İlk derece mahkemesince çocuk ile baba arasında kademeli kişisel ilişki kurulduğu, yine kurulan kişisel ilişkinin bazı dönemlerinde başlangıç ve bitiş saatlerini içermediği anlaşılmaktadır. Hükmün infaz edilebilir nitelikte; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde verilmesi gerekir (HMK m.297/son). Değişen koşullara göre, çocuğun yaşı ve eğitim durumu gözetilerek kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi gelecek yıllarda her zaman istenebilir. Kişisel ilişki kurulmasına yönelik hüküm kurulurken; gelecek yıllardaki koşullar önceden bilineme- yeceğinden, şimdiden ortak çocuk ile baba arasında kademeli bir şekilde kişisel ilişki düzenlenmiş olması isabetsizdir....
Taraflar arasındaki kişisel ilişkinin kaldırılması olmadığı takdirde kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi ve iştirak nafakasının arttırılması davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kişisel ilişkinin azaltılarak yeniden düzenlenmesine ve iştirak nafakasının arttırılmasına karar verilmiştir. Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından kişisel ilişki süresi yönünden temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....
O halde, davacı kadının yoksulluk nafakası isteğinin reddi gerekirken, yazılı şekilde yoksulluk nafakası takdiri doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir. 3-Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminat azdır. Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ve 51. maddesi hükmü dikkate alınarak daha uygun miktarda maddi (TMK m. 174/1) ve manevi (TMK m. 174/2) tazminat takdiri gerekir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Kişisel İlişkinin Yeniden Düzenlenmesi ve İştirak :Nafakasının Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından, kişisel ilişkinin genişletilmesi talebinin reddi ve iştirak nafakası yönünden; davalı tarafından ise; iştirak nafakalarının indirilmesi, vekalet ücreti ve yargılama giderleri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 143.50'şer TL. temyiz başvuru harçları peşin alındığından başkaca harç alınmasına...
İstinaf incelemesi yapan Bölge Adliye Mahkemesince erkeğin kendi davasının reddine ve kişisel ilişkiye yönelik istinaf itirazlarının kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiş, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davacı-karşı davalı erkek ağır, davalı-karşı davacı kadın ise az kusurlu bulunarak tarafların boşanma davalarının kabulü ile müşterek çocuk ile ... arasındaki kişisel ilişki sürelerinde yeniden düzenleme yapılmış, kadının yoksulluk nafakası talebi reddedilerek, müşterek çocuk yararına 300,00 TL iştirak nafakasına ve kadın lehine 8.000,00 maddi, 8.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmiştir. Hüküm davalı-karşı davacı kadın tarafından yukarıda gösterilen şekilde temyiz edilmiştir. 1- Davalı-karşı davacı kadın tarafından yoksulluk nafakası talebinin reddi, iştirak nafakası ile maddi ve manevi tazminatların miktarına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmadığından bu hususlar istinaf edilmeyerek kesinleşmiştir....
ın velâyeti ve kişisel ilişki kararları kesinleşmiş olduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, ortak çocuklardan Demet'in velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki tesisine, çocuk Demet yararına takdir edilen tedbir nafakasının 12.03.2020 tarihinden itibaren aylık 350,00 TL'ye çıkartılmasına, karar kesinleştikten sonra iştirak nafakası olarak devamına, kadın yararına takdir edilen tedbir nafakasının 12.03.2020 tarihinden itibaren aylık 400,00 TL'ye çıkartılmasına, karar kesinleştikten sonra yoksulluk nafakası olarak devamına, kadın yararına 10.000,00 TL manevî, 30.000,00 TL maddî tazminata, davacı erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, yargılama, harç gideri ve vekâlet ücretine ilişkin hükümler kesinleşmiş olduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Yargıtay bozma ilamı ile, mahkemece verilen ilk hüküm sadece kusur belirlemesi, maddi, manevi tazminat ve yoksulluk nafakası yönünden bozulmuş, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümler onanmıştır. Bu nedenle, mahkemece verilen hüküm boşanma, velayet, kişisel ilişki, iştirak nafakası, çeyiz eşyalarının iadesi, yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden kesinleşmiştir....
Aile Mahkemesi’nin 16.09.2021 tarih, 2018/497 Esas ve 2021/565 Karar sayılı kararının “1/A- 4 ve 5 ” nolu bentlerinin yoksulluk ve iştirak nafakası miktarı yönünden düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm tesisine....
Açıklanan sebeple hükmün zina sebebine dayanan talebin reddi, evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine (TMK 166/1- 2) dayalı olarak verilen boşanma , velayet, tedbir-iştirak nafakası, yargılama gideri ve vekalet ücretine ilişkin kısımları istinaf incelemesi dışında bırakılarak kesinleştiğinden bunlar dışındaki davalının maddi ve manevi tazminat ile tedbir-yoksulluk nafakası taleplerine ilişkin verilen dairemizce 4 ile numaralandırılan bendi ile kişisel ilişkiye yönelik 6 ile numaralandırılan bendinin kaldırılmasına, diğer istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, kusur belirlemesi, davacının maddi ve manevi tazminat talepleri, davalının maddi ve manevi tazminat ile tedbir-yoksulluk nafakası talepleri ile kişisel ilişki konusunda karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine gönderilmesine ilişkin aşağıdaki karar tesis edilmiştir....
Dosya kapsamında belirlenen kusur durumu dikkate alındığında tam kusur kadında olmakla TMK 175.madde ve TMK 174/2.madde yasal şartları kadın lehine gerçekleşmediğinden yoksulluk nafakası ve manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi usul, yasa ve dosya kapsamına uygundur. Bu haliyle davalı karşı davacı kadının yoksulluk nafakası ve manevi tazminata yönelik istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. İlk derece mahkemesince, tarafların müşterek küçük çocuğunun velayeti davalı anneye verilmiştir. Müşterek çocuk Rümeysa 16.07.2008 doğumlu olup, dosya kapsamı itibariyle ilk davanın açılış tarihinden itibaren fiilen anne yanında yaşadığı sabittir. Boşanma davasında velayeti ebeveynlerinden birine verilen çocuğun ana ve/veya babasıyla düzenli kişisel ilişki kurması ve sürdürmesi, çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve/veya baba için de bir haktır. Kişisel ilişkinin düzenlenmesinde çocuğun bedeni ve fikri gelişimi yanında ana ve/veya babalık duygularını tatmin de önemlidir....