Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz. " hükmü mevcuttur. Somut olayda ise davacı borçlu icra mahkmesinde yetki itirazında bulunurken takibe konu çekin keşide yerinin Bucak olmasından dolayı Bucak İcra Dairelerinin yetkili olduğunu, ayrıca davacı borçlunun adrsinin Antalya olduğundan dolayı da Antalya İcra Dairelerinin yetkili olduğunu belirterek yetki itirazında bulunmuş ancak; birden fazla olarak belirttiği yetkili icra dairelerinin hangisini seçtiğini belirtmemiştir. Davacı borçlu yetki itirazında HMK'nın 19/2 maddesinde yazılı "birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir" hükmünü yerine getirmemiştir. Bu nedenle davacı borçlunun yetki itirazının geçersiz olması nedeni ile yetki itirazının reddi gerekir iken mahkemece kabulü şeklinde yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir....
Asliye Hukuk Mahkemesince ise davalıların, davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri adresinin "..." olduğu, davalı vekilince yetki ilk itirazının yasal iki haftalık süresi içerisinde verilen cevap dilekçesinde ileri sürüldüğü ve yetki ilk itirazının haklı olduğu gerekçesiyle yetkisizlik kararı verilmiştir. ... ... Asliye Hukuk Mahkemesi ise İİK 277 ve devam maddelerindeki düzenlenen davalarda borçlu ve 3. kişilerin zorunlu dava arkadaşı olduğu, tasarrufun iptali davasında yetkinin kamu düzenine ilişkin olmadığından yetki itirazının zorunlu dava arkadaşı olan borçlu ve 3.kişiler tarafından birlikte ve süresinde yapılması gerektiği, somut olayda ise yetki itirazının sadece davalı 3.kişi ... tarafından ileri sürüldüğü, borçlu ...'...
İlk derece mahkemesince dava ön inceleme duruşmasında davalının yetki itirazının reddine karar verildiği, davalı vekili tarafından yetki itirazının reddine ilişkin ara kararına yönelik olarak istinaf yoluna başvurulması üzerine mahkemece 22/01/2021 tarihli ara kararı ile yetki itirazının reddine ilişkin ara kararının HMK'nun 341. Maddesi uyarınca istinafa tabi olmadığından, davalı vekilinin istinaf talebinin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Karar, davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İstinaf yoluna başvurulabilen kararlar HMK'nun 341/1 maddesinde tahdidi olarak sayılmış olup, yetki itirazının reddine ilişkin ara kararının HMK'nun 341/1. Maddesinde düzenlenen ara kararlardan değildir. Yetki itirazının reddine ilişkin ara kararına yönelik olarak ancak esas hakkında verilen kararla birlikte istinaf yoluna başvurulabilir. Bu nedenle; yetki itirazının reddine ilişkin ara kararına yönelik olarak istinaf yoluna başvurulması mümkün olmadığından HMK'nun 346....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;davacı tarafın yetki itirazının yerinde olmadığını, yetki itirazının çekin ibraz edildiği banka göz önünde bulundurularak reddi gerektiğini, ayrıca yetkili icra müdürlüklerinin İstanbul İcra Müdürlükleri olduğunu, çeke ilişkin zaman aşımı iddiasının geçersiz olduğunu, çek hakkında 15/12/2015 tarihinde takip başlatıldığını, davacı tarafın iddialarının yerinde olmadığını davanın reddine karar verilmesini, davacının %20'den aşağı olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir....
Dolayısıyla dava, davacının seçimine göre, hem genel ve hem de özel yetkili mahkemede açılabilir. 6100 sayılı HMK'nun "Yetki itirazının ileri sürülmesi" başlıklı 19/2. maddesinde; "Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz" hükmü yer almaktadır. Davalı ... ... Maden İnşaat San. Ve Tic. Ltd. Şti. vekili tarafından 16.11.2018 tarihli cevap dilekçelerinde yetki itirazından bahsedilmemiştir. Ancak daha önce sunulan davaya cevap süresinin uzatılması talepli dilekçelerinde yetki itirazlarının mevcut olduğu yazılmış ise de HMK’nun 19/2. maddesi uyarınca usulüne uygun bir yetki itirazının olmadığı tespit edilmiştir. Bir davada, birden fazla genel ve özel yetkili mahkeme varsa, davacı bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahiptir....
İİK'nun 50/2. maddesinde; "Yetki itirazı esas hakkındaki itirazla birlikte yapılır. İcra mahkemesi tarafından önce yetki meselesi tetkik ve kati surette karara raptolunur" hükmüne yer verilmiştir. Öncelikle borçlunun yetki itirazının kaldırılması talebinin çözümlenmesi ve borçlunun yetki itirazı yerinde görülmez ise, diğer (borcun olmadığına yönelik) itirazların kaldırılması talebinin incelenmesi gerekmektedir. 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu 5. maddesinde iş uyuşmazlıklarında yer itibari ile yetkili iş mahkemelerini belirlemiştir. Buna göre, "iş mahkemelerinde açılacak her dava, açıldığı tarihte dava olunanın Türk Medeni Kanunu gereğince ikametgâhı sayılan yer mahkemesinde bakılabileceği gibi, işçinin işini yaptığı işyeri için yetkili mahkemede de bakılabilir. Bunlara aykırı sözleşme muteber sayılmaz."...
Yetki itirazının ileri sürülmesi hususu ise 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 19.maddesinde; ".. Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz. Mahkeme, yetkisizlik kararında yetkili mahkemeyi de gösterir. Yetkinin kesin olmadığı davalarda, davalı, süresi içinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunmazsa, davanın açıldığı mahkeme yetkili hâle gelir." şeklinde belirlenmiştir....
Yetki itirazının ileri sürülmesi hususu ise 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 19.maddesinde; ".. Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz. Mahkeme, yetkisizlik kararında yetkili mahkemeyi de gösterir. Yetkinin kesin olmadığı davalarda, davalı, süresi içinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunmazsa, davanın açıldığı mahkeme yetkili hâle gelir." şeklinde belirlenmiştir....
Yetki sözleşmesi ile yabancı devlet mahkemesinin yetkili kılınmış olması halinde, Türk Mahkemelerinde artık dava açılamayacaktır (açılırsa, davalı Türk mahkemesinde yetki ilk itirazında bulunabilecektir). Ancak yetki sözleşmesi ile yetkili kılınan yabancı mahkemenin kendisini yetkisiz sayması halinde, dava yetkili Türk mahkemesinde görülebilir. Yargıtay 11.H.D.'sinin 19.11.1990 tarih ve 7016-7400 sayılı kararı da aynı yöndedir. HGK da bu görüşü benimsemiştir. (Bak. Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü 6.Baskı C.1, s. 645 vd.) 5718 sayılı Kanun ile 12.12.2007 tarihinde yürürlükten kaldırılan 2675 sayılı Kanun'un 31. maddesinde paralel düzenleme bulunmaktaydı. İflas davalarında Türk Mahkemeleri İİK'nın 154/son maddesi uyarınca kesin yetkilidir. Bu yetki kamu düzeni ile ilgilidir. Ancak, iflas davalarında öncelikle alacaklı olduğunu iddia eden davacının alacaklı olduğunu kanıtlaması gerekmektedir....
Bu yetki kuralları kesin olmadığından, HMK'nın 19. maddesinde belirlenen süre ve yöntemle yetkisizlik itirazında bulunulmaz ise davanın açıldığı mahkeme yetkili hale gelir ve mahkemece kendiliğinden yetkisizlik kararı verilemez. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun "Yetki itirazının ileri sürülmesi" başlıklı 19/2. maddesinde; "Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz." hükmünü içermektedir. Yine, 116/1-a maddesinde "Kesin yetki kuralının bulunmadığı hâllerde yetki itirazı"nı "ilk itiraz" olarak düzenlemektedir. 117/1. madde ise; "ilk itirazların hepsi cevap dilekçesinde ileri sürülmek zorundadır; aksi hâlde dinlenemez." hükmünü içermektedir....