yaşadığı sorunlar ve mevcut şartlar nedeniyle hiçbir yerde çalışamamasının onun maddi olarak büyük sıkıntılar yaşamasına neden olduğundan hayatını sürdürebilmesi için zaruri giderleri dahi karşılayamadığından yoksulluk nafakası talebiyle ve müşterek çocuk küçük Rümeysa için iştirak nafakası talebiyle iş bu davayı açma gereği hasıl olduğunu belirterek, müvekkili lehine aylık 750,00....
yaşadığı sorunlar ve mevcut şartlar nedeniyle hiçbir yerde çalışamamasının onun maddi olarak büyük sıkıntılar yaşamasına neden olduğundan hayatını sürdürebilmesi için zaruri giderleri dahi karşılayamadığından yoksulluk nafakası talebiyle ve müşterek çocuk küçük Rümeysa için iştirak nafakası talebiyle iş bu davayı açma gereği hasıl olduğunu belirterek, müvekkili lehine aylık 750,00....
Aile Mahkemesi'nin 13.06.2019 tarih, 2017/1074 esas ve 2019/509 karar sayılı ilamının hüküm kısmının kadın yararına hükmolunan maddi ve manevi tazminat, yoksulluk nafakası ve çocuk için hükmolunan iştirak nafakası yönünden kaldırılmasına ve Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1- b,2 maddesi uyarınca bu yönden yeniden esas hakkında hüküm tesisine, ''Davacı T1'ın maddi ve manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile TMK'nun 174/1,2 maddeleri uyarınca 20.000,00 TL maddi ve 15.000,00 TL manevi tazminatın davalı T3 alınarak davacı T1'a verilmesine, fazlaya ilişkin talebinin reddine.''...
Davacı ve müşterek çocuk arasında ihtiyari dava arkadaşlığı olduğundan kesinlik sınırı her biri açısından ayrı ayrı hesaplanır. Eldeki dosyada müşterek çocuk için talep edilen iştirak nafakası kabul edilmiş, davacı için talep edilen yoksulluk nafakası ise reddedilmiştir. Buna göre; davacının reddedilen yoksulluk nafaka miktarı aylık 600,00- TL'dan yıllık 7.200,00- TL olup kesinlik sınırının altında kalmaktadır. Karar tarihi itibarıyla reddedilen yoksulluk nafakası miktarı yıllık sekizbin -TL'nı geçmemektedir. Hüküm, reddedilen yıllık yoksulluk nafaka miktarı itibariyle kesin niteliktedir....
Velayet açısından: Ayrılık döneminde çocuğun, Ilgın/Konya'da kadının ailesiyle yaşaması, mahkemedeki beyanında annesiyle yaşamak istediğini söylemesi ve tüm dosya kapsamı nazara alınarak velayetin anneye verilmesi doğru olduğundan erkek vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. Çocuk için tedbir-iştirak nafakası verilmesi açısından: Çocuk lehine tedbir-iştirak nafakası takdirinde bir hukuka aykırılık bulunmadığı, takdir edilen miktarların ise günün ekonomik şartlarına, tarafların ekonomik sosyal durumlarına ve hakkaniyete uygun olduğu, ayrıca talepten fazla iştirak nafakasına da hükmedilmeyeceği, ancak hükümde tedbir nafakasının yerine iştirak nafakası ibaresinin yazılması maddi hata olup mahalli mahkemesince düzeltilebilecek hata olduğu anlaşılmakla, kadın vekilinin iştirak nafakasına, erkek vekilinin ise tedbir ve iştirak nafakasına yönelik istinaf taleplerinin reddine karar verilmiştir....
Bu nedenlerle davacı kadının maddi ve manevi tazminat miktarına yönelik istinaf isteminin kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesinin maddi ve manevi tazminat miktarına ilişkin hükmünün kaldırılmasına, 6100 sayılı HMK'nın 353/1- b-2 maddesi uyarınca yeniden esas hakkında verilen karar uyarınca; davacı kadın yararına TMK 174/1- 2 maddesi uyarınca boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte 30.000 TL maddi, 20.000 TL manevi tazminata hükmedilmesine karar verilmesi gerekmiştir. Mahkemece, davacı kadın için aylık 500 TL yoksulluk nafakası, 27/06/2011 doğumlu olduğu anlaşılan ve velayeti anneye verilen müşterek çocuk Ali Efe için aylık 500 TL iştirak nafakası takdir edilmiştir. Değişen ekonomik şartlar, tarafların mevcut sosyal ve ekonomik durumları, müşterek çocuğun yaşı itibariyle ihtiyaçları, nafakaların niteliği dikkate alındığında takdir edilen yoksulluk ve iştirak nafakası azdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı (koca) tarafından, kusur belirlemesi, manevi tazminat ve nafakalar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı kadının dava dilekçesinde müşterek çocuk için 150 TL tedbir ve iştirak nafakası talebinde bulunduğu ve nafakalar için faiz talebinde bulunmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece müşterek çocuk 20.10.1998 doğumlu ... için 200 TL iştirak nafakası takdir edilmesi ve iştirak nafakası ile yoksulluk nafakalarına talep olmadığı halde faiz yürütülmesi suretiyle talebin aşılması doğru bulunmamıştır(HMK mad 26/1) ....
Yerel Mahkeme bozma ilamına iştirak nafakası yönünden uymuş; yoksulluk nafakası yönünden ise istek yokluğundan yoksulluk nafakası konusunda hüküm kurulmasına yer olmadığına karar vererek ilk kararında direnmiştir. (Uyulan kısım taraflarca temyiz edilmemiştir.) Yerel Mahkeme ile Özel Daire arasındaki uyuşmazlık; davacı-davalı G... C… …'nin yoksulluk nafakası talebinde bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. Türk Medeni Kanunu 174.maddesi uyarınca yoksulluk nafakasına hükmedilebilmesi için davacının yoksulluk nafakası isteği olması şarttır ancak bu isteğin mutlaka dava dilekçesinde bulunması gerekmez yargılama aşamasında da yoksulluk nafakası isteğini dile getirebilir. Somut olayda; davacı vekili 25.02.2008 günlü oturumda önceki beyanlarını tekrar ederek; davacı-davalı kadının hiçbir yerden geliri olmadığı ve davalı-davacı kocanın ailesine maddi yönden destek olmadığı gerekçesiyle nafakaların (ÜFE) oranında artırılmasını istemiş ve bu beyanını imzası ile tasdik etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen yoksulluk ve iştirak nafakalarının arttırılması davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Davacı kadın vekili tarafından yerel mahkeme kararına karşı müvekkili lehine hükmedilen yoksulluk ve çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakası miktarlarının çok düşük olduğu yönünde istinaf başvurusunda bulunulmuş olup; yerel mahkemece tarafların tespit olunan ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı erkeğin tam kusurlu oluşu, evlilikte geçen süre, paranın satın alma gücü ve hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında davacı kadın ve müşterek çocuklar yararına hükmedilen yoksulluk ve iştirak nafakası miktarlarının yetersiz olduğu anlaşılmakla davacı vekilinin nafaka miktarlarına yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile yerel mahkeme kararının hüküm bölümünde bulunan yoksulluk ve iştirak nafakalarına ilişkin 5. ve 6. maddelerinin tedbir nafakası kısmından sonraki bölümlerinin tümden kaldırılmasına, buna göre yeniden hüküm kurularak davacı kadın ve çocuklar lehine hakkaniyete uygun oranda yoksulluk ve iştirak nafakasına hükmedilmesi gerektiği kanaat ve düşüncesiyle...