düşeceği anlaşıldığından, hakkaniyete uygun yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerekirken nafaka talebinin reddini karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gibi, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, çocukların yaşları ve ihtiyaçları, paranın satın alma gücü ve hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında, yerel mahkemece çocuklar yararına takdir edilen iştirak nafakası miktarlarının az olduğu anlaşılmakla anlaşılmakla, davacı kadın vekilinin yoksulluk nafakası ile, iştirak nafakası miktarlarına yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile, yerel mahkeme kararının hüküm bölümünde bulunan yoksulluk ve iştirak nafakasına ilişkin 8.maddesinin tümden kaldırılmasına, yeniden hüküm kurularak davacı kadın lehine hakkaniyete uygun şekilde tedbir ve yoksulluk, çocuklar lehine de, hakkaniyete uygun miktarda iştirak nafakasına hükmedilmesi gerekmiştir....
olması nedeni ceza davası açıldığını bildirerek, boşanmalarına, müşterek çocuğun velayetinin kendisine verilmesine, çocuk için aylık 500 TL tedbir-iştirak nafakası ile kendisi için ayık 500 TL tedbir-yoksulluk nafakası ile 5.000 TL maddi, 5.000 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir....
Hal böyle olunca; mahkemece, iştirak ve yoksulluk nafakasının en son artırımına karar verildiği tarih araştırılıp, tarafların tespit edilen sosyal ekonomik durumları, nafakaların niteliği, müşterek çocuğun yaşı, eğitim durumu, ihtiyaçları, ekonomik göstergelerdeki değişim dikkate alınarak,mahkemece; TMK.nun 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun iştirak nafakasına hükmedilmesi gerekir. Yoksulluk nafakasının ise nafaka alacaklısının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirine yoksulluk nafakası TÜİK'in yayınladığı ÜFE oranında artırılması ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Mahkemece yanılgılı değerlendirme ile davanın reddi doğru görülmemiş ve kararın bozulması gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yoksulluk ve iştirak nafakasının kaldırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın yoksulluk nafakası yönünden kabulüne, iştirak nafakası yönünden reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 23.12.2015 günü oybirliğiyle karar verildi....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; davacı kadın tarafından açılmış iştirak nafakası ve yoksulluk nafakası istemine ilişkindir. 1- Dava dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre ilk derece mahkemesi kararında iştirak nafakası miktarı dışında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı kadının iştirak nafakası miktarı dışındaki sair istinaf başvurusunun HMK nun 353/1- b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE karar vermek gerekmiştir. 2- TMK'nın 182. maddesine göre velayet kendisine verilmeyen eş müşterek çocuğun bakım ve eğitim giderlerine maddi gücü oranında katılmak zorundadır....
Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili, tarafların boşandıklarını ve boşanma ile birlikte müvekkili lehine 100,00 TL yoksulluk, müşterek çocuk lehine aylık 150,00 TL iştirak nafakası bağlandığını, bu nafakalarla hiçbir geliri olmayan müvekkili ve müşterek çocuğun geçinmesinin imkansız olduğunu, asgari ücrette yapılan iyileştirme ile birlikte davalının ekonomik durumundaki düzelme, müvekkili ve müşterek çocuğun ihtiyaçlarındaki artış göz önünde bulundurularak müvekkilinin 100,00 TL olan yoksulluk nafakasının aylık 200,00 TL'ye, müşterek çocuğun 150,00 TL olan iştirak nafakasının ise aylık 300,00 TL'ye çıkartılmasını talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, boşanma kararı ile birlikte, davacı ve müşterek çocuk lehine bağlanan nafakaların gelecek yıllarda TEFE-TÜFE oranında artışına karar verildiğini, boşanma tarihinden bu yana tarafların mali durumunda olağanüstü bir değişim olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece; tarafların Konya 3....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; Yoksulluk nafakası artırım taleplerinin reddinin hatalı olduğunu, iştirak nafakası olarak arttırılan miktarın az olduğundan bahisle usul ve yasaya aykırı İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davalarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 6.4.2005 tarih ve 2005/3- 169 E- 235 K. sayılı kararı ile nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltmede yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır....
Hukuk Genel Kurulu'nun 30.03.2005 gün ve 196-239 sayılı kararında nafaka davalarında temyiz edilebilirlik sınırının belirlenmesinde, bağlanan yıllık nafaka miktarının gözetileceği hüküm altına alınmıştır. Somut olayda kadının arttırılmasına karar verilen yoksulluk nafakası yıllık miktarının 60.000TL, iştirak nafakası yıllık miktarının ise 18.000TL olup, karar tarihindeki kesinlik sınırı 78.630,00TL TL'yi aşmadığından Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362/1-a maddesi gereğince temyiz sınırının altında kaldığı için kesindir....
Temyiz Sebepleri 1.Davacı-davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur değerlendirmesi, karşı davanın kabulü, yoksulluk nafakası talebinin reddi, çocuklar ve kadın yararına hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası ile maddî ve manevî tazminat miktarları yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir. 2.Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur değerlendirmesi, tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddi, çocuklar için hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası ile miktarları ve kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası ile maddî ve manevî tazminat yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir. C. Gerekçe 1....
Ancak,boşanmadan sonra talep edilemeyeceğine ilişkin yasada bir hüküm bulunmamaktadır.4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 175.maddesi ve devamı hükümlerine göre nafaka talep edilen tarihte nafaka alacaklısının yasanın öngördüğü şartları taşıması halinde mahkemece, yoksulluk nafakasına hükmedilebilecektir. Başka bir deyişle, boşanma davası sonrasında yoksulluk nafakası isteme hakkını kaybetmemiş davacı (nafaka alacaklısı) aynı yasa 178.maddesi hükmü gereğince bir yıl içerisinde boşanmadan ayrı olarak açacağı dava ile yoksulluk nafakası isteyebilecektir....