Hukuk Dairesince, 12.06.2020 tarih 2018/1352 Esas 2020/904 Karar sayılı kararının davacı-karşı davalı kadın yararına hükmolunan maddi, manevi tazminat ve yoksulluk nafakası ile ortak çocuk yararına hükmolunan iştirak nafakası yönünden KALDIRILMASINA, Karabük Aile Mahkemesinin 06.02.2018 tarih 2015/149 Esas 2018/62 Karar sayılı kararının davacı-karşı davalı kadın yararına hükmolunan maddi, manevi tazminat ve yoksulluk nafakası ile ortak çocuk yararına hükmolunan iştirak nafakası yönünden BOZULMASINA, diğer temyiz itirazlarının ise 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, dosyanın HMK'nun 373/1. maddesi gereğince ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ise ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi.” şeklinde yazılmasının bu suretle maddi hatanın giderilmesine karar verilmiştir....
özellikle nafaka yükümlüsünün gelir durumu nazara alındığında yoksulluk nafakası indirim miktarının isabetli olduğu ve iştirak nafakasının kaldırılması yada indirilmesi şartlarının oluşmadığı anlaşılmakla ilk derece mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanaatine varılmış davacının istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....
Davacı kadın vekili, dava dilekçesinde müşterek çocuk için hükmedilen iştirak nafakası ile davacı kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının artırılması talebinde bulunmuş ve nafakalar için yasal faiz istediğini belirtmiş, mahkemece iştirak ve yoksulluk nafakaları hakkında hüküm kurulduğu halde faize ilişkin talep hakkında, Hukuk Muhakemeleri Kanunun emredici kuralına aykırı şekilde olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiştir. Bu durumda; artırılmasına hükmedilen iştirak ve yoksulluk nafakaları için istenen faiz talebi hakkında olumlu ya da olumsuz karar verilmemesi hatalı olmuştur. Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi de yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden davacı kadın vekilinin bu yöndeki istinaf talebinin kabulü ile iştirak ve yoksulluk nafakalarına, nafakaların muaccel olduğu tarihten itibaren geçerli olmak üzere yasal faiz uygulanmasına hükmedilmek suretiyle kararın HMK 353/1- b-2 maddesi uyarınca düzeltilmesi cihetine gidilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Davacının yoksulluk nafakasının kaldırılması yönündeki talebi için ayrıca harç alınmamıştır. Kaldırılması talep edilen yoksulluk nafakasının yıllık tutarı üzerinden hesaplanacak nispi harç alınmadan (Harçlar Kanunu m.30-32) davaya devam edilmesi yanlış olmuştur. O halde, mahkemece davacıya "yoksulluk nafakasının kaldırılması" yönündeki talebiyle ilgili nispi harcın tamamlattırılması ve sonucu itibariyle karar verilmesi gerekirken, eksik harçla yargılamaya devamla bu talep hakkında yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 01.06.2017(Prş.)...
Sayılı kararı ile anlaşmalı olarak boşandıkları, bu kararın 06.04.2019 tarihinde kesinleştiği, ortak çocuk Miran Asaf'ın boşanma kararının kesinleşmesinden sonra 16.05.2019 tarihinde doğduğu, velayetin askıda olduğu, mahkemece çocuğun yaşı ve babanın velayet talebinin olmaması dikkate alınarak velayet hakkının davacı anneye verildiği, anlaşmalı boşanma davasında tarafların karşılıklı olarak tedbir ve yoksulluk nafakası talebi olmadığını bildirdiklerinden kadının yoksulluk nafakası talebinin reddedildiği, ancak anlaşmalı boşanma kararının kesinleşmesinden sonra açılan ve feri nitelikte bulunmayan yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesine rağmen davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, davalı erkeğin vekalet ücretine yönelik istinaf talebinin yerinde olduğu, Ortak çocuğun yaşı, ihtiyaçları, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ve hakkaniyet ilkesi (TMK m.4) dikkate alındığında hükmedilen 500,00 TL iştirak nafakası miktarının fazla olduğu...
İstinaf Sebepleri Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı-karşı davalı erkeğin evlilik birliğinin sarsılmasında tam kusurlu olduğunu, müvekkiline yüklenen kusurların ispatlanamadığını ileri sürerek, erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddi, tedbir ve iştirak nafakası miktarı, kadın lehine hükmedilen tedbir nafakasının kaldırılması ve hükmedilen tedbir nafakasının miktarı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur. C....
Müşterek çocuklar İlayda ve Ege yararına 29/06/2017 tarihinde belirlenen aylık 250'şer TL'den toplam aylık 500 TL tedbir nafakasının kararın kesinleşmesine kadar devamına, kararın kesinleşmesinden sonra aylık 350'şer TL'den toplam aylık 700 TL iştirak nafakasının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, Davacının çalıştığı ve sabit bir geliri olduğu anlaşıldığından tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin ayrı ayrı reddine, Davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 15.000 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine" karar verilmiştir....
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 06.04.2005 tarih ve 2005/3- 169 Esas 2005/235 Karar sayılı kararı ile nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltmede yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Somut olayda; iştirak nafakasının kaldırılması davası kapsamında red kararına konu yıllık nafaka miktarı toplamı (200,00 TLx12) olan 2.400,00 TL ve yoksulluk nafakasının kaldırılması davası kapsamında red kararına konu yıllık nafaka miktarı toplamı (300,00 TLx12) olan 3.600,00 TL, 5.880,00 TL'nin altında olduğundan, hüküm davacı yönünden kesin niteliktedir. Öte yandan, iştirak nafakasının kaldırılması davası kapsamında kabul kararına konu yıllık nafaka miktarı (200,00 TLx12) olan 2.400,00 TL de 5.880,00 TL'nin altında olduğundan, hüküm davalı yönünden de kesin niteliktedir. Açıklanan gerekçe ile, hükmün her iki taraf yönünden kesin nitelikli olması nedeniyle, tarafların istinaf kanun yoluna başvurma talebinin usulden reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Yoksulluk ve İştirak Nafakasının Arttırılması-Yoksulluk Nafakasıve İştirak Nafakasının Kaldırılması-Velayetin Değiştirilmesi- Kişisel İlişki Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı kadın tarafından kişisel ilişki düzenlenmesi, vekalet ücreti ve yargılama gideri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve eksik yatırılan 177.10 TL temyiz başvuru harcının...
DAVA KONUSU : İştirak Nafakası ve Yoksulluk Nafakasının Arttırılması KARAR : Taraflar arasındaki "İştirak Nafakası ve Yoksulluk Nafakasının Artırılması" konulu davanın yapılan yargılaması sonunda, ilk derece mahkemesinin yukarıda tarihi ve numarası gösterilen kararına karşı, davacı tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353- 355 ve 356.maddeleri gereğince dosya incelendi, gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI: Davacı vekili dava dilekçesinde özet olarak; tarafların Polatlı 2....