WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Erkek lehine maddi - manevi tazminat ve yoksulluk nafakası verilmemesi açısından: Geçimsizliğe sebep olan olaylarda davalı erkeğin tam kusurlu olduğu, tam kusurlu kusurlu erkek lehine maddi-manevi tazminat, yoksulluk nafakası verilmemesinin doğru ve yerinde olduğu anlaşıldığından davalı erkek vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmiştir....

Türk Medeni Kanunu'nun 175. maddesi koşulları davalı-davacı kadın yararına gerçekleştiği halde mahkemece davalı-davacı kadın yararına yoksulluk nafakası hükmedilmemesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. Ne var ki, ilk incelemede bu yön nazara alınmadan kararın yoksulluk nafakası yönünden onandığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle davalı-davacı kadının yoksulluk nafakasına yönelik karar düzeltme isteğinin kabulü ile Dairemizin 14.03.2018 tarih ve 2016/11923 Esas ve 2018/3336 Karar sayılı ilamındaki kısmen onama kararının, yoksulluk nafakası yönünden kaldırılarak hükmün bu yönden de bozulmasına karar vermek gerekmiştir....

    Bu nedenle davalı erkeğin, davacı kadın yararına takdir olunan yoksulluk nafakasına yönelik karar düzeltme isteğinin kabulü ile Dairemizin 25.02.2016 tarih ve 2015/12433 esas ve 2016/3595 karar sayılı onama kararının, davacı kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası yönünden kaldırılarak hükmün bu yönden bozulmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple davalının karar düzeltme isteğinin Hukuk Muhakemeleri Kanununun 440-442. maddeleri gereğince kısmen kabulüne, Dairemizin 25.02.2016 tarih ve 2015/12433 esas ve 2016/3595 karar sayılı onama ilamının davacı kadın yararına takdir olunan yoksulluk nafakası yönünden kaldırılarak hükmün yukarıda açıklanan sebeple yoksulluk nafakası yönünden BOZULMASINA, davalı erkeğin diğer yönlere ilişkin karar düzeltme isteklerinin ise 1. bentte gösterilen sebeple REDDİNE, istek halinde karar düzeltme harcının yatırana geri verilmesine oybirliğiyle karar verildi. 11.05.2017(Prş.)...

      Asliye Hukuk Mahkemesinin 30.10.1996 gün ve 1995/511 E. 1996/855 K sayılı ilamı ile boşandıklarını, davacı tarafın aradan 15 yıl geçtikten sonra yoksulluk nafakası talebinde bulunduğunu, müvekkilinin yeniden evlendiğini, kaldı ki yoksulluk nafakasının koşullarının oluşmadığını savunarak, davanın reddini dilemiştir.Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile davacı lehine 250 TL yoksulluk nafakası takdirine, iştirak nafakasının ise 250 TL ye artırılmasına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.1- İştirak nafakasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle müşterek çocuğun eğitim durumu ve ihtiyaçları gözetilerek; iştirak nafakasına ilişkin verilen kararda bir isabetsizlik bulunmamakta olup, davalı vekilinin bu yöne ilişen temyiz itirazlarının reddi ile artırıma ilişkin verilen hükmün ONANMASINA, 2) Yoksulluk nafakasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Dava, boşanma...

        Bu bakımdan sayın çoğunluğun davalının yoksulluk nafakası talebini "savunmanın genişletilmesi" kapsamında gören ve yasak başladıktan sonra ileri sürüldüğü için dikkate alınamayacağını kabul eden görüşüne ve bu yönde tesis ettiği bozmaya iştirak etmiyorum. Yoksulluk nafakasının esası incelenmelidir....

          O halde; davacının yoksulluk nafakası (TMK.md.175) talebi hakkında "karar verilmesine yer olmadığına" kararı verilecek yerde, yazılı şekilde davacı yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olmuş, hükmün bu yönden bozulması gerektiğini düşündüğüm için sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum. 3-CÇ/HA/EB...

            Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanmadan Sonra Açılan Manevî Tazminat ve Yoksulluk Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davalı erkeğin boşanma davasından sonra açılan yoksulluk nafakası davasına yönelik temyiz dilekçesinin incelenmesinde; 6100 sayılı HMK’nın 362. maddesinin 1. fıkrasının b bendi uyarınca "Miktar veya değeri kırk bin Türk Lirasını (bu tutar dahil) geçmeyen davalara ilişkin kararlar" temyiz edilemez. 02.12.2016 tarihli 6763 sayılı Kanun'un 44. maddesi ile de 6100 Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na eklenen ek madde l uyarınca temyiz parasal sınırlarının (HMK m. 341, 362) Vergi Usul Kanunu'nun mükerrer 298. maddesine göre her yıl tespit ve ilan edilecek yeniden değerleme oranında artırılması öngörülmüştür....

              Taraflar arasındaki boşanma davası şiddetli geçimsizlik nedeniyle açılmış ve evlilik birliğinin temelden sarsıldığını ve yeniden kurulması mümkün olmadığı anlaşıldığından tarafların boşanmalarına karar verildiği ve temyiz edilmeksizin 08.02.2011 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.... 3.Aile Mahkemesinin 2009/95 Esas sayılı boşanma dava dosyası içerisinde 08.09.2009 tarihli duruşmada, davacının zapta geçen beyanından, açıkça yoksulluk nafakası isteminden vazgeçtiğini kabul etmek hukuken mümkün değildir.Mahkemece; gerekli inceleme yapılıp, TMK'nun 175.maddesindeki koşulların oluşup oluşmadığı araştırılarak sonucu dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile yoksulluk nafakası yönünden davanın reddi doğru görülmemiştir.Bundan ayrı olarak; müşterek çocuk İlker için de iştirak nafakası talep edilmiş olmasına rağmen, bu hususda hüküm kurulmamış olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı...

                Davada, yoksulluk nafakası kararından sonra davalıya, ölen babasından 600 TL civarında yetim maaşı bağlandığı, asgari ücret seviyesindeki bu maaşın davalıyı yoksulluktan kurtardığı ileri sürülerek yoksulluk nafakasının kaldırılması istenmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. TMK'nun 176/IV.maddesine göre; "Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir." HGK.'nun 07.10.1998 gün, 1998/656-688 sayılı ilamında "...yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanların" ... kabul edilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Hemen belirtmek gerekir ki; HGK.'nun yerleşik kararlarında, "asgari ücret seviyesinde gelire sahip olunması" yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu kabul edilmemiştir....

                  Davacı kadın lehine takdir edilen tedbir nafakası karar tarihinden itibaren, yoksulluk nafakası ise boşanma hükmünün kesinleşme tarihinden itibaren ödenebilir (muaccel) hale geleceğinden, yoksulluk nafakasına boşanma hükmünün kesinleşme tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde “nafaka bedellerine karar tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına” şeklinde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı ise de; bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438/7.maddesi gereğince hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanması gerekmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu