O halde mahkemece yapılması gereken iş; Develi Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi'nin 2011/584 Esas, 2012/235 Karar sayılı dosyanın getirtilerek, davalı lehine belirlenen yoksulluk nafakası miktarının tespit edilmesi, yine davacının sosyal ve ekonomik durumunun değişip değişmediği, davalı kadının yoksulluk nafakası takdir edilmesi sırasında çalışıp çalışmadığı hususlarının belirlenmesi, çalışıyor ise bu olgu gözetilerek yoksulluk nafakası takdir edilmiş olduğu nazara alınıp ,asgari ücret düzeyindeki gelirin yoksulluk nafakasını tamamen kaldıran bir husus olmadığı da göz önünde bulundurularak, hasıl olacak sonuca göre hüküm kurulması olmalı iken, eksik araştırma ve inceleme sonucunda yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir....
Bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddi ve çocuk yararına hükmolunan iştirak nafakası kesinleştiği halde kadın yararına 150 TL yoksulluk, çocuk yararına 200 TL iştirak nafakasına hükmedilmesi doğru olmamıştır" gerekçesiyle bozulmuştur. Bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda ortak çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakasının kesinleşmiş olduğu gözetilmeden bu hususta yeniden hüküm kurulması doğru olmamıştır. Ancak bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün bu yönden düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HUMK m. 438)....
Davacı-davalı erkeğin asıl davada kaldırılmasını isteyip istinafa konu ettiği yoksulluk nafakası miktarı aylık 300,00 TL olup yıllık 3.600,00 TL'ye tekabül ettiği, kadının karşı davası ile kadının 300,00 TL olan yoksulluk nafakasının 200,00 TL artırıldığı ve yoksulluk nafakası artırım miktarının 200,00x12=2.400,00 TL 'ye tekabül ettiği, müşterek çocuğun 250,00 TL olan iştirak nafakasının 250,00 TL artırıldığı ve iştirak nafakası artırım miktarının da 250,00x12=300,00 TL'ye tekabül ettiği, HMK 341/2 maddesi gereğince karar tarihi olan 2020 yılı itibariyle miktar veya değeri 5.390,00 TL'yi geçmeyen mal varlığına ilişkin kararların kesin olduğu, dolayısıyla davacı-davalı erkeğin istinaf talebinin HMK 352 maddesi gereğince kesinlik sınırında kaldığı anlaşıldığından, davacı-davalı vekilinin istinaf talebinin HMK 352 maddesi gereğince reddine karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....
nun ilköğretim 7.sınıfta eğitim gördüğünü,kendisinin kredi vb.borçları olduğunu,davalının ise emekli olup İstanbul'da ev aldığını,maddi durumunun iyi olduğunu belirterek, kendisi için hükmedilen aylık 120 TL'lik yoksulluk nafakasının aylık 250 TL'ye,müşterek çocuk ...için hükmedilen aylık 110 TL'lik iştirak nafakasının ise aylık 350 TL'ye yükseltilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde;emekli olup aylık 1000 TL emekli maaşı olduğunu,başka geliri bulunmadığını,ev kredisi borcu olduğunu,davacının babasından maaş aldığını,çocukların ihtiyaçları ile ilgilendiğini savunarak,davanın reddini istemiştir. Mahkemece;davanın kısmen kabulü ile,müşterek çocuk... için hükmedilen aylık 110 TL'lik iştirak nafakasının 140 TL artışla aylık 250 TL'ye yükseltilmesine;davacı lehine hükmedilen aylık 120 TL'lik yoksulluk nafakasının 130 TL artışla aylık 250 TL'ye yükseltilmesine karar verilmiş,hüküm süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmiştir....
Mahkemece; "Şiran Asliye Hukuk Mahkemesinin 11/07/2017 tarih, 2016/54 Esas, 2017/53 Karar sayılı ilmaı gereği davacı eş lehine 400 TL yoksulluk nafakası müşterek çocuklardan her biri lehine aylık 250,00- TL iştirak nafakası bağlanmasına karar verildiği, verilen kararın kesinleştiği, gerek iştirak gerekse de yoksulluk nafakasının aradan geçen süre, günün ekonomik koşulları, müşterek çocukların artan eğitim beslenme ihtiyaçları karşısında yetersiz kaldığı anlaşıldığından tarafların ekonomik ve sosyal durumları, günün ekonomik koşullarındaki paranın alım gücü, müşterek çocuğun yaşı, sağlık ve eğitim durumu ile tespit edilen ihtiyaç durumu nazara alınarak ve tanık ile sosyal ve ekonomik araştırma raporları ve TÜFE oranları göz önünde bulundurulurak yoksulluk nafakasının 400,00.-TL, iştirak nafakasının da her bir çocuk için 600,00.-TL olmak üzere 1200,00....
in ihtiyaçları, tarafların sosyal ve ekonomik durumu karşısında ortak çocuk lehine iştirak nafakasının az olduğu, davalı kadının sigortalı çalışma kaydının bulunmaması, sürekli bir işinin olmaması, zaman zaman günlük işlere gitmesi karşısında İlk Derece Mahkemesince davalının tedbir nafakası talebinin reddine karar verilmesinin doğru görülmediği, davalı cevap dilekçesinde yoksulluk nafakası talebinde bulunmasına rağmen İlk Derece Mahkemesince davalının yoksulluk nafakası talebi hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesinin hukuka aykırı olduğu, tarafların kusur dereceleri, davalının sabit gelirinin bulunmaması, boşanma ile yoksulluğa düşmesi karşısında davalı lehine yoksulluk nafakasına karar verilmesi gerektiği gerekçeleri ile davalının müşterek çocuk ... için hükmedilen iştirak nafakası miktarı, ortak ... için iştirak nafakası talebinin aktif husumet yokluğu nedeniyle reddi ve davalının tedbir nafakası talebinin reddi ile yoksulluk nafakası talebi hakkında karar verilmemesine...
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 17/02/2021 NUMARASI : 2020/296 ESAS - 2021/280 KARAR DAVA KONUSU : Yoksulluk ve İştirak Nafakasının Arttırılması - Velayetin Değiştirilmesi Yoksulluk Nafakasının Kaldırılması KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda; mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında istinaf talebinde bulunulmakla, evrak okunup, gereği görüşülüp düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı-karşı davalı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların Ankara 1....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının kaldırılması ve iştirak nafakasının indirilmesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı dava dilekçesinde; davalı ile boşandıklarını, boşanma ilamı ile davalı lehine aylık 500,00 TL yoksulluk ve velayeti davalıya verilen müşterek çocuk lehine 500,00 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, davalının gayriresmi olarak başka biri ile yaşadığını, bu birlikteliğini davacıya ifade ettiğini, davalının çalıştığını, boşanma davası sırasında çalışmasını gizlediğini, davacının harcamaları nedeni ile maaşının yetersiz kaldığını belirterek 500,00 TL yoksulluk nafakasının kaldırılmasına ve iştirak nafakasının 250,00 TL'ye indirilmesine...
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı kadın vekili; tazminatların miktarı, yoksulluk nafakası talebinin reddi, iştirak nafakasının miktarı ile ÜFE talebi hakkında karar verilmemiş olmasına; davalı koca vekili; boşanma davasının kabulü, kusur tespiti, tazminat ve nafakalar ile velayete yönelik istinaf talebinde bulunmuştur....
KARŞI OY YAZISI Davacı, boşanma kararıyla davalı yararına aylık irat şeklinde hükmedilen yoksulluk nafakasının “çalışmaya başladığı ve gelirinin bulunduğu” gerekçesiyle kaldırılmasını da istemiştir. Davalının, boşanmadan sonra (2.11.2011 tarihinde) özel bir işyerinde aylık 1.019 lira ücretle çalışmaya başladığı ve bu davanın açılmasından sonra 30.1.2012 tarihinde kendi isteğiyle işten ayrıldığı yapılan soruşturma ve toplanan delillerden anlaşılmaktadır. Dava tarihinde davalı çalıştığına ve yeterli gelir sahibi bulunduğuna göre, yoksulluğu ortadan kalkmıştır. Davanın açılmasından sonra kendi isteğiyle işten çıkmış olması, yoksulluk nafakasının devamını gerektirmez. Bu bakımdan yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmelidir. Davacının bu yöne ilişkin karar düzeltme talebi haklı ve yerinde olup kabulü ile, Dairemizin onama kararının yoksulluk nafakasına münhasır olarak kaldırılmasına, hükmün yoksulluk nafakası yönünden bozulmasına karar verilmelidir....