Davalı vekili katılma yolu ile istinaf dilekçesinde özetle; davacı tarafından davanın süresinde açılmadığını, davacının takibe konu çekte tahrifat bulunduğu ve bu nedenle çekin kambiyo vasfını yitirdiği itirazının yerinde olmadığını, davacının kötü niyetli olduğunu ve kötü niyet tazminata hükmedilmesi gerektiğini, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen tüm dosya kapsamına göre; alacaklı tarafından davacı aleyhine kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine başlandığı, borçlunun usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte imzaya itiraz ederek icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece usulsüz tebligat şikayeti yerinde olmadığından, davanın süre yönünden reddine karar verildiği görülmektedir. Hükmi şahıslara ne şekilde tebligat yapılacağı 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 12 ve 13. maddelerinde belirlenmiştir....
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davacı/borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Somut olayda 1.300.000,00 TL bedelli senede dayalı alacağın tahsili için başlatılan Örnek 10 icra takibine karşı borçlunun icra mahkemesine müracaatla yetkiye, imzaya, borca itiraz ettiği, İcra mahkemesince "vekaletnamede bankacılık işlemleri kısmında açıkça kambiyo taahhüdünde bulunma yetkisinin bulunduğu, yetki çerçevesinde düzenlenen bonodan dolayı davacının sorumlu olduğu, imzaya ve borca itiraz yönünden davanın reddine takibin devamına" karar verildiği, iş bu kararın itiraz eden borçlu tarafından istinaf edildiği, ilgili Bölge Adliye Mahkemesinin de istinaf başvurusunu esastan reddettiği, borçlunun iş bu red kararını...
Davacı vekili takibe konu bononun davacıdan zorla, baskı altında alındığını, müvekkilinin borcunun bulunmadığını ileri sürerek borca itiraz etmiş ise de, borcun bulunmadığı veya itfa yahut imhal edildiği resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile iddiasını kanıtlayamamıştır. Senedin baskı altında alındığına dair iddia genel mahkemelerde yargılamayı gerektirdiğinden icra mahkemesinde davacının ileri sürdüğü iddianın dinlenmesi mümkün değildir. Davacı faize itiraz etmiş ise de, alacak kambiyo senedine dayandığından 3095 sayılı Yasa gereğince avans faizi talep edebilir. Davalı alacaklı tarafından takip tarihine kadar işlemiş faiz talebi bulunmayıp, takipten sonra avans faizi oranlarının uygulanmasına dair talep usul ve yasaya uygundur. Açıklanan nedenlerle; ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun görüldüğünden, davacının istinaf isteminin esastan reddine karar vermek gerekmiştir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 12/01/2022 NUMARASI : 2021/520 ESAS - 2022/12 KARAR DAVA KONUSU : İtiraz KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı ilk derece mahkeme kararı aleyhine istinaf yasa yoluna başvurulmuş olmakla, Dairemizce HMK'nun 353. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda dosyadaki belgeler okundu, incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Konya 6. İcra Müdürlüğü'nün 2020/8575 Esas sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine başlatılan icra takibinde yetkiye, takibine konu senetlerdeki imzaya, borca, faize ve alacağın tüm fer’ilerine itiraz ettiklerini, takibe konu edilen senetlerdeki imzaların hiçbirinin müvekkiline ait olmadığını, Konya İcra Müdürlüklerinin yetkisiz olduğunu, müvekkilinin ikamet adresinin "Yavuz Selim Mah. 1005. Sk....
nun 32. maddesi uyarınca usulsüz tebliğin muttali olunduğu tarihin tebliğ tarihi sayılacağından icra takibine ilişkin itiraz süresi tespit edilen bu tarihten itibaren başlar. Takip dosyasının incelenmesinde ise, 15.11.2012 tarihinde talimat icra dairesince haciz yapıldığı ve haciz esnasında hazır bulunan borçlunun haciz tarihinde ödeme emri tebligatını öğrendiği borçlu tarafından icra mahkemesine başvuru tarihinin ise 22.11.2012 tarihinde yapıldığı görülmektedir. Bu halde usulsüz tebliğ şikayeti İİK.'nun 16/1. maddesi uyarınca ödeme emri tebligatını öğrendiği 15.11.2012 tarihinden itibaren yasal yedi günlük süre içerisinde yapılmış ise de, imzaya itiraz ve zamanaşımı itirazı için yasal beş günlük sürenin geçirilmiş olduğu anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, imzaya itirazın ve zamanaşımı itirazının süre aşımı nedeni ile reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde imzaya itirazın kabulüne karar verilmesi isabetsizdir....
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan icra takibine karşı borçlu şirketin icra mahkemesine yaptığı başvuruda, sair itiraz ve şikayeti ile birlikte takip konusu bonodaki imzanın şirket yetkilisi ......ait olmadığını ileri sürerek imzaya itiraz ettiği, mahkemece, borçlu vekilinin davayı sürüncemede bıraktığı, İİK'nun 68/a-5. maddesinde yazılı meşruhatı taşıyan davetiyenin borçluya bila tebliğ iade edildiği, borçlunun davasını ispatlayamadığı gerekçeleriyle istemin reddine karar verildiği, kararın borçluca temyiz edildiği görülmektedir....
İİK'nun 68/1. maddesi gereğince; talebine itiraz edilen alacaklının takibi, imzası ikrar veya noterlikçe tasdik edilen borç ikrarını içeren bir senede yahut resmi dairelerin veya yetkili makamların yetkileri dahilinde ve usulüne göre verdikleri bir makbuz veya belgeye müstenit ise, alacaklı itirazın kaldırılmasını isteyebilir. Somut olayda takibe dayanak yapılan çek kambiyo senedi vasfında olup, alacaklı çekin yetkili hamilidir. Borçlunun icra dairesine verdiği itiraz dilekçesinde ciro imzasına itiraz etmediğine göre imzanın muteriz borçluya ait olduğunun kabulü gerektiğinden, çek, İİK'nun 68. maddesinde belirtilen imzası ikrar edilmiş belge niteliğini taşımaktadır. O halde mahkemece itirazın kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
Bununla birlikte, davacı borçlunun 23/09/2021 tarihinde icra takip dosyasına sunduğu itiraz dilekçesi incelendiğinde ise; itiraz dilekçesinde tebligatın usulsüzlüğüne ilişkin bir iddiası bulunmayan davacı borçlunun, tebligatın yapıldığı adresi ikametgah adresi olarak belirterek; ikametgah adresinin Büyükçekmece olması sebebiyle Büyükçekmece İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğunu ileri sürerek yalnızca yetkiye itirazda bulunduğu anlaşılmıştır. Davacının, vekiline 24/09/2021 tarihinde verdiği vekaletnamede de, adresinin, tebligatın çıkarıldığı adres olarak belirtilmiş olması karşısında; tüm bu hususları birlikte değerlendiren Mahkememizce, davacı borçlunun usulsüz tebligat şikayeti kabul görmemiş ve şikayetin reddine yönünde aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir...'' şeklinde açıklanan gerekçeleriyle; Şikayetin reddine, karar verildiği görülmüştür....
Bu durumda, mahkemece, takibe konu 17 adet bonoda yazılı borcun takip tarihi itibariyle henüz muaccel olmadığı belirlenerek borçlunun şikayeti kabul edildiğine göre, İİK'nun 168/1. maddesi uyarınca vadesi gelmeyen bu bonolar yönünden senet borçlusu hakkında kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi yapılamayacağı gözetilerek takibin iptaline karar verilmesi gerekirken; ödeme emrinin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından, kararın düzeltilerek onanması yoluna gidilmiştir. SONUÇ: Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile ......
Dava kambiyo senetlerine özgü takipte imzaya ve borca itiraz ile kambiyo şikayetine ilişkindir. İİK.nun 168/1. maddesinin 3, 4 ve 5. bentleri hükmüne göre, borçlunun borçlu olmadığını veya borcun itfa edildiğini, mehil verildiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, imzaya itirazını ve takibin müstenidi olan senedin kambiyo senedi vasfına haiz olmadığına yönelik şikayetini yasal 5 günlük süresi içerisinde icra mahkemesine yapması zorunludur. Somut olayda, ödeme emrinin, imzaya ve borca itiraz eden borçluya 21/04/2022 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun ise yasal beş günlük süreden sonra 07/06/2022 tarihinde icra mahkemesine itirazlarını bildirdiği, dava dilekçesinde ödeme emri tebligatının usulsüzlüğüne dair bir şikayetinin de bulunmadığı görülmektedir (Yargıtay 12. HD'nin 07.11.2022 tarihli, 2022/4790 E, 2022/11572 K. sayılı içtihadı)....