Davacı kadın, ön inceleme duruşmasında 300 TL tedbir ve yoksulluk nafakası talep etmiş, duruşmada hazır bulunan davalı vekili ise bu taleple ilgili olarak açık bir muvafakat beyanında bulunmamıştır. Durum böyleyken davacının talep ettiği yoksulluk nafakası isteği ile ilgili olarak “karar verilmesine yer olmadığına" dair karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Ancak ilk incelemede bu hususun gözden kaçtığı ve hükmün yoksulluk nafakası yönünden de onandığı anlaşılmakla, davalı erkeğin yoksulluk nafakası ile ilgili kurulan hüküm yönünden karar düzeltme isteğinin kabulüne, Dairemizin 19.01.2016 tarih, 2015/10777 esas, 2016/899 karar sayılı onama ilamının yoksulluk nafakası yönünden kaldırılmasına, yerel mahkeme kararının yukarıda açıklanan sebeple yoksulluk nafakasına ilişkin kurulan hüküm yönünden bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir....
Hükme karşı taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulmuş, bölge adliye mahkemesince dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda davacı-davalı kadının asgari ücret karşılığı çalışmakta iken 24.04.2021 tarihinde kendi isteği ile işinden istifa ettiği, bu nedenle boşanmakla yoksulluğa düştüğünün kabulüne olanak bulunmadığı gerekçesiyle yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı-davalı kadın tarafından reddedilen yoksulluk nafakası talebi yönünden temyiz edilmiştir. Boşanan eş yararına yoksulluk nafakasına hükmedebilmek için, boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olması gerekir (TMK m. 175)....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 15/07/2014 NUMARASI : 2014/158-2014/482 Taraflar arasındaki iştirak ve yoksulluk nafakasının artırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dava dilekçesinde, boşanma ilamıyla müşterek çocuk lehine 100 TL iştirak nafakasına, müvekkili lehine aylık 250,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini, nafakaların, ihtiyaçları karşılamada yetersiz kaldığını belirterek; iştirak ve yoksulluk nafakalarının ayrı ayrı 500,00'er TL'ye yükseltilmesini talep etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde davanın reddini istemiştir....
Mahkemece, aylık 1.000,00 TL olan yoksulluk nafakasının aylık 4.000,00 TL'ye çıkartılmasına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz incelemesini yapan Yargıtay 3. Hukuk Dairesince, "Tarafların sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, ekonomik göstergelerdeki olumsuz değişiklikler ve ÜFE artış oranları dikkate alındığında davacı yararına hükmedilen yoksulluk nafakası miktarının fazla olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece; nafakanın niteliği ve anılan nedenlerle TMK. 4.maddesi gereğince "hakkaniyete" uygun nafaka miktarına karar verilmesi gerekirken; somut nedenleri ve gerekçeleri açıklanmadan fazla miktarda yoksulluk nafakasına hükmedilmesi doğru görülmemiştir." gerekçesiyle hüküm bozulmuştur. Bozma ilamına uyan mahkemece, davacı lehine belirlenen aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren aylık 3.000,00 TL'ye çıkartılmasına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 24/06/2014 NUMARASI : 2013/971-2014/491 Taraflar arasındaki yoksulluk ve iştirak nafakasının artırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dava dilekçesinde, boşanma ilamıyla müşterek çocuk lehine 100 TL iştirak nafakasına, müvekkili lehine aylık 100,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini, nafakaların, ihtiyaçları karşılamada yetersiz kaldığını belirterek; iştirak ve yoksulluk nafakalarının ayrı ayrı 250,00 TL'ye yükseltilmesini talep etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde davanın reddini istemiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilerek, iştirak ve yoksulluk nafakasının aylık 250,00 TL'ye yükseltilmesine karar verilmiş, hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir....
Tarafların karşılıklı boşanma davalarında; mahkemece ilk olarak tarafların karşılıklı davalarının kabulü ile boşanmalarına, erkek lehine aylık 250 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmiş, tarafların temyizi üzerine Dairemizin 20.12.2016 tarihli, 2016/6525 esas ve 2016/16201 karar sayılı ilamı ile hüküm, erkek lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının az olduğu gerekçesiyle bozulmuş, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamanın sonunda erkek lehine 350 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmiştir. Hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından yoksulluk nafakası, davalı-karşı davacı erkek tarafından ise yoksulluk nafakasının başlangıç tarihi yönünden temyiz edilmiş, Dairemizin 28.09.2020 tarihli, 2020/3806 esas ve 2020/4266 karar sayılı ilamı ile hüküm onanmış, bu ilama karşı davacı-karşı davalı kadın tarafından karar düzeltme isteğinde bulunulmuştur....
Hüküm davacı-davalı erkek tarafından kusur belirlemesi, manevi tazminat, tedbir-yoksulluk nafakası, boşanma ve ziynet davası vekalet ücreti yönünden temyiz edilmiştir. Davalı-davacı kadının karşı dava dilekçesinin içeriğinde aylık 400 TL tedbir-yoksulluk nafakası istenmişse de dilekçenin “talep” kısmında aylık 225 TL tedbir-yoksulluk nafakası talep edilmiş ve kadın vekilinin de bulunduğu 21/5/2015 tarihli ön inceleme duruşmasında kadının aylık 225 TL tedbir-yoksulluk nafakası talebi olduğu tespit edilmiş ve davalı-davacı vekili duruşmada tespitin doğru olduğunu ifade etmiştir. Mahkeme kadın yararına aylık 300 TL tedbir-yoksulluk nafakasına hükmetmiştir. Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir (HMK m. 26/1)....
Davacı; boşanma kararı ile davalı eski eşine bağlanan aylık 175 TL yoksulluk nafakasının, davalının boşandıktan sonra çalışmaya başladığını, yoksulluktan kurtulduğunu ileri sürerek, yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Davalı sekreter olarak asgari ücretle çalışıyor olmasının yoksulluktan kurtarmadığını bildirerek, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, dava dilekçesinde nafaka alacaklısının düzenli gelir getiren bir işte çalışması halinde yoksulluk halinin ortadan kalkacağını ileri sürerek, yoksulluk nafakasının kaldırılmasını istemiştir. Yargıtay HGK.nun 7.10.1998 tarih ve 2-656-688 sayılı kararında da kabul edildiği gibi yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılaycak düzeyde geliri olmayanları ... kabul etmek gerekir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının artırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı, boşanma davasında lehine aylık 200,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini, nafakanın yetersiz kaldığını, davalının kadrolu işçi olarak çalıştığını belirterek, yoksulluk nafakasının aylık 400,00 TL'ye yükseltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; davanın kabulü ile 200,00 TL olan yoksulluk nafakasının aylık 400,00 TL'ye yükseltilmesine karar verilmiş, hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir....
Ancak ilk incelemede bu hususun gözden kaçtığı ve hükmün tamamının onandığı anlaşılmakla, davalı kadın eşin maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakası ile ilgili onama kararına ilişkin karar düzeltme isteğinin kabulüne, Dairemizin 23.10.2014 tarih, 2014/9597 esas, 2014/20681 karar sayılı onama ilamının maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakası yönünden kaldırılmasına, yerel mahkeme kararının yukarıda açıklanan sebeple maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakası yönünden bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir....