Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tanık beyanlarına göre erkeğin şiddet kusurunun zaman zaman olduğu, kusurun bu şekilde düzeltilmesi gerektiği, bu hale göre de erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu, kişisel ilişkinin dini bayramlarda da yatılı olacak şekilde kurulmasının çocuğun üstün yararına olduğu, kişisel ilişkinin tedbiren de verilmesi gerektiği, kadın yararına hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile ortak çocuk yararına hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası miktarlarının az olduğu, yine kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminatın az olduğu ve faiz talebi olmasına rağmen hükmedilmemesinin yerinde olmadığı gerekçesi ile erkeğin kişisel ilişki süresine; kadının kusura, nafakalara, tazminatlara ve faiz talebine yönelik istinaf başvurularının kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle baba ile çocuk arasında kişisel ilişki tesisine, tedbiren de...
Ayrıca madde metninden de anlaşıldığı üzere yoksulluk nafakası isteminde bulunan tarafın kusurunun daha ağır olmaması gerekmektedir. Ancak yoksulluk nafakası, boşanmadan sonra yoksulluğa düşecek olan tarafı koruma amacına yönelik olduğu içindir ki, boşanmış olan yoksul tarafa verilecek olan yoksulluk nafakası, hiçbir surette diğer tarafa yükletilen bir ceza veya tazminat niteliğinde olmayacaktır. Şayet böyle olsaydı, sadece boşanmada kusuru olan eşten istenebilmesi gerekirdi. Oysaki, maddede açıkça belirtildiği gibi, kusursuz eş dahi yoksulluk nafakası ödemekle yükümlüdür. Yoksulluk nafakası, bir bakıma evlilik birliği devam ettiği sürece söz konusu olan karşılıklı bakım ve geçindirme ödevinin devam ettirilmesi anlamını taşımaktadır (Akıntürk, T./Ateş, D.: Aile Hukuku, C.2, İstanbul 2019, s. 302)....
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1- Davacı-davalı kadının; kişisel ilişki süresine ve maddi-manevi tazminat ile yoksulluk nafakası talepleri hakkında olumlu olumsuz karar verilmemesine yönelik istinaf taleplerinin KABULÜ İLE, kararın kişisel ilişkiye ilişkin hüküm fıkrasının KALDIRILMASINA, tazminatlar ve yoksulluk nafakası ile kişisel ilişki talepleri hakkında dairemizce HÜKÜM TESİSİNE, a-Velayeti davacı-davalı anneye verilen küçük ile davalı-davacı baba arasında her ayın 1. ve 3....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ : Mahkeme hükmüne karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuş olup, istinaf dilekçesinde özetle; yoksulluk nafakasının kaldırılması talebinin reddine dair verilen kararın hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. GEREKÇE : Davanın konusu, velayetin değiştirilmesi ve yoksulluk nafakasının kaldırılması aksi halde azaltılması talebine ilişkindir. Mahkemece, velayet değişikliği talebinin kabulüne, yoksulluk nafakası yönünden açılan davanın reddine karar verilmiş, hükme karşı davacı tarafından yoksulluk nafakası hakkında verilen karara ilişkin istinaf başvurusunda bulunulmuştur. HMK'nun 355.maddesine göre resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır....
Bozma sonrası yapılan yargılamada; davalının ekonomik ve sosyal durumuna ilişkin dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler bir bütün halinde değerlendirilerek, tarafların evlilik süresi, kusur durumu, kadının boşanma ile sona eren mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı göz önüne alınarak, boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren faiziyle davacı kadın lehine 40.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir. Diğer yandan, davalı kadının 13/09/2022 tarihli celseye gelerek yoksulluk nafakası talebinden vazgeçmiş olduğunu beyan etmesi karşısında diğer tarafın da vazgeçmeye muvafakat ettiği görüldüğünden HMK'nın 123. maddesi gözetilerek yoksulluk nafakası yönünden de açılmamış sayılma kararı vermek gerekmiştir....
mahkemesince, kadının sosyal inceleme raporundaki beyanından kendisini yoksulluktan kurtaracak düzeyde sürekli ve düzenli kira geliri bulunduğu gerekçesiyle ilk derece mahkemesince verilen yoksulluk nafakasının kaldırılarak yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir....
Aile Mahkemesi TARİHİ : 05/05/2015 Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacının yoksulluk nafakasının azaltılması davasına yönelik temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacının kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi davasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Davacı, dava dilekçesinde yoksulluk nafakasının azaltılması yanında kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi talebinde de bulunmuştur. Dava dilekçesindeki her bir istek ayrı ayrı harca tabidir ve harca tabi davalarda gerekli harç tamamlanmadan izleyen yargılama işlemleri yapılamaz....
belirterek, İlk Derece Mahkemesince verilen kararda kadın lehine takdir edilen yoksulluk nafakası ile manevi tazminat ve ziynet eşyası davası yönlerinden verilen kararın kaldırılmasına, bu yönlerden kadının taleplerinin reddine karar verilmesini istinaf kanun yolu ile talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, mahkemece bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesi artık mümkün bulunmamasına göre, aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Yargıtay bozma ilamı ile, mahkemece verilen hüküm sadece iştirak ve yoksulluk nafakaları miktarları yönünden bozulmuş, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümler onanmıştır. Bu nedenle, mahkemece verilen hüküm boşanma, velayet, kişisel ilişki, tedbir nafakası, tazminat, harç ve vekalet ücreti yönünden kesinleşmiştir....
Hemen belirtmek gerekir ki; Hukuk Genel Kurulu'nun yerleşik kararlarında "asgari ücret seviyesinde gelire sahip olunması" yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu kabul edilmediği gibi asgari ücretin üzerinde gelire sahip olunması da yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu olarak kabul edilmemiştir. (...07.10.1998 gün, 1998/2–656 E, 1998/688 K. 26.12.2001 gün 2001/2–1158–1185 sayılı ve 01.05.2002 gün 2002/2–397–339 sayılı kararları). Bu durumda ancak nafakanın miktarını tayinde etken olarak dikkate alınmalıdır. Yoksulluk durumu; günün ekonomik koşulları ile tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve yaşam tarzları birlikte değerlendirilerek takdir edilmelidir. Yoksulluk nafakası, ahlaki ve sosyal düşüncelere dayanır....