İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 23/12/2020 NUMARASI : 2020/104 ESAS 2020/469 KARAR DAVA KONUSU : Yetki İtirazı|İmzaya İtiraz KARAR : Yukarıdaki mahal esas ve karar numarası ayrıntılı olarak belirtilen İlk Derece Mahkeme kararının süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dosya mündericatında tüm bilgi ve belgeler okunup tetkik edildikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonunda duruşma açılmasına gerek görülmeksizin gereği görüşülüp düşünüldü. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili ilk derece mahkemesine ibraz ettiği dava dilekçesinde özetle; Yetki ve borca itirazın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili ibraz ettiği cevap dilekçesinde özetle: Davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi : Davanın kısmen kabul kısmen reddine karar vermiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı vekili tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla başlatılan takibe karşı, borçlunun, icra mahkemesine başvurusunda; sair itiraz nedenleri ile birlikte, .... İcra Dairesi’nin 2016/318 Esas sayılı dosyası ile takibe başlandığını, yetki itirazı üzerine ... İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2016/178-193 sayılı kararı ile yetki itirazının kabulüne karar verildiğini, kararın tarafınca temyiz edildiğini, bu sefer alacaklının yetkisizlik kararının kesinleşmesini beklemeden .......
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İİK'nın 170. maddesi uyarınca inkar edilen imzanın borçluya ait olduğunun anlaşılması halinde kusur ve kötüniyet aranmakasızın borçlu hakkında alacağın %20'sinden az olmamak üzere tazminat ve para cezasına hükmedilmesi gerektiği halde, imzaya itirazı reddedilen davacı borçlu aleyhine tazminat ve para cezasına hükmedilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Davacı vekili karara yönelik katılma yoluyla istinaf başvurusunda bulunmuş ise de; davacının istinaf başvurusunun gerek harcın yatırılmaması gerekse süresinde olmaması nedeniyle ek kararla reddedildiği, ek karara yönelik istinaf başvurusunun bulunmadığı anlaşılmıştır....
Delillerin Değerlendirilmesi İle Hukuki Sebepler ve Gerekçe: Dava, Tahliye taahhütnamesine dayalı icra takibine itirazın iptali ve tahliye istemine ilişkindir. 6100 sayılı HMK.nun 17.maddesi "tacirler ve kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” hükmü getirilmiştir. Ancak, yetki itirazında bulunmak için HMK'nun 19/2.maddesi gereğince "Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi, birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz."...
İİK'nun 170/3. maddesine göre, icra mahkemesinin aynı Kanun'un 68/a maddesine göre yapacağı inceleme sonunda, inkar edilen imzanın borçluya ait olduğu anlaşılırsa ve itiraz ile birlikte ikinci fıkraya göre takip durdurulmuşsa, borçlunun tazminata ve para cezasına mahkum edileceği hükme bağlanmıştır. Borçlu aleyhine tazminata hükmedilebilmesi için icra mahkemesince takibin geçici olarak durdurulmasına karar verilmiş ve bu kararın uygulanmış olması yeterli olup, yargılanma sırasında kaldırılmış olmasının sonuca etkisi yoktur. Somut olayda, borçlunun imzaya itirazı üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür. Bu durumda borçlunun imzaya itirazı reddedildiğine ve takip geçici olarak durdurulduğuna göre borçlu aleyhine tazminata ve para cezasına hükmedilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile tazminat talebinin reddine karar verilmesi isabetsizdir....
Borçlunun imzaya itirazı ile birlikte, alacaklının beyanına dayalı olarak imzaya itiraz ile çelişme halinde olan teminat senedi iddiasını ileri süremeyeceğinin anlaşılmasına, temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup borçlunun temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir. VI....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının imzaya itirazının kabulüne karar verilmesi yerinde olup, davalı vekilinin istinaf isteminin reddi gerektiği; davacı vekilinin istinaf sebeplerinin incelenmesinde icra takibinin dayanağı olan bonoların alacaklısı lehtar olup, borçlu davacının ise keşideci olduğu ve bu durumda, lehtar ile imzaya itirazı kabul edilen davacının doğrudan ilişki içinde olduğu belirlendiğinden, alacaklının, senet ön yüzüne imza atan keşideci imzasının, adı geçene ait olup olmadığını bilebilecek durumda olduğunun kabulü gerektiği, davacının istinaf başvurusunun kabulüne ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, takibin durdurulmasına ve tazminat ve para cezası talebinin kabulüne dair yeni bir karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur. B....
Takip dayanağı çekte keşide yeri ve borçlu ikametgahı "Bursa" olup, borçlulardan Murat Akçay'ın "Ümraniye/İstanbul" adresine çıkarılan tebligat bila döndüğünden, şikayet tarihine kadar da bu şahısa yapılmış bir tebligat olmadığından, ayrıca diğer takip borçlusu Nazmi Asa adına çıkarılan ödeme emrinin de şikayet tarihinden sonra "Nilüfer/Bursa" adresinde tebliğ edildiğinden, takibe dayanak yapılan çekin keşide yerinin, muhatap bankanın bulunduğu yerin ve davacı borçlu ÖZDENUR OTOMOTİV SANAYİ TİCARET LTD.ŞTİ.'nin adresi Bursa olduğundan, davacı-borçlunun yetki itirazının kabulü ile, icra dosyasının borçlu açısından tefriki ile yetkili Bursa İcra Müdürlüğüne gönderilmesine, yetki itirazı kabul edilmekle davacının sair itirazlarının bu aşamada inceleme dışı tutulmasına " karar verildiği görülmüştür....
İlamsız takiplerde ödeme emrinin tebliği üzerine borçlu tarafından yetki ve borca itiraz edilmesi halinde alacaklının öncelikle yetki itirazının kaldırılması talebinde bulunması gerekmekte olup, yetki itirazı kaldırılmadan borca itirazın kaldırılmasına karar verilemeyeceğinden, alacaklı tarafından da yetki itirazının kaldırılması yönünde herhangi bir talepte bulunulmadığından, mahkemece itirazın kaldırılması talebinin reddine yönelik olarak verilen karar istinaf sebepleriyle bağlı yapılan incelemede sonuç itibariyle doğru olduğundan davacının istinaf talebinin HMK 353- 1- b-1 maddesi gereğince esastan reddine dairemizce oy birliği ile karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....
Somut olayda, davalı taraf takibe konu çeklerin ileri tarihli düzenlendiklerini ispat edemediğinden mahkemece çeklerin keşide tarihleri itibarıyla davacı borçlu şirketin yetkilileri yönünden imza incelemesi yaptırılmış ve 29/07/2021 tarihli Adli Tıp Kurumu raporu ile takibe konu çeklerde atılı keşideci imzaları ile anılan tarihlerdeki davacı şirket yetkilileri Enes Vural ve İsmail Özdemir'in mukayese imzaları arasında ilgi ve irtibat tespit edilemediği belirtilmiştir. Mahkemece, gerekli teknolojik cihaz ve teknikler kullanılarak yapılan inceleme sonucu düzenlenen ve kesin kanaat belirten raporun esas alınmasında ve imzaya itirazın kabul edilmesinde herhangi bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Burada belirtilmelidir ki İİK'nın 170/3 maddesi gereği imzaya itirazın kabulü halinde takibin durdurulmasına karar verilmesi gerektiğinden davacı vekilinin itirazı iptaline karar verilmesi gerektiği yönündeki istinaf itirazı yerinde değildir....