İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; Mahkemece yapılan yargılama neticesinde, davacı Hatime'nin yoksulluk nafakasının reddine, müşterek çocuk Sebiha Almina için aylık 300,00 TL iştirak nafakasına hükmedilmiş, müşterek çocuklar Emriye Sıla ve Hale Aslı için iştirak nafakası talebinin reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; Müşterek çocuk için hükmedilen iştirak nafakasının yetersiz olduğunu, talep ettiği yoksulluk nafakasının reddinin doğru olmadığını, aleyhine vekalet ücreti hükmedildiğini belirterek istinaf talebinde bulunmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava yoksulluk ve iştirak nafakasına hükmedilmesine ilişkindir....
Aile Mahkemesinin 2005/256 esas 2005/517 karar 12/05/2005 tarihli ilamıyla hükmedilen davacı için 200,00 TL yoksulluk ve müşterek çocuk Deniz için 400,00 TL iştirak nafakasının değişen koşullar ve ihtiyaçlar nazara alınarak yoksulluk nafakasının 450,00 TL'ye, iştirak nafakasının 900,00 TL'ye çıkarılmasını talep etmiş; yerel mahkemece yapılan yargılama sonucunda yoksulluk nafakasının artırım isteminin reddine, iştirak nafakasının aylık 350,00 TL artırılarak 750,00 TL'ye çıkarılmasına hükmolunmuş, hüküm taraf vekillerince süresinde temyiz olunmuştur . Dava; yoksulluk ve iştirak nafakası artırım istemine ilişkindir. Somut olayda; çocuğun yaşı, eğitim durumu, günün ekonomik koşulları dikkate alındığında takdir edilen iştirak nafakası artırım miktarı Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesine uygun olup, mahkemece iştirak nafakasının aylık 750,00 TL'ye çıkarılmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır....
TMK.nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile TBK.nun 50 ve 51. maddesi hükümleri nazara alınarak, daha uygun miktarda iştirak ve yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun iştirak ve yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminatlar yönünden kabulü ile hükmün kaldırılması gerekmiştir. Ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, HMK 353/1- b-2 maddesi uyarınca düzeltilmek suretiyle yeniden aşağıdaki gibi hüküm tesis edilmiştir....
boşanma protokolünde kendisi ve çocuğu için nafaka talep etmemiş olsa da değişen yaşam şartları, ortak çocuğun büyümesi ve isteklerinin artması, davacının herhangi bir geliri olmaksızın Sarıkaya da babasının evinde adeta bir sığıntı gibi yaşaması sebebi ile hem davacı için1.000 TL yoksulluk nafakası hem de ortak çocuk için 1500 TL iştirak nafakası talep ve dava etmiştir....
, nafakaların karar kesinleştikten sonra yoksulluk ve iştirak nafakası olarak devamına, mal rejiminin tasfiyesine karar verilmesini talep ve dava etmişir....
İlk hükümde kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ve ortak çocuk yararına hükmolunan iştirak nafakası davalı-karşı davacı kadın tarafından temyiz edilmemiş, ilk hükümde belirlenen miktarlar yönünden davacı-karşı davalı erkek yararına usulü kazanılmış hak oluşmuştur. Bu sebeple bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda usulü kazanılmış hakka aykırı şekilde yoksulluk ve iştirak nafakalarının miktarlarının arttırılması doğru bulunmamış, hükmün bu sebeple bozulması gerekmiştir." şeklindeki gerekçe ile ikinci kez bozulduğu, ikinci bozma sonrası Ankara 7....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma - Ziynet Eşyası Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı kadın tarafından erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatların reddi, yoksulluk nafakasının reddi, velayet ve kişisel ilişki yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: İlk derece mahkemesi kararına karşı, davacı- karşı davalı erkek tarafından süresi içerisinde ''ziynet alacağı davasının kabulü, kusur belirlemesi,iştirak nafakasının miktarı , tazminatlar, kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası'' yönünden, davalı-karşı davacı kadın tarafından ise katılma yoluyla "erkeğin davasının kabulü, velayet ile şahsi ilişki düzenlemeleri, iştirak nafakası ve yoksulluk nafakası talebinin reddi, tazminat miktarları " yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....
Davacı kadın tarafından, yerel mahkeme kararına karşı müvekkili lehine hükmedilen yoksulluk nafakası ve müşterek çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakası miktarlarının hakkaniyet, usul ve yasaya aykırı olduğu ve nafaka miktarlarına her yıl ÜFE oranında artış uygulanması gerektiği yönünde istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmakla, dosya üzerinde yapılan incelemede; her ne kadar yerel mahkemece kusur ve ekonomik sosyal durumları dikkate alınarak davacı kadın için 500 TL yoksulluk nafakası ile çocuk için 200 TL iştirak nafakasına hükmedilmiş ise de; yerel mahkemece tarafların tespit olunan ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı erkeğin tam kusurlu oluşu, evlilikte geçen süre, çocuğun yaşı ve ihtiyaçları, paranın satın alma gücü ve hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında, davacı kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası ile müşterek çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakası miktarlarının yetersiz olduğu anlaşılmakla, davacı kadının nafaka miktarlarına...
Kadın için tedbir-yoksulluk nafakası verilmesi açısından: Kadın lehine tedbir nafakası takdirinde bir hukuka aykırılık bulunmadığı, takdir edilen miktarın ise günün ekonomik şartlarına, tarafların ekonomik sosyal durumlarına ve hakkaniyete uygun olduğu anlaşıldığından erkek vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, kusur durumuna, günün ekonomik koşullarına ve kadının düzenli çalışmasının ve tarafların gelirlerinin denk olması nedeniyle kadın yararına yoksulluk nafakası verilmesinin hatalı olduğu anlaşılmakla, erkek vekilinin istinaf talebinin kabulü ile kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir....
Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle davacının yoksulluk-iştirak nafakasına ilişkin istinaf itirazlarının kabulü ile infazda karışıklığa sebebiyet vermemek amacıyla yoksulluk-iştirak nafakasına ilişkin kararın kaldırılmasına, yeniden verilen karar uyarınca davacı lehine aylık 500,00 TL yoksulluk nafakası, müşterek çocuklar lehine aylık 400,00'er TL iştirak nafakası ödenmesine, davacının diğer istinaf istemleri ile davalının nafakalara yönelik istinaf istemlerinin reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....