nin 02/08/2012 tarihinde yetki itirazı ve borca itiraz etmesi nedeniyle icra takibi durdurulmuş olup, sanığın Birinci Haciz İhbarnamesine itiraz tarihi olan 24/07/2012 tarihinde takip borçlusu hakkında kesinleşmiş bir alacak bulunmadığından üçüncü şahıs konumundaki sanığa gönderilen Birinci Haciz İhbarnamesi de geçersiz olduğu, ayrıca birinci haciz ihbarnamesine 24.07.2012 tarihinde 3. şahıs Hasan Sever İnş. Müt. Taah. Tic. Ltd. Şti....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Borca itiraz ... ve ... ile ... aralarındaki borca itiraz davasının reddine dair ... İcra Hukuk Mahkemesinden verilen 22.02.2012 gün ve 2/4 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacılar tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Alacaklı Türkiye Halk Bankası A.Ş. vekili tarafından borçlu firma ...'ın kullandığı kredilerden kaynaklı borcu nedeniyle kendisinin ve üçüncü şahıs ...'ın taşınmazları üzerine konulmuş ipoteklerin paraya çevrilmesi yolu ile takibe geçilmiş adı geçenlere icra emri tebliğ edilmiştir. Takip borçluları icra mahkemesine başvurularında faize itirazları yanında yapılan takipte verilen ipotek limitlerinin aşıldığı yönünde de şikayet bildirmişlerdir....
Ödeme emri tebliği üzerine borçlu sadece yetki itirazında bulunmuş ise, alacaklı İİK'nın 50/2. maddesi uyarınca, bu itirazın kaldırılmasını ancak, İcra Hukuk Mahkemesi'nden isteyebilir. Borçlu yetki itirazı ile birlikte borcun esasına da itiraz etmişse, alacaklı aynı Kanun'un 67/1. maddesi uyarınca önce İcra Hukuk Mahkemesi'ne itirazın kaldırılması için başvurabileceği gibi, dilerse genel mahkemeye itirazın iptali davası da açabilir. Borçlu yetki itirazı ile birlikte borcun esasına da itiraz etmiş ve itirazın kaldırılması için önce itirazın kaldırılması davası açılmışsa, İcra Hukuk Mahkemesi tarafından önce yetki itirazı incelenip karara bağlanacaktır. Borçlunun yetki itirazı ile birlikte borca itiraz etmesi ve alacaklının da genel mahkemede itirazın iptali davası açması halinde, genel mahkeme icra dairesinin yetkisine karşı yapılan itirazı İcra Hukuk Mahkemesi yerine geçerek çözümlemelidir. Zira, genel mahkemenin de yetki itirazını incelemeye yetkili olduğunun kabulü gerekir....
İlk derece mahkemesi; borçlunun takibe itiraz dilekçesinde, yetki itirazı yanında açıkça borca itirazını belirtmediği, akdi ilişkiyi kabul ettiği yada reddettiği yönünde beyanda bulunmadığı, bu hali ile borçlunun akdi ilişkiyi kabul ettiği sonucuna varılması mümkün olmadığından, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 89. maddesinin uygulanması imkanı bulunmadığı, bu durumda HMK'nın 6. maddesi uyarınca borçlunun yerleşim yerinde takibin yapılması gerektiği gerekçesi davanın reddine karar vermiştir. Davacı/alacaklı vekili istinaf dilekçesinde; davacının sadece yetki itirazında bulunduğunu, borca itiraz etmediğini, akdi ilişkiye bir itirazı bulunmadığını, HMK'nın 10 ve TBK'nın 89. maddeleri hükmü gereği müvekkilinin merkez adresinin bulunduğu İstanbul İcra Daireleri'nin yetkili olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir....
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, şikayetçinin borca dair itirazlarının bu aşamada dar yetkili icra mahkemesinde dinlenemeyeceği, şikayetçinin iddiasının genel mahkemelerde borca itiraz niteliğindeki menfi tespit davasına konu olabileceği gerekçesiyle, şikayetin reddine karar verilmiştir. Kararı, şikayetçi vekili temyiz etmiştir. İİK'nın 142. maddesinde, "Cetvel suretinin tebliğinden yedi gün içinde her alacaklı takibin icra edildiği mahal mahkemesinde alakadarlar aleyhine dava etmek suretiyle cetvel mündericatına itiraz edebilir." hükmü düzenlenmiştir. Sıra cetveline şikayet kural olarak sıra cetveline giren ya da girme hakkı bulunduğu halde sıra cetveline alınmayan alacaklılar tarafından aynı iştirak derecesi ya da üst sırada bulunup kendilerine pay ayrılan alacaklılara karşı açılır. Bir diğer ifade ile bedeli paylaşıma konu mal üzerinde haczi ya da rehni bulunan alacaklının, sıra cetvelinin iptalini istemekte de hukuki yararı vardır....
Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz. İİK'nun 68/1. maddesi gereğince; talebine itiraz edilen alacaklının takibi, imzası ikrar veya noterlikçe tasdik edilen borç ikrarını içeren bir senede yahut resmi dairelerin veya yetkili makamların yetkileri dahilinde ve usulüne göre verdikleri bir makbuz veya belgeye müstenit ise, alacaklı itirazın kaldırılmasını isteyebilir. Somut olayda; icra takibinin Gölhisar İcra Müdürlüğünde başlatıldığı, muteriz borçlular vekilinin icra müdürlüğüne sunduğu itiraz dilekçesinde, borca, takibe, faize ve yetkiye itirazda bulunulduğu, ancak, yetkili icra dairesinin HMK'nun 19/2 maddesi gereğince itiraz dilekçesinde açıkça belirtilmediği görülmekle, icra müdürlüğünce borçluların yetki itirazlarının dikkate alınmaması gerekmektedir. O halde, mahkemece, borçluların itiraz dilekçesinde ileri sürdükleri diğer itirazlarının alacaklı tarafça kaldırılması isteminin esasının incelenmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. Kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip yapılabilmesi için geçerli bir kambiyo senedinin bulunması ve borçlunun bu senetten sorumlu olması gerekmektedir. Kat Mülkiyeti Kanunu'nun 35. maddesi uyarınca yöneticinin kambiyo taahhüdünde bulunabilmesi için kat malikleri kurulunca özel yetki verilmiş olması gerekir. Yöneticiye böyle bir yetki verilmedikçe imzalanan kambiyo senetlerinden site T2 sorumlu tutulamaz (Yargıtay 12.HD 2016/16809 E, 2017/8793 K). (I)Somut olayda davacı site T2ne verilmiş özel bir yetki bulunmadığından, site T2nin takibe konu bonodan sorumlu tutulması ve site T2ne karşı takip başlatılması doğru görülmemiştir....
DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK'nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi....
İİK'nun 168/4- 5. maddesi gereğince kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibinde imzaya ve borca itirazın (beş) günlük süre içinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Bu süre, hak düşürücü süre niteliğinde olup mahkemece re'sen gözetilir. Bu durumda borçluya yapılan ödeme emri tebliğ işlemi usulüne uygun olduğuna göre ödeme emrinin tebliğ edildiği 18/12/2020 tarihinden sonra borçlunun 30/12/2020 tarihinde icra mahkemesine yaptığı itiraz yasal beş günlük süreden sonradır. O halde mahkemece, tebligat usulsüzlüğüne ilişkin şikayet reddedilerek, asıl dosyada takibe, yetkiye imzaya ve borca itiraz ve şikayetlerinin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygundur....
. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin davalı aleyhine icra takibi yaptığını, davalının icra dairesinin yetkisine ve borca haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, taraflar arasında akdi ilişki bulunmadığını, davacının müvekkiline mal teslim etmediğini belirterek davanın yetki, husumet ve esastan reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davalının hukuki ilişkiyi red ettiği, bu nedenle genel yetki kurallarına göre icra dairesinin ve mahkemenin yetkisiz olduğu gerekçesiyle mahkemenin yetkisizliğine, karar kesinleştiğinde dosyanın Seyhan Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) gönderilmesi karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davalının cevap dilekçesinde mahkeme yetkisine dair HMK 119.maddesine göre yapılmış usulüne uygun yetki itirazı bulunmamaktadır....