nafakası talebinin kısmen kabulü ile, müşterek çocuk Sudenaz Gökten yararına dava tarihinden itibaren başlamak üzere 250,00 TL olarak hükmedilmiş olan tedbir nafakasının 150,00 TL arttırılarak 400,00 TL olarak devamı ile müşterek çocuğun ihtiyaçlarında kullanılmak üzere velayet hakkına binaen davalı babadan alınarak davacı anneye verilmesine, karar kesinleştiğinde aylık 400,00 TL nafakanın iştirak nafakası olarak devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, müşterek çocuk Busegül Gökten'in karar tarihi itibariyle 18 yaşını doldurduğu anlaşıldığından daha önceden hükmedilen tedbir nafakasının kaldırılmasına ve iştirak nafakası talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacının maddi ve manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile; 2.500,00 TL maddi, 2.500,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir....
Temyiz Sebepleri Davacı-karşı davalı erkek vekili; Mahkemece kusur belirlemesinin doğru yapılmadığını, davalı lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının yersiz, ortak çocuk için tespit edilen iştirak nafakasının ise fazla olduğunu, müvekkilinin sabit maaşlı bir devlet memuru olup 15 Temmuz Gazisi olduğundan ek iş yaparak gelirini artırma imkanı da bulunmadığı, yoksuluk nafakasının kaldırılması, iştirak nafakasının ise makul seviyeye çekilmesi gerektiği, müvekkilin mahvına neden olabilecek olan tazminat ile yoksulluk nafakası yersiz ve hukuka aykırı, iştirak nafakası ise müvekkilin ödeme gücünün ötesinde, usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kusur belirlemesi, tazminatlar, yoksulluk nafakası, iştirak nafakasının miktarının fazla olması yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1....
Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2008/2011 Esas sayılı ve 22.05.2008 tarihli kararı ile anlaşmalı olarak boşandıklarını, boşanma kararı ile birlikte davacı lehine aylık 100,00 TL yoksulluk nafakasına karar verildiğini, müşterek iki çocuğun velayetlerinin ise davalıya bırakıldığını; Tekirdağ Aile Mahkemesinin 2014/621 Esas sayılı ve 22.01.2015 tarihli kararı ile müşterek iki çocuğun velayetinin davacı anneye verildiğini, iştirak nafakasına hükmedilmediğini; davalının çocukların ihtiyaçlarını karşılamadığını, yoksulluk nafakasının da yetersiz kaldığını belirterek; yoksulluk nafakasının aylık 500,00 TL'ye çıkartılmasına, müşterek iki çocuk için aylık 500,00'er TL iştirak nafakasına hükmedilmesine ve her yıl TEFE oranında artırılmasına veya yoksulluk nafakasının kesilip müşterek çocuklara aylık 750,00'şer TL iştirak nafakası bağlanmasına ve her yıl TEFE oranında artırımına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Davalı kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası yıllık miktarı 200,00.TLx12= 2.400,00.TL, müşterek çocuk 11/05/2006 doğumlu Eren için bağlanan iştirak nafakası yıllık miktarı 150,00TLx12=1.800,00TL'dir. Dolayısıyla bu rakamlar, karar tarihindeki 5.880,00TL olan kesinlik sınırının altındadır ve karar istinaf talebinde bulunan davacı yönünden HMK nun 341/4 maddesi gereği kesin niteliktedir. Bu nedenle davacı tarafın, yoksulluk nafakası ve iştirak nafakasının kaldırılması talebinin reddi yönünden istinaf kanun yoluna başvurma talebinin de kesin karara ilişkin olması dikkate alınarak, HMK.'nun 341/4 ve 352- (1)-b maddeleri gereğince reddine oy birliği ile karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davacı tarafın İskenderun 1....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasındaki (asıl davada) yoksulluk ve iştirak nafakasının azaltılması- (karşı davada) yoksulluk ve iştirak nafakasının artırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl davanın reddine, karşı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalılar-karşı davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı, babasının yanında tarlada çalıştığını, yeniden evlendiğini,çocuğunun olduğunu, nafakaları ödeyemediğini ileri sürerek; 300.00.- er TL olan yoksulluk ve iştirak nafakalarının 100.00.- er TL ye indirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir ....
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile davalıya bağlanan yoksulluk nafakasının kaldırılmasına, davacının yoksulluk nafakası talebi ile menfi tespit talebinin reddine karar verilmiş, hükmü davalı temyiz etmiştir. Taraflar arasında görülen boşanma dava dosyasında bulunan "Protokol" başlıklı anlaşma ile davacının 19 adet taşınmazını ve aracını davalı kadın adına tescilini ve aylık 500 TL yoksulluk nafakasının ödenmesini kabul ettiği ve dosyanın 04.04.2008 tarihinde kesinleştiği, bu davanın ise 04.06.2014 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır. Sosyal ve ekonomik durumlarının araştırılması sonucunda davalı kadının ev hanımı olduğu, davacının avukat olup, emekli maaşı aldığı açıklanmıştır. Boşanma dosyasında tarafların tespit edilen ekonomik durumları ile şimdiki ekonomik durumları arasında önemli değişiklik olmadığı saptanmıştır. Davada, TMK'nun 176.maddesi gereğince davalı kadına bağlanan yoksulluk nafakasının kaldırılması talep edilmektedir....
Dava,iştirak ve yoksulluk nafakası artırım istemine ilişkindir. 1-İştirak nafakası artırım talebine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; TMK 'nın 182/2 maddesinde;velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin,çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır. Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğun giderlerine katılmakla yükümlüdür.Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olan harcamaların da dikkate alınması zorunludur. Mahkemece, nafaka takdir edilirken; çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçlarının yanında, ana-babanın gelir durumu da gözetilmeli ve nafaka yükümlüsünün (babanın) gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmelidir....
Davacı erkek vekili tarafından 27.08.2019 havale tarihli dilekçe ile gerekçeli kararın 3 nolu hükmünde iştirak nafakası yazılacağı yerde maddi hata sonucu yoksulluk nafakası yazıldığını, boşanma protokolünde o nafakanın da iştirak nafakası olarak düzenlendiğini,yazım hatası yapıldığını, 3 nolu hükümdeki yoksulluk nafakası ibaresinin iştirak nafakası şeklinde düzeltilmesi talep edilmiştir. Mahkemece, 19.9.2019 tarihli tashih şerhi ile gerekçeli kararın 3 nolu bendindeki yoksulluk ibaresinin iştirak olarak düzeltilmesine karar verilmiş olup, bu karara karşı davalı tarafından süresinde temyiz yoluna başvurulmuştur. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 304/1 maddesinde "Hükümdeki yazı ve hesap hatası ile diğer benzeri açık hatalar, mahkemece re'sen veya taraflardan birinin talebi üzerine düzeltilebilir. Hüküm tebliğ edilmişse hakim tarafları dinlemeden hatayı düzeltemez. Davet üzerine taraflar gelmezse, dosya üzerinden inceleme yapılarak karar verilebilir." hükmü yer almıştır....
Davalı-davacının istinaf başvurusunun incelenmesinde; Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat, yoksulluk nafakası ile tedbir/iştirak nafakasının niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davalı-davacı yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakası ve müşterek çocuk için takdir edilen tedbir/iştirak nafakasının miktarı azdır. Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ve 51. maddesi hükmü dikkate alınarak daha uygun miktarda maddi (TMK m. 174/1) ve manevi (TMK m. 174/2) tazminat ile yoksulluk nafakası ve tedbir/iştirak nafakası takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : FETHİYE AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 08/07/2014 NUMARASI : 2013/445-2014/514 Taraflar arasındaki iştirak ve yoksulluk nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dilekçesinde, yaşlılığı sebebiyle çalışamadığı ve ihtiyaçlarını karşılayamadığını beyan ederek, boşanma ile hükmolunan 50'şer TL yoksulluk ve iştirak nafakasının ayrı ayrı 200 TL'ye yükseltilmesini ve ÜFE ve TÜFE oranında yıllık artışa karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı mahkemece alınan beyanında çalışmadığını beyan etmiştir....