CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle ; icra dairesine yaptıkları yetki itirazının değerlendirilmesi gerektiğini, davacı şirkete borçlu olmadıklarını beyanla davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece verilen ilk kararla şirketin iflasına karar verilmiş. İlgili hükmün istinafı üzerine dairemizin 2020/2 esas 2020/71 karar sayılı ilamı ile " Dava, adi iflas yolu ile yapılan takibe itirazın, kaldırılması ve davalı şirketin iflası istemine ilişkindir. Mahkemece, yapılan yargılama sırasında, 16/11/2016 tarihli ön inceleme duruşmasında, davalı tarafın yetki itirazının kaldırılmasına karar verilmiş, davalı şirketin borçlu olup olmadığı hususunda ticari defter ve kayıtların incelenerek, depo kararı verilmiş, davacının alacaklı olduğu belirtilen bedel ödenmediğinden, davalı şirketin iflasına karar verilmiştir. Davalı borçlu vekili ve müdahil vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur....
E. 2016/6518, K. 2017/1090, 14.02.2017 Tarihli; Yargıtay 19.HD, E. 2016/9510, K. 2017/2268, T. 21.3.2017; Yargıtay 19.HD, E.2016/7514, K. 2016/14885, 17.11.2016 tarihli ilamları) HMK 18/1. maddesi gereğince kesin yetki durumunda yetki sözleşmesi yapılamayacağından davalı tarafın yetki itirazının reddine karar vererek yargılamaya devam etmesi gerekirken, yetki itirazının kabulüne karar verilmesi yerinde olmadığından, re'sen gözetilen sebeplerle ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, dosyanın yargılamaya kaldığı yerden devam edilmesi için mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Davalı vekilinin dava şartlarına ilişkin istinaf sebeplerinin mahkemece değerlendirilmesi gerektiğinden bu aşamada incelenmemiş, davacı vekilinin davalı tarafa disiplin para cezası verilmesine ilişkin talebinin koşulları bulunmadığından reddine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından, nafakalar yönünden; davalı kadın tarafından ise, tamamı ve yetki itirazının reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davalı kadın usulünce yetki ilk itirazında bulunmuş, mahkemece tarafların yetki itirazına yönelik delilleri sorulup toplanmadan yetki itirazının reddine karar verilmiştir. 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu kesin olmayan yetki itirazının bir ilk itiraz (HMK m. 116/1-a) olduğunu, ilk itirazların bir ön sorun gibi incelenmesi ve karara bağlanması gerektiğini (HMK m. 117/3) öngörmüştür. Ön sorunun incelenme yöntemi, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 164. maddesinde gösterilmiştir. Davalının yetki itirazı ise, mahkemece hadise şeklinde incelenmeden karara bağlanmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında görülen itirazın kaldırılması davası sırasında davalı ... 13.12.2005 günlü dilekçesiyle reddi hakim yoluna başvurmuştur. Bu konuda verilen kararın Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmiş olmakla, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı 23.12.2005 günlü dilekçesinde "Kendi görüşü alınmadan yetki itirazının reddine karar verilip görüş beyan edildiği) gerekçeleri ile davaya bakan hakim hakkında Reddi Hakim talebinde bulunmuştur. Red edilen Hakim ...’in red talebinin kabul edilmesi görüşü üzerine dosyayı inceleyen merci hakimliğince reddi hakim talebinin reddine ve H.Y.U.Y.’nın 36. maddesi gereğince 120.00.- YTL. para cezasının red talebinde bulunandan alınmasına karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir....
Mahkemece çekin cirantası ...’nun yerleşim yerinin mahkemenin yetki sınırları içinde kaldığı ve bu kişi hakkında da ihtiyati haciz kararı verildiği belirtilerek HUMK.’nun 9.II Hükmü uyarınca itirazının reddine karar verilmiş, hüküm ihtiyati hacze itiraz eden vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, ihtiyati hacze itiraz edenin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 01.07.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İlk derece mahkemesince; davacının yetki itirazının kabulüne, davacı-borçlu BEKİR ÖNER - 2771868810 yönünden İnegöl İcra Dairesinin 2020/5416 Esas takip sayılı dosyasında yetki itirazının kabulü ile İnegöl İcra Dairesinin yetkisizliğine, Eskişehir İcra Dairesinin Yetkili olduğunun tespitine, karar kesinleştiğinde ve istek halinde icra dosyasının Yetkili Eskişehir İcra Dairelerine gönderilmesine, dair karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece taraflar arasındaki yetki sözleşmesi değerlendirilmeksizin karar verildiğini, yetkili icra dairesinin İnegöl İcra Dairesi olduğunu, anılan yetki sözlesmesinin tacir olan lehtar ve keşidecinin yanı sıra, tacir olmayan gerçek kişi avalisti ve tüm borçluları da bağlayacağını, mahkemece hükmedilen vekalet ücretinin de hatalı olduğunu belirterek, mahkeme kararının kaldırılması gerektiğini belirtmiştir....
İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğu, bu nedenle borçlunun yetki itirazının yerinde olmadığı, borçlunun itiraz dilekçesinde kira sözleşmesine itirazda bulunmadığı, açıkça ve ayrıca kira ilişkisine ve borç miktarına karşı çıkmadığı, herhangi bir borcu olmadığını ileri sürerek borca itirazda bulunduğu, bu nedenle İİK'nın 269/2. maddesi gereğince kira ilişkisinin ve kira miktarının kesinleştiği, borçlu borcunun olmadığını yasanın aradığı nitelikte belge ibraz ederek ispatlayamadığını, borçlu tarafından faize itiraz edilmiş ise de alacaklının duruşmada faizden feragat ettiği, borçlunun ödeme emrinin tebliğinden itibaren 30 günlük yasal ödeme süresi içinde takibe konu borcu ödemediği, bu suretle temerrüt olgusunun gerçekleştiği, davanın bu ödeme süresinin bitiminden itibaren süresinde açıldığı gerekçesi ile davanın kabulüne, itirazın kaldırılması ile takibin 120.550 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacak miktarı olan 120.550 TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalı borçludan...
Somut olayda; alacaklının, borçlu aleyhine başlattığı genel haciz yoluyla takipte cari hesap, ticari ilişki ve faturalardan kaynaklanan alacağı talep ettiği, borçlunun ise, süresi içerisinde yetkiye ve borca itiraz ettiği, mahkemece verilen 16/08/2013 tarih, 2013/59 E. - 80 K. sayılı kararın, Dairemizin 2013/30886 E. - 38329 K. sayılı bozma ilamı ile alacaklının “itirazın kaldırılması” talebi hakkında karar verilmediği gerekçesiyle bozulmasına karar verildiği; mahkemece bozma ilamına uyulduğu halde verilen 21/04/2015 tarih ve 2014/9 E. - 2015/33 K. sayılı kararın borçlunun itirazında icra müdürlüğünün yetkisine de itiraz ettiği dikkate alınmadan ve öncelikle bu yetki itirazının kaldırılması talebi hakkında inceleme yapılarak bu konuda karar verilmeden hüküm kurulduğu gerekçesiyle Dairemizin 2015/25726 E. - 2016/2100 K. ilamı ile yeniden bozulmasına karar verildiği; mahkemece anılan bozma ilamına uyulmasının ardından mahkemelerinin yetkili olduğundan bahisle yetki ve borca ilişkin itirazların...
İlk derece mahkemesi tarafından; "...Davacı tarafından her ne kadar icra dosyasında davalının itirazının kaldırılaması talep edilmiş ise de icra dosyası incelemesinde 05/04/2018 tarihinde icra dosyasına yetki belgesi sunulduğu, vekil kaydının yapılmasının talep edildiği, itirazın kaldırılması davasının bu tarihten itibaren en geç 6 ay içerisinde açılması gerektiği anlaşıldığından süresinde açılmayan davanın reddine karar verilmesi gerektiği" şeklindeki gerekçe ile "Süresinde açılmayan Davanın Reddine" karar verilmiştir. Davacı alacaklı vekili istinaf başvurusunda; İİK. 68. Maddesi uyarınca dava açma süresinin başlaması için itirazın alacaklı tarafa tebliğ edilmesi gerektiğini, icra dosyasında işlem yapılması veya vekalet sunulması gibi işlemlerin tebligat olarak sayılamayacağını, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, borçlunun haksız itirazının kaldırılmasına karar verilmesi gerektiğini belirterek mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir....
ın 30.01.2007 tarihli kefaletname ile talep eden alacaklı lehine 200.000 TL meblağ üzerinden müşterek borçlu ve müteselsil kefil olduğu, her ne kadar 99.600,00 TL lik ihtiyati haciz kararı verilmiş ise de vadesi gelmeyen senetlerle birlikte talep olunan alacak 480.741,76 TL olmakla verilen kefalet vadesi gelmeyen senetleri de kapsadığından ihtiyati haciz talebinin kaldırılması yönündeki talebin reddi gerektiği, kefalet taahhütnamesinde ve mernis adresinde itiraz eden ...'in yerleşim yerinin İskenderun olduğu anlaşılmakla yetki itirazının kabulüne ve ihtiyati haczin ... yönünden kaldırılmasına karar verilmiş, hüküm itiraz eden ... vekili ile talep eden vekilince temyiz edilmiştir....