Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, davacı için dava tarihinden başlamak kaydıyla aylık 500,00 TL yoksulluk nafakasının davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazla isteğin reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafça temyiz edilmiştir. Dava, yoksulluk nafakası talebine ilişkindir. TMK.nun 175.maddesi gereğince; boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında nafaka isteyebilir. Yoksulluk nafakası boşanma davası içerisinde istenebileceği gibi, o dava devam ederken ya da sonuçlandıktan sonra ayrı bir dava ile de istenilebilir. Yoksulluk durumu; günün ekonomik koşulları ile tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve yaşam tarzları birlikte değerlendirilerek takdir edilmelidir. Yoksulluk nafakası, ahlaki ve sosyal düşüncelere dayanır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki yoksulluk nafakası arttırım ve yardım nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı, davalı ile 2008 yılında boşandıklarını, kendisi için aylık 175 TL yoksulluk, müşterek çocukları .... için aylık 100 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, 2013 yılında açılan artırım davası neticesinde lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının aylık 220 TL'ye, müşterek çocukları .... lehine hükmedilen iştirak nafakasının ise aylık 225 TL'ye yükseltildiğini, davalının İtalya'da antika halı tamircisi olduğunu ve yüksek miktarda gelir elde ettiğini, halihazırda müşterek çocukları ....'...
Bu açıklamalar karşısında davacı kadının yararına hükmedilen yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminat miktarlarına ilişkin istinaf talebinin kabulüne, kararın 2 ve 3 nolu bentlerinin kaldırılmasına, 4 nolu bendindeki "kararın kesinleşmesi ile birlikte yoksulluk nafakası olarak devamına," kelimelerinin hüküm fıkrasından çıkarılmasına, yerlerine aşağıda ki şekilde hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki karar tesis edilmiştir....
edildiği, davalı erkeğin ise bu taleple ilgili açık bir muvafakat beyanında bulunmadığı, davacı tarafından bu konuda bir ıslah da yapılmadığı, durum böyleyken davacının talep ettiği yoksulluk nafakası isteği ile ilgili olarak "karar verilmesine yer olmadığına" karar verilmesi gerekirken, davacının yoksulluk nafakası talebinin kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilmek suretiyle hükmün yoksulluk nafakasına ilişkin kısmının bozulmasına, temyize konu diğer yönlerin ise onanmasına karar verilmiştir....
O halde, davacı kadının yoksulluk nafakası isteğinin reddi gerekirken, yazılı şekilde yoksulluk nafakası takdiri doğru görülmemiştir. 3-Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre ortak çocuklar yararına verilen tedbir ve iştirak nafakası ile davacı kadına verilen tedbir nafakası çoktur. Mahkemece Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise yukarıda l. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, iş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 15.11.2017...
Mahkemece verilen karar tedbir - yoksulluk nafakası ile tedbir - iştirak nafakasına ilişkin hükümler hariç diğer yönlerden taraflarca istinaf edilmeksizin kesinleşmiştir. Dosya içerisinde mevcut belgelerden boşanmaya neden olan olaylarda ağır kusurlu olmadığı tespit edilen düzenli işi ve geliri bulunmayan bu anlamda boşanma nedeniyle yoksulluğa düşeceği anlaşılan davacı kadın için tedbir - yoksulluk nafakası takdir edilmesinde usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığı gibi, takdir edilen tedbir - yoksulluk nafakası miktarlarının da makul olduğu, tarafına TMK 175 maddesi uyarınca yoksulluk nafakası takdir edilen davacı kadın aleyhine tedbir - iştirak nafakasına hükmedilmesinin mümkün görülmediği anlaşılmakla davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun tüm yönlerden ayrı, ayrı esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaati ile, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; Kdz....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Toplanan delillere göre, davacı kadının Sofra Yemek Üretim ve Hizmet Anonim Şirketinde çalıştığı, düzenli gelirinin bulunduğu, tarafların gelirlerinin birbirine denk olduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, Türk Medeni Kanunu'nun 175. madde koşullarının gerçekleştiğinden söz edilemez. O halde, davacı kadının yoksulluk nafakası isteğinin reddi gerekirken, yazılı şekilde yoksulluk nafakası takdiri doğru görülmemiştir....
nafakası, maddi ve manevi tazminata hükmedilmiş, bu karara karşı davacı kadın tarafından yoksulluk nafakası miktarı, davalı erkek tarafından ise kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden temyizi üzerine Dairemizin 07.11.2018 gün ve 2018/6838 Esas-2018/12645 Karar sayılı ilamı ile davacı kadın lehine hükmedilen manevi tazminat miktarının fazla olduğu, davacı kadının gelir getiren sürekli ve düzenli bir işi olduğundan yoksulluk nafakası talebinin kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğundan bahisle bozulmasına, diğer yönlerden ise hükmün onanmasına karar verilmiştir....
O halde: ön inceleme duruşmasına kadar usule uygun şekilde dava veya cevaba cevap dilekçesi ile tazminat ve yoksulluk nafakası talebinde bulunmayan davacı-davalı kadının feragat nedeniyle reddedilen erkeğin birleşen davasına verdiği 13.11.2018 tarihli cevap dilekçesi ile talep ettiği maddi ve manevi tazminat (TMK m. 174/1-2) ve yoksulluk nafakası (TMK m. 175) talepleri hakkında davalı-davacı erkeğin bu taleplere açık rızası bulunmadığı gibi, bu konuda usulünce yapılmış bir ıslah (HMK.m.176) işlemi de mevcut olmadığından, mahkemece olumlu ya da olumsuz karar verilebilecek nitelikte, bir maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakası talebi mevcut değildir. Talepten fazlasına hükmedilemez (HMK.m.26)....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen yoksulluk nafakası davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Davacı, davalı ile anlaşmalı olarak boşandığını, halihazırda çalışmadığını, geçimi için aylık 600.00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, davacı ile anlaşmalı olarak boşandığını, davacının boşanma davası sırasında yoksulluk nafakası istediğini, mahkemenin davacının nafaka talebini reddettiğini ve boşanma kararının kesinleştiğini, kesin hüküm sebebiyle davanın reddini savunmuştur....