Somut olayda; davacı tarafından Bakırköy ...İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı dosyası ile yapılan ilamsız icra takibinde, borçlu tarafça 23/10/2020 tarihli dilekçe ile borca ve ferilerine itiraz edilmekle birlikte, icra dairesinin yetkisine yapılmış bir itiraz bulunmamaktadır. Şu halde, kesin yetki hali bulunmadığı ve borçlu tarafından icra dairesinin yetkisine itiraz edilmediğinden, icra dairesinin yetkisinin benimsenmiş olduğunun kabulü gerekmektedir. Mahkemece, yetkisiz icra dairesinde icra takibi yapıldığı gerekçesiyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiş ise de, gerekçeli kararda, davalı borçlunun icra takibinde icra dairesinin yetkisine itiraz etmediği, sehven, itiraz etmiş gibi değerlendirildiğinden bu şekilde karar verildiği belirtilmiştir....
Yeni ödeme emrinin tebliği ile birlikte borçlunun itiraz ve şikayet hakkı yeniden doğar. Bu nedenle davacının sair faize ve borca itiraz ve şikayetlerinin görülmesinde hukuki yarar kalmamış olup Mahkemece bu aşamada sair itirazların değerlendirilmesine yer olmadığına ilişkin kararı da yerindedir. HMK'nun 355. maddesi uyarınca resen yapılan inceleme sonucunda kararda kamu düzenine aykırılık da bulunmadığı anlaşılmakla, davacıT2’ın istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- b.1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; İstanbul 19....
KK ve KMH-...... nolu ticari kredilerin tanımlandığını, davalı borçlu adına anılan karttan tasarrufi işlemler gerçekleştirildiğini, yazılı krediden kaynaklanan borçların ödenmemesi nedeniyle, anılan sözleşmelerin ilgili maddelerine istinaden borçlunun bahsi geçen ........ nolu kredi, 31.12.2020 tarihi itibariyle kat edildiğini, davalı tarafından ihtarnameye rağmen herhangi bir ödeme yapılmadığını, ihtarlarda öngörülen süreler içinde borcun ödenmemesi üzerine bu kez Küçükçekmece ........ İcra Müdürlüğü'nün .......... E. sayılı dosyası üzerinden örnek ilamsız icra yolu ile icra takibi başlatıldığını, borçlu-davalı yasal süresi içinde borca, faize, faiz oranına ve tüm fer'ilerine itiraz ettiğini ve böylelikle takibin durdurulduğunu, davalının itirazında haksız olduğunu belirterek davanın kabulünü, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir....
-K A R A R- Davacı vekili, müvekkili kooperatifin ortağı olan davalı hakkında ödenmeyen aidat alacaklarının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine davalının haksız itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile % 40 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, takip miktarının 3.385,00 TL asıl alacak ve 7.723,00 TL faiz olmak üzere toplam 11.108,00 TL olduğunu, takip miktarına göre dava tarihi itibari ile Sulh Hukuk Mahkemesi' nin görevsiz olduğunu, müvekkiline önceden borcunun ne kadar olduğu hususunda herhangi bir bildirim ve ihtarın gönderilmediğini, bildirim yapılmadan takip yapılamayacağını, bu sebeple borçlarının olmadığını düşünerek itiraz ettiklerini, müvekkilinin temerrüde düşürülmediğini, talep edilen %20 faiz oranının fahiş olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ DELİLLER : Davacı- borçlu vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı-alacaklı tarafından müvekkil hakkında senede dayalı olarak takip başlatıldığını, alacaklı ve borçlu tacir olmayıp, yerel mahkemece alacaklı ve borçluyu sadece bir limited şirket ortağı ve yetkilisi olması nedeniyle gerçek kişi tacir saymasının hukuken geçerli olmadığını, bu nedenle senetteki yetki şartının geçersiz olduğunu, müvekkil adresi "Bahçelievler/İSTNABUL" olup, takipte Bakırköy İcra Dairelerinin yetkili olduğunu beyanla, ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak yetki, borca faize ve fer'ilerine itirazının kabulüne, davalının tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir....
Sigorta AŞ. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, müvekkili şirkete kasko sigortalı araca, davalıların maliki ve trafik sigortacısı olduğu aracın tam kusurlu çarparak hasara neden olduğunu ileri sürüp, sigortalısına ödenen 2.811.87YTL'nin ödeme tarihinden işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep etmiştir. Davalı ... Sigorta AŞ. vekili cevabında kendileri tarafından yapılan ödemenin davacı tarafından iade edildiğini belirtmiş bu nedenle faize itiraz ederek davanın reddini istemiştir. Davalı ... ise öncelikle yetki itirazında bulunmuş, kusura, hasara ve faize de itiraz ederek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, bozmaya uyularak davanın kabulü ile 2.811.87YTL'nin davalılardan tahsiline; davalı ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine başlandığı, borçlunun, borca, faize, faiz oranına ve çek tazminatına, zamanaşımına itiraz ederek icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, itirazın süre aşımından reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.İİK'nun 168/5. maddesi hükmüne göre, borçlunun, borcu olmadığını veya borcun itfa edildiğini, mehil verildiğini, alacağın zamanaşımına uğradığını, yetki itirazını sebepleri ile birlikte beş gün içinde icra mahkemesine bildirmesi zorunludur.Somut olayda, alacaklı tarafından çeke dayalı olarak kambiyo...
, müvekkilinin savcılığa ve CİMER'e müracaatta bulunduğunu, işlemiş faize, faiz oranına, borca ve icra dairesinin yetkisine itiraz ederek takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir....
Mahkemece verilen yetkisizlik kararına karşı, davalı tarafça yetki sözleşmesinde belirlenen icra dairesinin kesin yetkili olması nedeniyle davanın özel dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddi gerektiğine dair istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davalı tarafın istinafına göre uyuşmazlık; taraflar arasındaki yetki sözleşmesi ile belirlenen icra dairesinin kesin yetkili olup olmadığı, davanın bu nedenle özel dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddinin gerekip gerekmediği noktalarında toplanmaktadır. Yetki sözleşmesi ya da sözleşmeye konulan yetki şartı ile belirlenen bir veya birden fazla mahkemenin yetkili kılınması hususu kesin yetki olarak değerlendirilemez. (Yargıtay HGK 2014/13-104 E. ve 2016/15 K., Yargıtay 3. HD 2023/2075 E. 2023/1622 K. ve Yargıtay 20. HD 2018/5573 E. 2018/7532 K.) Davaya dayanak icra takibindeki borçlu yani iş bu dava davalısı sunmuş olduğu itiraz dilekçesinde yetki itirazında bulunmamış yalnızca borca ve ferilerine itiraz etmiştir....
Bir davada, birden fazla genel ve özel yetkili mahkeme varsa, davacı bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahiptir. Davacı, davasını bu genel ve özel yetkili mahkemelerden hiçbirinde açmaz ve yetkisiz bir mahkemede açarsa, o zaman seçme hakkı davalılara geçer. 4. Somut olayda, davacının alacağının tahsili için Gebze İcra Dairesinde takip başlatıldığı, davalının takibe, borca ve faize itiraz ettiği, böylelikle icra dairesinin yetkisinin kesinleştiği, icra dairesinin yetkisine itiraz edilmemesinin o yerdeki mahkemeyi itirazın iptali yönünden yetkili hale getirmeyeceği anlaşılmaktadır. 5....