacaklısının yaşına ve ihtiyaçlarına göre düşük olduğu, 400 TL yoksulluk nafakasının makul olduğu, karar tarihi itibariyle yürürlükte olan A.A.Ü.T....
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle, A-Davacı kadın vekilinin, kusur, yoksulluk ve müşterek çocuk Elif Nur için iştirak nafakası dışındaki tüm istinaf taleplerinin, davalı erkek vekilinin ise kusur dışındaki tüm istinaf taleplerinin HMK 353/1- b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, B-Taraf vekillerinin kusura yönelik istinaf taleplerinin HMK 353/1- b-2 maddesi gereğince KISMEN KABULÜNE, C-Davacı-davalı kadın vekilinin, müşterek çocuk Elif Nur için iştirak nafakasına ve kadın için yoksulluk nafakası miktarına yönelik istinaf talebinin HMK 353/1- b-2 maddesi gereğince KABULÜ ile ilk derece mahkemesi kararının hüküm fıkrasının 5.bendindeki iştirak nafakasına, 6.bendindeki yoksulluk nafakasına yönelik kısımların KALDIRILARAK yeniden hüküm tesisine, 5.bentteki tedbir nafakasına yönelik kısmın 5a bendi olarak, 6.bentteki tedbir nafakasına yönelik kısmın 6a bendi olarak aynen muhafazasına, BUNA GÖRE; 5.bentteki müşterek çocuk Elif Nur için takdir edilen iştirak nafakası yerine geçmek üzere...
beyanla; davanın kabulü, kusur belirlemesi, velayet düzenlemesi, ortak çocuk lehine hükmedilen iştirak nafakası, kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası ile maddi, manevi tazminat ve miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur....
Boşanmaya neden olan olaylarda ağır ya da eşit kusurlu olmayan karşı davacı kadın lehine, TMK'nun 174/1.-2. maddesi gereğince maddi-manevi tazminata hükmedilmesinde ve düzenli bir işi ve geliri bulunmayan ve boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşılan karşı davacı kadın lehine yoksulluk nafakası hükmedilmesinde herhangi bir isabetsizlik olmadığı gibi, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü kişilik haklarına yapılan saldırı ve ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında, karşı davacı kadın lehine takdir edilen tedbir - yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat, müşterek çocuklar için hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası miktarlarının yerinde olduğu sonucuna varılmıştır. Bu sebeple tarafların tüm istinaf taleplerinin esastan reddi yönünde karar verilmesi gerektiği kanaati ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Aile Mahkemesinin 10.04.2018 tarihli yazısına göre bu tarih itibarıyla nafaka yönünden kararın kesinleşmediği, tarafların beyanları ve nüfus kaydı ve mahkeme yazısından anlaşılmakta olup, boşanma kararı 26.03.2012 tarihinde kesinleştiği için tedbir nafakası bu tarih itibarıyla sona ermiştir. Bu tarihten sonra ilamda hükmedilen nafakaların yoksulluk ve iştirak nafakası olarak ilamların icrası yoluyla tahsili cihetine gidilmesi gerekmekte olup, boşanma ilamının kesinleştiği 26.03.2012 tarihinde sona eren boşanma ilamının ferisi niteliğindeki tedbir nafakasının, 30.06.2017 tarihi ve sonrasında tahakkuk etmesi mümkün olmadığından, ancak yoksulluk ve iştirak nafakası istenilebileceğinden ilama dayalı yoksulluk nafakası alacağının ilamsız icra yoluyla tahsilinin istenilmesi mümkün olmayıp borçlunun itirazının kaldırılması talebinin reddine karar verilmesi sonucu itibarıyla isabetlidir....
Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, kadın yararına hükmolunan maddi ve manevi tazminat, yoksulluk nafakası çocuk için hükmedilen iştirak nafakası miktarı azdır....