Davada, boşanma davasından sonra davalının 730 TL yetim aylığı almaya başlaması nedeniyle, davalı lehine hükmedilen 250 TL yoksulluk nafakasının kaldırılması ile müşterek çocuklar için hükmedilen iştirak nafakasının ise indirilmesi talep ve dava edilmiştir. Mmahkemece, yoksulluk nafakasının kaldırılması talebinin kabulüne, iştirak nafakasının kaldırılması talebinin ise reddine karar verilmiş hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. TMK'nun 176/3.maddesine göre; irat biçiminde ödenmesine karar verilen nafakanın, yoksulluğun ortadan kalkması halinde mahkeme kararıyla kaldırılması mümkündür. Yine, tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir. Yoksulluk nafakasının kaldırılması talebi, azaltılması talebini de içermekte olup, bu durum nafakanın miktarını tayinde ve indirilmesinde etken olarak dikkate alınmalıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK(AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen yoksulluk nafakası talebi ve iştirak nafakasının artırımı talebi davasında yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir....
Yoksulluk durumu günün ekonomik koşulları ile birlikte, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve yaşam tarzları değerlendirilerek takdir edilmelidir. Evlilik birliğinde eşler arasında geçerli olan dayanışma ve yardımlaşma yükümlülüğünün, evlilik birliğinin sona ermesinden sonra da kısmen devamı niteliğinde olan yoksulluk nafakasının özünde, sosyal ve ahlâki düşünceler yer almaktadır. Nafaka talep edilen eşin kusursuz da olsa nafaka ödemekle yükümlü kılınması, yoksulluk nafakasının tazminat ya da cezadan farklı bir nitelik taşıdığını göstermektedir. Yoksulluk nafakasının amacı hiçbir zaman nafaka alacaklısını zenginleştirmek değildir. Yoksulluk nafakasıyla, boşanma sonucunda yoksulluk içine düşen eşin asgari yaşam gereksinimlerinin karşılanması düşünülmüştür....
Taraflar arasındaki nafaka davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl davanın kısmen kabulüne ve karşılık davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı (karşı davalı) vekili dava dilekçesinde; tarafların boşandıklarını, müşterek çocukların velayetinin davacı anneye verilerek, müşterek çocuk ... için aylık 200,00'er TL iştirak nafakası ile davacı için aylık 100,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini, hükmedilen nafaka miktarlarının yetersiz olduğunu beyan ederek, davacı için ödenen yoksulluk nafakasının aylık 200,00 TL'ye, müşterek çocuk için ödenen iştirak nafakasının ise aylık 400'er TL'ye yükseltilmesine, davacı mustafa için ise 400 TL yardım nafakasının davalı (karşı davacı)dan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Aile Mahkemesinin 2017/526 Esas 2018/463 Karar sayılı kararı ile belirlenen 500 TL yoksulluk nafakasının dava tarihi olan 15/12/2022 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 1.000 TL artırılarak aylık 1.500 TL yoksulluk nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, nafakanın her yıl TÜFE oranında artırılmasına, müşterek çocuklar Rumeysa Aslan, Büşra Nur Aslan ve Reyhan Aslan için nafaka artırım talebinin reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı tarafın istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararını lehine hükmedilen yoksulluk nafakası miktarı ve reddedilen iştirak nafakası artırım talebi yönünden istinaf etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava; davacı adına hükmedilen yoksulluk nafakası ile müşterek çocuk adına hükmedilen iştirak nafakasının artırılması istemiyle açılmıştır....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı davalı kadın şahsi ilişki talebine yönelik açılan karşı davada verilen kısmen kabul kararını, Davalı davacı erkek nafakanın kaldırılması talebinin reddini, şahsi ilişki hakkında verilen kararı istinaf etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava yoksulluk ve iştirak nafakalarının artırılması, karşı dava kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılması ve müşterek çocuk ile kişisel ilişkinin düzenlenmesi talebine ilişkindir. Davalı davacı vekili hem yoksulluk nafakasının kaldırılması talebini, hem de şahsi ilişkiyi istinafa getirmesine rağmen 1 adet istinaf maktu karar ilam harcının tahsil edildiği, oysa istinafa konu bu iki talebin bağımsız talepler olup ayrıca harçlandırılmasının gerektiği değerlendirilmiştir. İstinaf dilekçesi verilirken, istinaf kanun yoluna başvuru harcı ve tebliğ giderleri de dâhil olmak üzere tüm giderler ödenir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yoksulluk nafakası ve iştirak nafakasının artırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dilekçesinde; tarafaların boşandıklarını, boşanma davasında davalı kocanın kusurlu olduğunu, ancak müvekkilinin boşanma davası sırasında çalışıyor olması nedeni ile yoksulluk nafakası verilmediğini, müşterek çocuk için ise aylık 150,00 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, müvekkilinin şu an işsiz olduğunu, düzenli bir geliri olmadığını, müşterek çocuğa bağlanan iştirak nafakasının yetersiz kaldığını belirterek, davacı için aylık 300,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmesini, iştirak nafakasının ise aylık 200,00 TL'ye çıkartılmasını...
Kabul edilen iştirak nafakası ve yoksulluk nafakası arttırım miktarının yıllık toplamının ve reddedilen iştirak nafakası yoksulluk nafakası miktarının karar tarihi itibariyle HMK'nun 341/2. maddesinde belirtilen parasal sınırın altında ve kesin nitelikte olduğu, bu durumda, tarafların verilen kesin nitelikteki bir karara karşı istinaf yoluna başvurduğu anlaşıldığından, HMK'nun 341/2.maddesi gereğince tarafların istinaf dilekçesinin miktar itibariyle reddi yönünde karar verilmesi gerektiği kanaati ile, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı, boşanma davası ile eş için 500,00 TL yoksulluk, müşterek çocuk ... için 1.000,00 TL iştirak nafakasına hükmedilerek her yıl TÜFE oranında artış yaptığını, gelir durumunda düşme olduğunu ve davalının çalışmaya başlaması nedeniyle yoksulluk nafakasının kaldırılması ya da 100,00 TL'ye indirilmesini, iştirak nafakasının da 250,00 TL'ye indirilmesi isteminde bulunmuştur. Davalı ise davacının maddi durumunun iyi olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davacının gelir durumunun asgari ücret düzeyinde olduğu ve nafaka ödemekte zorlanması nedeniyle yoksulluk nafakasının 100,00 TL'ye iştirak nafakasının 250,00 TL'ye indirilmesine karar verilmiştir.Karar davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1)Davalı vekili 03.12.2010 tarihli dilekçe ile davacının banka ve kredi kartı hesaplarının istenmesini talep etmiştir....
Eldeki davada; gerekçeli karar kısmında davacı kadın lehine birleşen dava ile talep ettiği 1.000,00 TL yoksulluk nafakasının verilmesine şeklinde gerekçe oluşturulmuş ise de; tefhim edilen kısa karar ve gerekçeli kararın hüküm bölümünde "davacı lehine birleşen dosya dava tarihi olan 14.07.2020 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 1.000,00 TL iştirak nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine" şeklinde hüküm oluşturulduğu, böylece gerekçe ile hüküm sonucu arasında çelişki oluşturulduğu gibi, yoksulluk nafakası talebi hususunda olumlu-olumsuz hüküm kurulmayarak HMK'nun 297/2 maddesine de aykırı davranılmış olması usul ve yasaya aykırı görülmüştür....