İcra Dairesinin 2018/2781 esas sayılı dosyasında borçlu hakkında girişilen icra takibi neticesinde borçlu tarafından 14/05/2018 tarihinde borca ve imzaya itiraz yapıldığını, borçlunun imzaya itirazının tamamen haksız ve mesnetsiz olduğunu, zira borçlu tarafından imzalanmış bir çok belge ve evrakın mevcut olduğunu, ayrıca imzanın borçluya ait olduğunun yargılama aşamasında mahkemece yaptırılacak olan bilirkişi incelemesi neticesinde de ortaya çıkacağını ve borçluya olduğunun da tespit edilmiş olacağını, İlK.nun 168/5. maddesi hükmüne göre borçlunun borçlu olmadığını veya borcun itfa edildiğini, mehil verildiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, imzaya itirazını ve takibin müstenidi olan senedin kambiyo senedi vasfına haiz olmadığına yönelik şikayetini yasal 5 günlük süre içerisinde icra mahkemesine yapmasının zorunlu olduğunu, haciz yoluyla takip 168. ve devamı maddelerinde bu takip şekline ilişkin borca itiraz, 169- 169/a maddelerinde imzaya itiraz 170.maddesinde borçlunun kambiyo hukuku...
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 27/05/2021 NUMARASI : 2019/700 ESAS - 2021/718 KARAR DAVA KONUSU : Yetkiye, İmzaya ve Borca İtiraz KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı İcra Hukuk Mahkemesince verilen karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulmakla; dosyadaki tüm kayıtlar okunup gereği düşünüldü; Davacı borçlular vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerine ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğunu, müvekkilleri Etimesgut’ta ikamet ettiğinden Ankara Batı 1. İcra Müdürlüğü'nün yetkili olduğunu, takibe konu bonodaki imzaların müvekkillerine ait olmadığını, senette tahrifat yapıldığını, fahiş faiz talep edildiğini ve zamanaşımı sürelerinin dolduğunu belirterek, takibin iptalini, kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Borçlular hakkında çeke dayalı kambiyo senetlerine mahsus takipte davacı şirket vekili, şirketin çift imza ile temsil edildiği, ciroda ise tek imzanın bulunduğu, ayrıca imzanın şirket yetkililerinden herhangi birine ait olmadığını ileri sürerek imzaya ve borca itiraz etmiştir. Şirketin çift imza ile temsil edildiği, ciroda ise tek imzanın bulunduğu iddiası İİK.'nun 169/1 ve 169/a maddeleri hükümleri uyarınca borca itiraz niteliğindedir. İlk Derece Mahkemesince istem imzaya itiraz olarak değerlendirilerek imza incelemesi yapılmak suretiyle alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulü cihetine gidilerek takibin durdurulmasına, davalının tazminata ve para cezasına mahkum edilmesine karar verilmiştir....
Taraflar arasındaki imzaya ve borca itiraz nedeni ile yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince imzaya itirazın reddine, borca itirazın kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmiştir. Kararın davalı alacaklı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, borçlunun imzaya ve borca itirazının reddine, takip geçici olarak durdurulmadığından borçlu aleyhine tazminata ve para cezasına hükmolunmasına yer olmadığına karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı muteriz borçlu tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....
Davacının dava dilekçesinde usulsüz tebliğe ilişkin bir şikayeti de yoktur. Bu durumda; yetkiye ve borca itirazın ayrıca anılan şikayetin beş günlük hak düşürücü sürede yapılmadığı anlaşıldığından davanın süre aşımı nedeniyle reddi gerekir. Bu nedenlerle, davacının (borçlunun) istinaf başvurusunun reddine, ilk derece mahkemesinin kararının HMK.nun 355/1, 353- 1- b-2 maddeleri gereğince kaldırılmasına, davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, çeke dayalı kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile ilamsız icra takibinde imzaya ve borca itiraza ilişkindir. 2. İlgili Hukuk İİK md. 68/a., 170., HMK md. 211., 3....
Öte yandan İİK'nun 168/4- 5. maddesi gereğince kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde imzaya ve borca itirazın (beş) günlük süre içinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Bu süre, hak düşürücü süre niteliğinde olup mahkemece re'sen gözetilir. Bu durumda borçluya yapılan ödeme emri tebliğ işlemi usulüne uygun olduğuna göre ödeme emrinin tebliğ edildiği 20/05/2021 tarihinden sonra borçlunun 09/08/2021 tarihinde icra mahkemesine yaptığı imzaya ve borca itiraz yasal beş günlük süreden sonradır. O halde, tebligat usulsüzlüğüne ilişkin şikayet reddedilerek, imzaya ve borca itirazın süre aşımı nedeniyle reddine karar vermesi gerekmekte olup, ilk derece mahkemesi kararı da aynı doğrultudadır....
Somut olayda takibin borçlu ... hakkında başlatıldığı, borçlunun yetkiye ve imzaya itirazı üzerine mahkemece takibin durdurulmasına yönelik tedbir kararı verilmediği anlaşılmakla, İİK'nun 170/1. maddesinin ikinci cümlesi gereğince, tedbir kararı verilmeden yetkiye ve imzaya itiraz edilmiş olması zamanaşımını kesmeyeceği gibi, itiraz satıştan başka icra takip muamelelerini durdurmaz. Şikayete konu icra dosyasının incelenmesinde; takibe dayanak belge, kambiyo senedi niteliğini haiz üç adet çektir. Çeklerin keşide tarihleri 27/05/2011 - 31/05/2011 - 31/05/2011 olup, ibraz süresi 03/02/2012 tarihinden önce dolduğundan, altı aylık zamanaşımı süresine tâbi olduğu anlaşılmakla, takip dosyasında borçlu ...'e yönelik olarak yapılan icra takip işlemlerinin incelenmesinde, alacaklının 09.06.2011 tarihli taşınmaz haczi talebi ile 19.03.2012 tarihli menkul haczi talebine kadar zamanaşımını kesen yada durduran hiçbir işlem bulunmadığı görüldüğünden zamanaşımının gerçekleştiği görülmektedir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 17/12/2020 NUMARASI : 2018/1125 ESAS - 2020/599 KARAR DAVA KONUSU : İmzaya ve Borca İtiraz KARAR : Yukarıda ayrıntıları belirtilen mahkeme kararının süresi içinde istinafen incelenmesi taraflarca talep edilmekle, görevlendirilen Üye Hakim tarafından hazırlanan rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonucunda duruşma açılmaksızın gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; alacaklı tarafından, müvekkili aleyhine bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatıldığını, yetkili icra dairesinin İstanbul İcra Dairesi olmayıp, Adana veya Bakırköy İcra Dairesi olduğunu, takip dayanağı sahte senet olduğunu, müvekkilinin senette imzasının bulunmadığını, müvekkilinin senede dayalı borcunun da olmadığını ileri sürerek yetkiye, imzaya ve borca itirazlarının kabulü ile takibin iptali ile tazminata karar verilmesini talep etmiştir....
Davalı ... vekili, icra dairesine verdikleri dilekçe ile yetkiye borca ve imzaya itiraz ettiklerini, yetki itirazından vazgeçtiklerini bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Diğer davalılar davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, toplanan delillere, Adli Tıp Kurumu ve bilirkişi raporlarına göre, davaya konu genel kredi taahhütnamesindeki imzanın davalı ... Bayramoğluna ait olmadığı gerekçesiyle bu davalı hakkındaki davanın reddine, diğer davalılar hakkındaki davanın ise kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, fazla yatırılan peşin harcın istek halinde iadesine 27.6.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....