"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki nafaka davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dava dilekçesinde; boşanma davası ile hüküm altına alınan yoksulluk nafakasının yetersiz kaldığını ileri sürerek, aylık 450 TL yoksulluk nafakasının 2.500 TL'ye çıkartılmasını talep ve dava etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde; talep edilen nafakanın fahiş olduğunu belirterek davanın reddini, bu mümkün olmadığı takdirde mevcut nafakanın ÜFE oranında artırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Davada; aylık 200,00 TL olarak ödenen yoksulluk nafakasının 400.00 TL'ye; 225,00 TL olarak ödenen iştirak nafakasının 500,00 TL'ye çıkartılması istenilmiş, mahkemece davanın kısmen kabulü ile yoksulluk nafakasının aylık 300,00 TL'ye iştirak nafakasının aylık 400,00 TL'ye çıkarılmasına karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir. Somut olayda dosya içeriğinden; tarafların 2003 yılında boşandıkları; en son 13.01.2010 günü açılan nafaka artırım davası ile davacıya ödenen nafakanın aylık 200,00 TL'ye; müşterek çocuğa ödenen nafakanın 225,00 TL'ye çıkarıldığı, iş bu artırım davasının 30.04.2012 günü açıldığı, nafaka yükümlüsü davalının aylık 1.800,00 TL; nafaka alacaklısı davacının aylık 600,00 TL geliri bulunduğu; velayeti davacı annede bulunan 15.03.1998 doğumlu müşterek çocuğun öğrenci olduğu anlaşılmaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının artırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dava dilekçesinde; ... Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 05.06.2008 tarihli kararı ile yoksulluk nafakasının aylık 100,00 TL’ye çıkarıldığını, aradan uzun süre geçtiğini, davacının sağlık sorunlarıyla uğraştığını, davalının maddi durumunun iyi olduğunu, nafakanın yetersiz kaldığını belirterek, yoksulluk nafakasının 400,00 TL'ye çıkarılması ile nafakanın her yıl tüfe oranında arttırılması karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
İlk derece mahkemesince, TMK'nun 176/1 maddesi gereğince, tarafların fiilen evli kaldıkları süre, ekonomik durumları, kusur durumları ve hakkaniyet ilkesi ile benzer mahiyette yüksek yargı kararları da dikkate alınarak yoksulluk nafakasının toptan şekilde davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Tarafların kararı yoksulluk nafakası yönünden de istinaf etmesi üzerine bölge adliye mahkemesince, somut bir gerekçe olmaksızın davalı kadın için “aylık” şeklinde yoksulluk nafakasına hükmedilmiştir. Mahkemece, yoksulluk nafakasının kadın yararına aylık şeklinde ödenmesine hükmedilmesi tarafların ekonomik sosyal durumları, evlilikte geçen süre, tarafların yaşları dikkate alındığında Kanunun (TMK m. 176/1) amacına uygun değildir. O halde, bölge adliye mahkemesince, yoksulluk nafakasının toptan biçiminde ödenmesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi somut olay bakımından isabetli bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir....
(HGK 07.10.1998 gün, 1998/2-656 E-1998/688 K., 26.12.2001 gün ve 2001/2-1158-1185 sayılı ve 01.05.2002 gün ve 2002/2-397-339 sayılı K.) Yoksulluk nafakasının kaldırılması talebi, azaltılması talebini de içermekte olup, bu durum nafakanın miktarını tayinde ve indirilmesinde etken olarak dikkate alınmalıdır. Dosyadaki bilgi ve belgelerden; boşandıkları, davalı kadın için 200 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiği ve kararın 13.07.2005 tarihinde kesinleştiği; davalı kadının daha sonra .... 6. Aile mahkemesi 2009/347 Esas ile yoksulluk nafakasının artırılması davası açtığı ve nafakanın 500 TL ye çıkarıldığı, kararın 22.10.2009 da kesinleştiği , davalı kadının bekar olduğu, aylık 976 TL gelirinin olduğu, kendine ait evde yaşadığı, iki çocuğu ile birlikte yaşadığı anlaşılmaktadır....
Bu doğrultuda yerleşen Dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Hakim, yoksulluk nafakasının takdirinde, nafaka alacaklısı kadının ihtiyaçları ile, nafaka yükümlüsü kocanın gelir durumu arasında bir oranlama yaparak, taraflar arasında sağlanan dengeyi koruyarak bir karar vermelidir. Bu verilecek karar da TMK.nun 4.maddesi kapsamında hakkaniyete uygun olmalıdır. Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında, boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu iddia ve ispat edilmemiştir. O halde, yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek nafakanın TÜİK'in yayınlandığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekmektedir....
KARŞI OY Dava, yoksulluk nafakasının kaldırılması davasıdır. Özel Daire ile yerel mahkeme arasındaki uyuşmazlık, davalının vefat eden babasından kalan taşınmazlardan kira bedeli ve ayrıca yetim aylığı alıp almadığı ve taraflar arasındaki protokole göre hükmedilip kesinleşen yoksulluk nafakasının kaldırılması gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır. Kayseri 3. Aile Mahkemesinin 2011/1017 esas 2011/1243 karar sayılı kararı ile tarafların boşanmalarına ve kararın kesinleşmesinden itibaren aylık 2.000TL yoksulluk nafakasına, her yıl TÜFE oranında artırılmasına, tarafların anlaşmaları üzerine ve anlaşma protokolü mahkemece uygun bulunarak karar verilmiş olup, 24.01.2012 tarihinde kesinleşmiştir. Yoksulluk nafakasının kaldırılmasına ilişkin bu dava 25.03.2016 tarihinde açılmış, davacı, boşanma davası sırasındaki şartların değiştiğini, emekli maaşından başka geliri olmayıp nafaka yükümlülüğünü yerine getiremez olduğunu, davalının ise malvarlığının arttığını ileri sürmüştür....
Aile Mahkemesinin 2012/63 Esas, 2013/648 Karar sayılı ilamı ile hüküm altına alınan aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren takdiren 6.000,00TL arttırılarak aylık 7.000,00 TL'ye yükseltilmesine, hükmedilen nafakanın gelecek yıllarda ÜFE oranında arttırılmasına karar verilmiştir. Mahkemece verilen kararlar kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakasının miktarı yönünden bozulmuş, bozma kapsamı dışında kalan yönlerinden ise onanarak kesinleşmiştir. Mahkemece bozma sonrası yapılan yargılamada uyulmasına karar verilen bozma ilamının kapsamı ile sınırlı olarak bir karar verilmesi gerekirken, temyizin ve bozma ilamının kapsamı dışında kalarak kesinleşen ve karara aynen geçirilmesi gereken "nafakanın kararın kesinleşmesinden sonra 1 yıl aynen devamına" cümlesinin hükme eklenmemesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 22/11/2012 NUMARASI : 2010/830-2012/959 Taraflar arasındaki nafakanın kaldırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı dava dilekçesinde; davalı ile Gaziantep 2. Aile Mahkemesinin 2005/474 Esas ve 2006/1291 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, Mahkemece davalı lehine aylık 200 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini, nafakanın takdir edildiği tarihte davalının çalışmadığını ancak aradan geçen süreç içerisinde davalının işyeri açmak suretiyle çalışmaya başladığını ileri sürerek davalı lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılmasını talep ve dava etmiştir....
Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır....