MAHKEME KARARI: İlk derece mahkemesince; davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, müşterek çocukların velayetinin babaya verilmesine, anne ile şahsi ilişki kurulmasına, çocuklar yararına aylık 150'şer TL tedbir nafakası ödenmesine, davacı kadının yoksulluk nafakası ve tazminat talepleri ile davalı erkeğin tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı kadın vekili süresinde sunduğu istinaf dilekçesiyle, kusur tespiti, velayet, tedbir nafakası, yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin reddi yönünden istinaf talebinde bulunmuştur....
Bozma Kararı 1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde erkek vekili tarafından her iki dava ve fer'îleri yönünden; kadın vekili tarafından maddî ve manevî tazminatların miktarları ile yoksulluk nafakası talebinin reddi yönünden temyiz isteminde bulunulmuştur. 2.Dairenin 28.09.2023 tarihli kararı ile; taraf gelirlerinin birbirine denk olup olmadığı hususu da değerlendirilerek sonucuna göre yoksulluk nafakası hakkında bir karar verilebilmesi için kadının usulünce ekonomik ve sosyal durumunun, kadının elde ettiği gelirin miktarı itibarıyla kendisini yoksulluktan kurtarıp kurtarmayacağı, işten ayrılmış ise ayrılma sebebi araştırılarak yoksulluk nafakası talebi hakkında karar verilmesi gerekirken, yoksulluk nafakası yönünden eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına, erkek vekilinin tüm, kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Dava, yoksulluk nafakası, iştirak nafakası, boşanma nedeniyle manevi tazminat ve evlilik sırasında edinilen taşınmazların tapusunun iptali istemli olarak açılmıştır. Mahkemece yoksulluk nafakası ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş. Hüküm davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 2. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 2. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 18.10.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
nafakasına, çocuk için aylık 2.000,00 TL tedbir nafakasının, kararın kesinleşmesinden itibaren de aynı tutarda iştirak nafakası olarak aynen devamına karar verilmiş, hüküm davacı karşı davalı erkek tarafından, kusur tespiti, ortak velâyet konusunda hüküm kurulmaması, aleyhine hükmedilen maddî ve manevî tazminatlar, yoksulluk nafakası, tedbir nafakası, reddedilen boşanma davası ,kabul edilen karşı boşanma davası yönünden, davalı karşı davacı kadın tarafından ise kusur tespiti, maddî tazminat, manevî tazminat, tedbir nafakası, yoksulluk nafakası, iştirak nafakası miktarları yönünden istinaf yoluna başvurulmuş, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir....
Davalı taraf hükmedilen iştirak ve yoksulluk nafakası miktarının yüksek olduğunu, birleşen dosyadaki yoksulluk nafakasının kaldırılması talebinin ve fazladan ödenen yoksulluk nafakasının iadesi talebinin reddinin de hatalı bildirerek kararı istinaf etmiştir....
Bu nedenle davacı kadının, istinaf edilmeyerek kesinleşen bu yöne ilişkin temyiz başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; a-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı erkeğin tüm, davacı kadının ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. b-İlk derece mahkemesince, davacı kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmiş, bölge adliye mahkemesince erkeğin, kadına yoksulluk nafakası ödemekle yükümlü tutulamayacağı gerekçesiyle kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir....
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda iştirak nafakasının her bir çocuk için ayrı ayrı aylık 150,00’şer TL'ye çıkarılmasına karar verilmiş ve yoksulluk nafakası talebine ilişkin herhangi bir karar verilmemiş, hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz olunmuştur . Dava; yoksulluk ve iştirak nafakası artırım istemine ilişkindir. 1- Somut olayda; çocukların yaşı, eğitim durumu, günün ekonomik koşulları dikkate alındığında takdir edilen iştirak nafakası artırım miktarı Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesine uygun olup, mahkemece iştirak nafakasının her bir çocuk için ayrı ayrı aylık 150,00 TL'ye çıkarılmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır....
Davalı kadın, süresinden sonra verdiği cevap dilekçesinde tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinde bulunmuştur. Davalı kadının usulüne uygun olarak dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşamasında yer almayan yoksulluk nafakası talebi talep sonucunun genişletilmesi niteliğindedir. Bu durumda davacı erkeğin açık rızasının bulunmadığına ve ıslah da söz konusu olmadığına göre davalı kadının bu talebi artık incelenemez. O halde kadının yoksulluk nafakası (TMK m.175) talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar vermek gerekirken, yazılı şekilde davalı kadın aleyhine olarak kesin hüküm oluşturacak şekilde yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından reddedilen yoksulluk nafakası talebi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: İlk derece mahkemesince davacı-karşı davalı kadının düşük gelir sahibi olduğu gerekçesiyle kadın yararına yoksulluk nafakası takdir edilmiştir. Davalı-karşı davacı erkeğin istinaf yoluna başvurması üzerine bölge adliye mahkemesince davacı-karşı davalı kadının öğretmen olarak çalıştığı, sürekli ve düzenli gelir sahibi olduğu gerekçesiyle yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı-karşı davalı kadın bu karara karşı temyiz yoluna başvurmuştur. Dosyanın yapılan incelemesinde; davacı-karşı davalı kadının öğretmen olarak çalıştığı ve üzerine kayıtlı hisseli taşınmazları olduğu anlaşılmıştır....
İlk hükümde kadın yararına yoksulluk nafakası ve tazminat miktarları davacı kadın tarafından temyiz edilmemiş olup bu miktarlar yönünden davalı erkek yararına usuli kazanılmış hak oluşmuştur. Bu sebeple bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda usuli kazanılmış hakka aykırı şekilde kadın yararına yoksulluk nafakası ve tazminat miktarlarının arttırılması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda (2.) bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda (1.) bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.10.02.2022 (Per.)...