Ayrıca madde metninden de anlaşıldığı üzere, yoksulluk nafakası isteminde bulunan tarafın kusurunun daha ağır olmaması gerekmektedir. Ancak yoksulluk nafakası, boşanmadan sonra yoksulluğa düşecek olan tarafı koruma amacına yönelik olduğu içindir ki, boşanmış olan yoksul tarafa verilecek olan yoksulluk nafakası, hiçbir surette diğer tarafa yükletilen bir ceza veya tazminat niteliğinde değildir. Şayet böyle olsaydı, sadece boşanmada kusuru olan eşten istenebilmesi gerekirdi. Oysa ki, maddede açıkça belirtildiği gibi, kusursuz eş dahi yoksulluk nafakası ödemekle yükümlüdür. Yoksulluk nafakası, bir bakıma evlilik birliği devam ettiği sürece söz konusu olan karşılıklı bakım ve geçindirme ödevinin devam ettirilmesi anlamını taşımaktadır (Akıntürk T.: Aile Hukuku, C. 2, 15. Bası, İstanbul 2013, s. 302). Bunun yanında, yoksulluk nafakası istenebilmesi için istemde bulunan tarafın boşanma yüzünden yoksulluğa düşme tehlikesiyle karşılaşmış bulunması şarttır....
GEREKÇE: Dava, boşanma kararı ile hükmedilen tedbir nafakasının arttırılması ve yoksulluk nafakası istemine ilişkindir....
düzeyde olmadığı, yine davacının davalıya yoksulluk nafakası ödemesinin dayanağının mahkeme kararı olduğu, dolayısıyla davacının maddi hukuk bakımından borçlu olduğu parayı ödediği, kaldı ki yoksulluk nafakasının kaldırılmasına yönelik talebin de reddine karar verildiği, bu haliyle talebe konu yoksulluk nafakalarının iadesinin talep edilemeyeceği anlaşılmakla davacının davasının reddine," karar verilmiştir....
Aile Mahkemesinin 07.02.2008 gün, 2008/79 Esas; 2008/43 karar sayılı ilamı ile davacı lehine, boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren ödenmesine karar verilen aylık 100 TL yoksulluk nafakasının, aylık 750 TL’ye yükseltilmesinin talep edildiği anlaşılmakta olup, davacının, aylık 100 TL yoksulluk nafakası ile geçinmesinin günümüz ekonomik koşullarında mümkün olmadığı ve 100 TL nafaka ile geçinmesi mümkün olmayan davacının, çalışma olgusunun da süreklilik arzetmediği, dolayısıyla, yoksulluk halinin devam ettiği ortadadır. Mahkemece, dava tarihindeki şartlara göre; yoksulluk nafakasına hükmedilen tarih ile artırım davasının açıldığı tarih arasında geçen süre dikkate alınarak, bu süreçte paranın satın alma gücü de değerlendirilmek koşuluyla, hakkaniyete uygun, en azından enflasyon oranında artırım yapılması gerektiği kuşkusuzdur....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince; davanın kısmen kabulü ile Pınarbaşı Asliye Hukuk Mahkemesi (aile mahkemesi sıfatı ile)'nin 2009/239 esas, 2012/81 karar sayılı ve 12/04/2012 tarihli kararı ile davacı kadın için aylık 200 TL olarak hükmedilen yoksulluk nafakasının (tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile) dava tarihinden itibaren aylık 300 TL arttırılmasına, toplamda davacı kadın için aylık 500 TL yoksulluk nafakasının davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, hükmedilen yoksulluk nafakasının her yıl TÜİK tarafından açıklanan TÜFE oranında arttırılmasına karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; lehine hükmedilen nafaka miktarının az olduğunu belirterek yerel mahkeme kararını istinaf etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava; davacı adına hükmedilen yoksulluk nafakasının artırılması istemiyle açılmıştır....
Sayılı kararına göre Davanın kısmen kabulü ile davacı lehine 250 TL yoksulluk nafakası bağlandığını, müvekkilinin söz konusu kesinleşen bu karar gereği kadının boşanma ile yoksulluğa düşeceğinden ve tarafların dava tarihinde tespit edilen sosyal ve ekonomik durumuna göre hesaplanmış olan miktarı yoksulluk nafakası olarak davacı tarafa her ay ödemiş bulunduğunu, haksız ve kötüniyetle açılan davanın reddini, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarının araştırılarak boşanma ilamının kesinleşmesinden itibaren davalı tarafa ödenen yoksulluk nafakasının kaldırılmasını, sayın Mahkeme aksi kanaatte ise hakkaniyet gereği indirim yapılmasını, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı taraf olan davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
çalışan biri olarak gösterdiğini, karşı davacının yeni biriyle evlenmesinin yoksulluk nafakasının ortadan kaldırmayacağını, 2.500,00 TL yoksulluk nafakasının karşı davacının zorunlu giderlerini karşılamaya bile yetmediğini, enflasyon, hakkaniyet ve ÜFE oranları gözetilerek artırılması gerektiğini belirterek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile dava tarihinden itibaren yoksulluk nafakasının aylık 5.000,00 TL'ye artırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Aile Mahkemesinin 2007/582 Esas 2007/683 Karar sayılı ilamı ile boşandıkları ve kararın 27/07/2007 tarihinde kesinleştiği, tarafların boşanma tarihlerinde davalı kadının çalıştığı ancak davacının davalı kadına yoksulluk nafakası ödemeyi kabul ettiği ve mahkemece aylık 700 TL yoksulluk nafakasına karar verildiği, dosyadaki bilgi ve belgelerden davalının emekli olduğu, taraflar arasındaki anlaşmalı boşanma protokolünde mahkeme davacısının davalı kadına yoksulluk nafakası ödemeyi kabul ettiği, yapılan SGK kaydı araştırmasından mahkeme davalısı kadının protokol düzenlendiğinde çalıştığı, dolayısıyla işbu protokolün bu hususlar da göz önüne alınarak düzenlendiği, daha sonrasında mahkeme davalısının maddi durumunda bir iyileşme olmadığı gibi emeklilik sebebiyle maaşının dahi azaldığı anlaşıldığından, davacının sırf boşanmayı sağlayabilmek için imzaladığı boşanma protokolü gereğince yoksulluk nafakası ödemeyi kabul etmesi sonrasında, aradan geçen zaman içerisinde, tarafların...
Bu durumda davalı yararına, davacının mali gücü oranında yoksulluk nafakası takdiri gerekirken "davalının daha fazla kusurlu" olduğunun kabulü ile yoksulluk nafakası isteğinin reddi doğru bulunmamıştır,..." gerekçesiyle karar bozulmuştur. Direnme Kararı: 8. İzmir 12. Aile Mahkemesinin 21.10.2011 tarihli ve 2011/914 E., 2011/943 K. sayılı kararı ile; bozma öncesi kararda, davalı kadının yoksulluk nafakası talebinin bulunmaması nedeniyle bu kapsamda yasal unsurların oluşmadığı belirtilerek yoksulluk nafakasına hükmedilemediği, talep olmadan yoksulluk nafakasına karar verilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir. Direnme Kararının Temyizi: 9. Direnme kararı yasal süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. II. UYUŞMAZLIK 10....
GEREKÇE : Asıl dava, yoksulluk nafakasının kaldırılması, karşı dava ise, yoksulluk nafakasının ve iştirak nafakasının arttırılması talebine ilişkindir....