Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 28/02/2019 tarih, DAVA:, Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı aleyhine Bursa 14.İcra Müdürlüğünün 2018/1913 esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlattıklarını, takip konusu alacağın taraflar arasındaki ticari satım sözleşmesinden kaynaklandığını,2017 yılına dair taraflar arasında ticari ilişki bulunduğunu ve cari hesap ekstresinde işli faturaların bulunduğunu, başlatılan takibe de hakız olarak itiraz edildiğini, İcra Müdürlüğünün yetkisine ilişkin itirazın yerinde olmadığını, TBK 89.maddesi uyarınca davacının ikametgahı İcra Dairelerinin yetkili olduğunu, faize yönelik itirazın da yerinde olmadığını, tarafların ticari defterlerinin incelenmesi sonucunda takibe konu alacağın belirleneceğini, borca itirazlarında yerinde olmadığını belirterek itirazın iptali ile %20'den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmişlerdir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ; Davalı tarafın takipte yetkiye itiraz ettiği ve itirazını da yetkili icra dairelerini de bildirdiği, bu sebeple geçerli bir yetki itirazının bulunduğu, itirazın iptali davalarında yetkili icra müdürlüğünde takip başlatılmış olmasının bir dava ön şartı olduğu, buna göre akdi ilişki inkar edilmediği hallerde bu ilişkiden doğan para borçlarında ifa yeri TBK 89/1- 1 maddesi uyarınca alacaklının ikametgahının bulunduğu yer olduğu, dolayısıyla para borçlarında alacaklının ikametgahı icra dairesi ve mahkemelerinin yetkili olduğu, Ancak borçlu tarafın sözleşme ilişkisinin varlığını kabul etmediği, Dolayısıyla genel yetki kuralı çerçevesinde yetkili icra müdürlüğünün borçlunun ikametgahına göre belirleneceğinden ve davalı taraf aradaki sözleşme ilişkisini açıkça inkar ettiğinden somut uyuşmatlıkta da TBK 89/1- 1 maddesinin uygulanamayacağı, bu sebeple Bursa İcra Dairelerinin takipte yetkili olmadığından ve dava ön şartı bulunmadığından davanın reddine karar...
Kaldı ki ekte sunduğumuz senette borçlu senedi iki defa imzalamış olup böyle bir borcu kabul etmediğini beyan etmek haksız ve kötüniyettidir 3- )13/08/2018 tarihinde borçlu aleyhine 26.000 TL değerindeki senet borcuna istinaden Ordu İcra Dairesi'nde 2018/13800 dosya numaralı genel haciz yolu ile takip başlatılmıştır. Borçlu taraf ise 04/09/2018 tarihinde borca, faize ve yetkiye haksız ve yersiz olarak itiraz etmiş olup takibin durdurulmasını talep etmiştir ve 04/09/2018 tarihinde takip durdurulmuştur. Boçlu takibe kötüniyetli olarak itiraz etmiştir. Borçlu itiraz ettiği tarihe kadar senet borcuna istinaden çeşitli ödemeler yapmış olup itiraz dilekçesinde borçlu olmadığım beyan etmiştir. Borçlunun davranışları ile söylemleri arasında tutarsızlık olup borcu Ödememek için her yolu denemektedir. Ancak ekte sunduğumuz senet, yapılan kısmi ödemelere ilişkin makbuzlar ve icra dairesine yapılan ödemelere ilişkin tahsilat makbuzu borçlunun borcu olduğunun İspatıdır....
İcra Müdürlüğü'nün 2010/3923 E. sayılı dosyasında icra takibi yaptıklarını, borçlunun yasal süresi içerisinde yetkiye ve borca itiraz ettiğini, bunun üzerine yetki itirazını kabul ederek dosyanın Torul İcra Müdürlüğü'ne gönderilmesini istediklerini belirterek davalının haksız ve mesnetsiz itirazlarının iptali ile Torul 1. İcra Müdürlüğü'nün 2010/61 E. sayılı dosyasında takibin devamını ve tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacı tarafından davalı aleyhine Erzurum 1. İcra Müdürlüğü'nün 2010/3923 E. sayılı dosyasında yapılan icra takibinde borca ve yetkiye itiraz ettiklerini, bu itiraz üzerine dosyanın yetkili icra dairesine gönderildiğini, Torul 1....
DEĞERLENDİRME : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğü nedeniyle tebliğ tarihinin düzeltilmesi, İİK'nın 169, 169/a maddeleri uyarınca yetki itirazı, takibe konu senedin teminat olduğu olduğu iddiasıyla borca ve faize itiraz, alacak ipotek ile teminat altına alındığından ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapılmadan kambiyo senetlerine özgü takip yapılamayacağına yönelik şikayet istemine ilişkindir....
-KARAR- Davacı vekili, müvekkili banka ile dava dışı 3.kişi arasında akdedilen kredi genel sözleşmesinde davalının müşterek borçlu ve müteselsil kefil olduğunu, kredi borcunun ödenmediğini, girişilen icra takibine davalının faize, yetkiye, asıl borcun 2.107.47 YTL’lik kısmına haksız olarak itiraz ettiğini belirterek, itirazın iptaline, takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, davayı kabul etmediğini bildirmiştir. Mahkemece, iddia, savunma, icra dosyası, bilirkişi raporu, toplanan Delillere göre davanın kabulüne, davalının icra takibine itirazının iptaline, takibin devamına karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir....
Somut olayda, davalının aleyhine başlatılan icra takibi nedeniyle kendisine tebliğ edilen ödeme emrine karşı süresinde sunduğu dilekçesinde,” borca, yetkiye, faize ve tüm ferilerine itiraz ediyorum” demek suretiyle itiraz ettiği, yetkiye itirazında yetkili icra dairesini bildirmediği, dava dilekçesinin tebliği üzerine süresi içerisinde cevap dilekçesi sunmadığı, dolayısıyla süresi içerisinde mahkemenin yetkisine ilişkin itiraz bildirilmediği anlaşılmıştır....
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre, davacı alacaklı tarafından davalı borçlu hakkında başlatılan icra takibine süresinde yetkiye, borca ve faize yaptığı itiraz ile takibin durduğu, İİK'nın 67. maddesi gereğince görülen itirazın iptali davalarının takibe sıkı sıkıya bağlı bir dava olup, davalı borçlunun öncelikle takip dosyasının yetkisine yapmış olduğu itirazın ön mesele olarak çözümlenmesi gerektiği, davalının sözleşmedeki imzayı inkar etmesi nedeni ile sözleşmedeki davalı imzasının incelenmesinden sözleşmedeki imzanın davalı şirket yetkilisine ait olmadığının anlaşıldığı, yetkiye dair genel düzenlemelerin irdelenmesinden davacının adresinin Beykoz, davalının adresinin Ataşehir olduğu, takibin Üsküdar İcra Müdürlüğünde yapıldığı, davacı tarafından alacağın faturaya dayalı olması nedeni ile BK'nın 89. maddesi gereğince alacaklının ikametgahında takip yapılabilecek iken bu yerde takip yapılmadığı gibi İİK'nın 50. yollaması ile HMK'nın 6. maddesi...
Somut olayda, borçlu vekilinin başvurusu, yetkiye ve borca itiraz niteliğinde olup, anılan madde gereğince; mahkemece mutlaka duruşma açılmalı ve itiraz duruşmalı olarak incelenmelidir. Dosya üzerinden karar verilemez. Borca itiraz yönünden tayin edilen duruşma gününde taraflar gelmez veya alacaklı gelip de duruşmayı takip etmeyeceğini bildirir ise, HMK'nun 150. maddesinin uygulanması gerekir. Ancak yetki itirazının incelenmesinde anılan madde hükümleri uygulanmayıp, taraflar gelmese bile gereken kararın verilmesi zorunludur. O halde mahkemece, duruşma açılarak ve varsa tarafların delilleri toplanıp değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, dosya üzerinden inceleme yapılarak yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 24/03/2022 NUMARASI : 2022/31 ESAS 2022/170 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : KARAR YAZIM TARİHİ 12/06/2023: Yukarıda mahal tarih ve numarası açıklanan ilk derece mahkeme kararı aleyhine süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmakla, HMK'nun 352. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme ve heyetçe yapılan müzakere sonunda, gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Bakırköy 15....