- K A R A R - Davacı vekili, davalı ile temlik eden banka arasında icra takibine dayanak kredi kartı sözleşmesi yapıldığını, kredi kartından doğan borcun ödenmemesi üzerine yapılan icra takibinin davalının itirazı üzerine durduğunu belirterek, davalının vaki itirazının iptaline ve davalı aleyhine %20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, dava konusu takibe ilişkin 18.04.2013 tarihinde ... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ... E. sayılı dosyasından açılan dava hakkında davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, bu dava ve ödeme emrine itiraz tarihi ile karara konu dava tarihi arasında İİK'nun 67. maddedeki 1 yıllık sürenin dolduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava itirazın iptali davasıdır. İİK'nun 67. maddesine göre itirazın iptali davası ödeme emrine itirazın alacaklıya tebliğinden itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açılması gerekir....
Yine Yargıtay Hukuk Genel Kurulu; "Yerleşik uygulamada da bu sebeple ödeme emrine itiraz Tebligat Kanunu’nun düzenlediği şekilde alacaklı veya vekiline tebliğ edilmemişse, sair suretlerle itirazdan haberdar olunduğu ileri sürülse dahi hak düşürücü sürenin başlamayacağı kabul edilmektedir (Hukuk Genel Kurulunun 21.10.2015 tarihli, 2013/19-2415 E., 2015/2335 K. sayılı kararı). Ne var ki, bu yönde tebligat kendisine yapılmamış olsa bile alacaklının ödeme emrine itirazın hükümden düşürülmesi için öngörülen kanuni yollara başvurabilir ve bu hâlde salt ödeme emrine itiraz alacaklıya henüz tebliğ edilmediği gerekçesiyle erken dava açıldığından bahsedilemeyeceği açıktır....
Alacaklı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi için, mahkemenin borçlunun ödeme emrine karşı yapmış olduğu itirazın haksız olduğuna karar vermesi gerekir. Borçlunun itirazının haksızlığına karar verilmesi ile takip tarihine göre itiraz olunan alacağın likid (muayyen)-belirli olup olmadığına bakmak gerekir. Likit alacaklarda alacak miktarı belirlidir. Borçlu tarafından alacağın gerçek miktarını belirlemek için bütün unsurlar bilinmekte veya bilinebilecek durumdadır. İİK 67/2.madde hükmünün amacı, borçlu olduğu miktarı bilebilecek veya bilebilecek durumda olan borçlunun icra takibine konu alacağın varlığına haksız olarak itiraz etmesini önlemektir. (Prof.Dr.B.Kuru İ.İ....2008.İst.sh.230-231)....
Şti., Sema Karahan ve Saffet Üzüner tarafından alacaklı tarafından gönderilen ihtarnameye cevabi ihtarname ile itiraz edildiğini, bu sebeple alacaklı tarafça başlatılan icra takibine, takip konusu alacağa, faize ve diğer tüm ferilerine itiraz ettiklerini, yetkili icra dairesinin Havza İcra Dairesi olduğunu, öncelikle yetkiye itiraz ettiklerini belirterek aleyhine alacaklı yanca başlatılan icra takibine konu icra emrine, takip konusu alacağı, faize ve diğer tüm ferilerine itiraz ile takibin durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir . Samsun 2. İcra Hukuk Mahkemesinin 07/12/2021 tarihli 2021/393 Esas 2021/721 Karar sayılı ilamı ile birleştirme kararı verilerek dosyanın mahkemenizin işbu dosyasına gönderildiği ve dosya arasına alındığı görülmüştür....
Esas sayılı dosyasından Genel Haciz Yolu İle İlamsız İcra Takibine başlandığını, ancak davalı tebliğ edilen ödeme emrine karşı süresi içerisinde yapılan itiraz üzerine icra müdürlüğü tarafından takibin durdurulmasına karar verildiğini ve hakkındaki takibin durduğunu, bu sebeple davalı tarafından yapılan haksız itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini ve alacağa faiz işletilmesini talep etme için huzurdaki davayı açma zorunluluğu hasıl olduğunu, ayrıca ticaret hukukundan doğan davalarda dava açmadan önce arabulucuya başvuru zorunluluğu nedeniyle arabulucuya başvurulduğunu ancak netice alınamadığını, Bakırköy .. İcra Müdürlüğü’nün ......
Mahkemece davanın yetkisizlik nedeniyle reddine karar verilmiş, kararın davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 18.11.2015 tarih, 2015/1900 Esas ve 2015/15036 Karar sayılı bozma ilamında ;” Dava, bir adet fatura içeriği mal ve hizmetin davalı şirket çalışanlarına teslimat fişleri ile teslim edildiği iddiasıyla faturadan doğan alacağın tahsili için yapılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi istemine ilişkindir. Dava, dava konusu takip dosyasında ödeme emrine itiraz dilekçesinde icra dairesinin yetkisine itiraz etmiştir. İtirazın iptali davalarında, hem icra dairesinin hem de mahkemenin yetkisine itiraz edilmesi durumunda İİK.nun 50.maddesi uyarınca öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itirazın HMK'nın 164. maddesi hükmü uyarınca ön sorun olarak incelenmesi gerekir. İcra Müdürlüğünün bu konuda re’sen inceleme yetkisi bulunmamaktadır....
- K A R A R - Davacı vekili, müvekkiline ait test cihazının 17.4.2005 tarihli “Teslim Tutanağı ve Ön Protokol” adı altındaki sözleşme ile davalı şirkete en fazla 30 gün içinde geri getirilmesi kaydıyla teslim edildiğini, ancak cihazın iade edilmediği gibi sözleşmenin diğer şartlarına da uyulmadığını, sözleşmenin (7) maddesinde belirtilen işkaybı bedeli olan 5.000.00 YTL.’nin ödenmediğini, girişilen icra takibine yetki ve esastan itiraz edildiğini belirterek itirazın iptaline, takibin devamına, %100 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacı tarafından girişilen icra takibine yetki ve borç yönünden itiraz edildiğini, yetkili icra dairesinin Ankara olduğu, yetkili mahkemenin Antalya Sulh Hukuk Mahkemesi olmadığını bildirerek davanın öncelikle yetki yönünden reddine, neticede esastan reddine karar verilmesini istemiştir....
Davacı vekili dava dilekçesinde borçlunun ödeme emrine itiraz etmediğini borcunu da tamamen ödemediğini belirterek davalı kiracının taşınmazdan tahliyesine karar verilmesini talep etmiş, mahkemece davalı borçlunun takip dosyasına bir itirazda bulunmadığı belirtilerek tahliyeye karar verilmiş ise de borçlunun ödeme emrine kısmi itirazı bulunduğundan itirazın kaldırılması istenmeden tahliyeye karar verilemez. Mahkemece tahliyeye karar verilmesi doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428 ve İİK.nın 366.maddesi uyarınca kararın BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 28.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca ödeme emrine dayanak belgenin eklenmemesi şikayeti, İİK'nın 169, 169/a maddeleri uyarınca yetki itirazı ve borca itiraza ilişkindir. 6100 sayılı HMK'nın "yetki itirazının ileri sürülmesi" başlıklı 19/2. maddesinde; "yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz" hükmü yer almaktadır. Somut olayda, dava konusu icra takibi İzmir 5. İcra Müdürlüğünde başlatılmış, davacı vekilinin icra hukuk mahkemesine verdiği dava dilekçesinde, yetki itirazında bulunmasına rağmen, yetkili icra müdürlüğünü bildirmediği anlaşılmıştır. Bu durumda, yetkili icra müdürlüğü açıkça gösterilmediğinden, HMK’nın 19/2. maddesi uyarınca usulüne uygun bir yetki itirazından söz edilemez....
Sayılı dosyasıyla takip yaptığını, müvekkillerinin ödeme emrine karşı 21.11.2018 tarihinde yetkiye ve borca itiraz ettiklerini, davacının yetki itirazını bertaraf etmeden 10.10.2019 tarihinde Bakırköy ...Asliye Ticaret Mahkemesinde ......