Davalı-davacı vekili cevap ve birleşen dava dilekçesinde açıkladığı sebeplerle; asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulü ile müvekkili lehine hükmedilen aylık 250,00 TL yoksulluk nafakasının aylık 500,00 TL'ye, müşterek çocuklar lehine hükmedilen 300,00 er TL iştirak nafakasının ayrı ayrı 600,00'ar TL'ye yükseltilmesini istemiştir. Mahkemece, asıl ve birleşen davanın kısmen kabulü ile asıl davada hükmedilen aylık 250,00 TL yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren kaldırılmasına, iştirak nafakasının kaldırılması veya indirilmesi talebinin reddine, birleşen davada müşterek çocuklar Efe ve Eren lehine ayrı ayrı hükmedilen aylık 300,00'er TL iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren aylık 500,00 TL'ye çıkartılmasına, yoksulluk nafakasının arttırılması talebinin reddine karar verilmiştir....
Somut olayda; çocuğun yaşı, eğitim durumu, günün ekonomik koşulları dikkate alındığında takdir edilen iştirak nafakası artırım miktarı Medeni Kanunu'nun .... maddesindeki hakkaniyet ilkesine uygun olup, mahkemece iştirak nafakasının aylık 200,00 TL'ye çıkarılmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, mahkemece takdir edilen yoksulluk nafakası artırım oranı fazladır....
Davalı cevap dilekçesinde; yoksulluk nafakası yönünden talebin zamanaşımına uğradığını, çocukların ihtiyaçlarında önemli ölçüde değişiklik olmadığı ve ekonomik durumunun eskisinden kötü olduğunu belirterek davanın reddini dilemiştir....
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 07.10.1998 tarih ve 1998/2–656–688 sayılı Kararında da kabul edildiği gibi yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanları yoksul kabul etmek gerekir. Dosya kapsamına göre davacı kadının çalışmadığı, müşterek çocuğun 2002 doğumlu olup ilköğretim okuluna gittiği, davalının ise emekli ve aynı zamanda çiftçi olduğu tespit edilmiştir. Tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına, davacı kadın için hükmedilen en son yoksulluk nafakası miktarına, nafakanın niteliği, ekonomik göstergelerdeki olumsuz değişiklikler ve ÜFE artış oranları dikkate alındığında davacı kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası miktarının fazla olduğu anlaşılmaktadır....
(TMK. md.197) Buna göre, mahkemece; davacı yönünden hükmedilen nafakanın yoksulluk nafakası olarak nitelendirilmesi ve müşterek çocuk yönünden hükmedilen nafakanın iştirak nafakası olarak nitelendirilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Ne var ki, kanuna uygun olmayan bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 1 nolu bendinde yer alan “...karar kesinleşmesine binaen yoksulluk nafakası olarak devamına..." ifadesinin ve 2 nolu bende yer alan "iştirak nafaka" ifadelerinin çıkarılarak yerine "...tedbir nafakası..." ifadelerinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 15.02.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Müşterek çocuk yararına esas dava ile iştirak nafakasına karar verilmiş olup, esas davanın istinaf yasa yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi dikkate alınarak yeniden iştirak nafakası hakkında hüküm kurulmamıştır." gerekçesiyle asıl ve karşı davada verilen boşanma hükmü kesinleştiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına, müşterek çocuğun velayetinin davalı - karşı davacı anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, davacı - karşı davalı erkek yararına 15.000 TL maddi, 15.000 TL manevi tazminata hükmedilmiş, davalı - karşı davacı kadının yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminat taleplerinin, davacı - karşı davalı erkeğin yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir....
Çocuk için iştirak nafakası verilmesi açısından: Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, kusur durumuna, günün ekonomik koşullarına göre çocuk lehine iştirak nafakası verilmesinin yerinde olduğu, hükmedilen iştirak nafakası miktarının az olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları göz önüne alınarak, müşterek çocuk lehine aylık 500 TL iştirak nafakasına hükmetmek gerekmiş ve kadının iştirak nafakası miktarına yönelik istinaf talebinin kabulüne karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen yoksulluk ve iştirak nafakası ile alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, yoksulluk nafakası talebi ile alacak talebinin reddine, iştirak nafakası talebinin ise kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde ... atfıyla 1086 sayılı HUMK'nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren ... günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25/05/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Bu açıklamalar karşısında davacı kadının yararına hükmedilen yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat ile ortak çocuklar yararına hükmolunan iştirak nafakası miktarlarına ilişkin istinaf talebinin kabulüne, kararın 4 ve 5 nolu bentlerinin kaldırılmasına, 6 nolu bendinin iştirak, 7 nolu bendinin ise yoksulluk nafakasına ilişkin kısımlarının hüküm fıkrasından çıkarılmasına, sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki karar tesis edilmiştir. HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; A)Davacı kadının yararına hükmedilen yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat ile ortak çocuklar yararına hükmolunan iştirak nafakası miktarlarına ilişkin istinaf talebinin HMK'nin 353/1- b/2 maddesi uyarınca KABULÜ ile ÇANKIRI 2....
Maddesi uyarınca boşanmalarına, müşterek çocukların velayetinin babaya verilmesine, çocuklar ile anne arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuklar için aylık 150,00'şer TL tedbir ve iştirak nafakasına, davacı erkeğin tedbir nafakası talebinin reddine, davacı erkek yararına aylık 150,00 TL yoksulluk nafakası ile 15.000,00 TL maddi ve 15.000,00 TL manevi tazminata, davalı kadın yararına aylık 200,00 TL tedbir nafakasına, kadının yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminat taleplerinin şartları oluşmadığından reddine hükmedilmiştir. Davalı kadın vekili; boşanma kararına itirazlarının olmadığını belirterek davacı erkek yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminata, davalı kadının reddedilen yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerine yönelik istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı kadın, 25.06.2021 tarihli dilekçesi ile istinaf başvurusundan feragat etmiştir....