Öngörülen yetki kuralı kesin yetki değildir. Davacı vekili, dava açıldıktan sonra mahkemeye verdiği dilekçe ile eldeki davaya konu icra takibinde yetki itirazlarının kabul edilerek takip dosyasının Gaziantep İcra Dairesine gönderildiğini, dava dosyasının da Gaziantep Mahkemelerine gönderilmesini talep etmiştir. Eldeki dava kambiyo senedine dayalı takibe karşı açılan menfi tesbit davası olup;ilamsız takibe ilişkin itirazın iptali davası değildir. İİK'nın 67. maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davasında yetkili icra dairesinde takip yapılması özel dava şartı niteliğinde olup, icra dairesinin yetkisine itiraz edilmesi şartıyla, mahkemenin bu hususu kendiliğinden dikkate alınması ve varsa mahkemenin yetkisine itirazdan önce incelenip karara bağlanması gerekir. HMK 116(1)a maddesinde, "kesin yetki kuralının bulunmadığı hallerde yetki itirazının" ilk itiraz olduğu belirtilmiştir....
İcra Müdürlüğü'nün 2018/17086 takip sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, işbu ilamsız takibe ilişkin ödeme emrinin davalı borçluya 17.05.2018 tarihinde tebliğ olduğunu, borçlunun 17.05.2018 tarihinde borca ve yetkiye itirazda bulunduğunu ve takibin durdurulduğunu, borçlunun yetki ve borca itirazının yerinde olmadığını, borçlunun yetki itirazının geçerli olabilmesi için icra dairesine sunduğu yetki itirazında yetkili icra dairesini de açıkça belirtilmesi gerektiğini, ancak borçlunun yetki itirazında sadece yetkiye itiraz ettiğini belirttiği ancak yetkili icra dairesini açıkça göstermediğini bu nedenle usulüne uygun bir yetki itirazının söz konusu olmadığını, borçlunun borca itiraz ettiğini ancak bonolarda yer alan imzalarına itiraz etmediğini yani imzalarını ikrar ettiğini, borçlu tarafından imzalara yönelik itirazda bulunulmadığından icra takibinin dayanağı olan bonoların İİK 68/a maddesinde belirtilen imzası ikrar edilmiş belgelerden sayıldığını, bu sebeplerle davanın...
Öncelikle borçlunun yetki itirazının incelenmesi ve bu itiraz hakkında bir karar verilmesi gerekmektedir. Şayet yetki itirazının kabul edilecek ise borçlu tarafın sair itirazlarına bakılmayacaktır. Davacı borçlunun takip tarihi itibariyle yerleşim yeri(şirketin merkezi) Diyarbakır ilidir. Takibe konu bononun ödeme yeri ve keşide yeri de Diyarbakır ilidir. Bu haliyle yetkili icra dairesi Diyarbakır İcra Dairesi'dir. Hemen belirtmek gerekir ki, davacı dışındaki diğer dosya borçlularının da takip tarihi itibariyle yerleşim yerlerinin Diyarbakır ili olduğu takip talebi ile sabit olduğundan HMK'nın 7/1 maddesinin uygulanma olanağı da yoktur. Bunların yanında her ne kadar takibe konu bonoda Hatay mahkemelerinin yetkili olduğu yazılı ise de, davalı alacaklı (lehdar) tacir olmadığından HMK'nın 17. maddesi gereğince iş bu yetki sözleşmesi geçerli değildir....
. - K A R A R - Davacı vekili, davalının müvekkili şirketten makine satın aldığını, ödeme hususunda taraflar arasında protokol yapıldığını, ancak davalının borcunu ödememesi üzerine girişilen takibe davalının itiraz ettiğini belirterek itirazın iptali ve % 40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının yetkisiz icra müdürlüğünde takibe geçtiğini, itiraz üzerine yetkili icra müdürlüğünce yeniden ödeme emri gönderildiğini bu davanın yetkisiz icra müdürlüğünce girişilen takibe yapılan itirazın iptaline ilişkin olduğundan davanın usulden ve esastan reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davacının yetkisiz olan......
. - K A R A R - Davacı vekili, taraflar arasındaki ticari ilişki nedeni ile müvekkilinin davalı şirkete elektrik malzemeleri satıp teslim edildiğini, ancak düzenlenen faturaların bedellerinin ödenmemesi üzerine girişilen takibe davalının haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptali ile %40 tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacı alacaklının önce Antalya İcra Müdürlüğünün 2008/9836 sayılı dosyası ile takibe geçtiğini, ödeme emrinin 6.6.2008 tarihinde müvekkiline tebliğ edildiğini, icra takibine karşı yetki ve esastan itiraz edilmesi üzerine, davacının Ankara 3.İcra Müdürlüğü’nün 2008/14294 sayılı dosyası ile takibe geçtiğini, ödeme emrinin 15.09.2008 tarihinde müvekkiline tebliğ edildiğini, ancak borcun 26.06.2008 tarihli çekle davacıya ödendiğini, davacının ödenmiş bir borcu takibe koyduğunu öne sürerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur....
Hukuk Dairesinin yerleşmiş içtihatlarına göre takibin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin olarak davacı mirasçılar tarafından takibe itiraz edilemeyeceğinden, yani davacılar tarafından yetkiye ve imzaya itiraz edilemeyeceğinden mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken yetki itirazının kabulüne karar verilmesi yerinde olmayıp davalı vekilinin istinaf sebepleri yerinde olduğundan istinaf talebinin kabulü ile Nevşehir İcra Hukuk Mahkemesinin 2020/147 Esas ve 2020/45 Karar sayılı kararının HMK'nın 353/1- b-2 maddesi gereğince kaldırılmasına karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; alacaklının yerleşim yerindeki icra dairesinin takibe yetkili olduğunu, yerel mahkemenin takip konusu borcun "götürülecek borç" vasfında olduğunun gözden kaçırdığını, takibe konu borcun ''aranacak borç'' niteliğine haizmiş gibi incelendiğini, yetki itirazına konu icra takibinin İstanbul 37. İcra Müdürlüğü'nün 2021/20781 sayılı dosyası ile başlatılmış olup, davalı ve alacaklı olan müvekkili bankanın faaliyet adresi İstanbul Adliyesi yetki sınırları içerisinde olduğunu, beyanla istinaf başvurularının kabulü ile davanın reddini davacı aleyhine asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatı hükmedilmesini istemiştir. Delillerin Değerlendirilmesi Ve Gerekçe; Uyuşmazlık; bir adet çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan icra takibinde yetkiye itiraz niteliğindedir....
Kesin olmayan yetki hallerinde yetkiye ilişkin ilk itirazın ileri sürülmesi hususu HMK.'nın 19. md. de hükme bağlamıştır. Anılan Yasa'nın 19/2 maddesine göre "Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz." hükmü düzenlenmiştir....
Kesin olmayan yetki hallerinde yetkiye ilişkin ilk itirazın ileri sürülmesi hususu HMK.'nın 19. md. de hükme bağlamıştır. Anılan Yasa'nın 19/2 maddesine göre "Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz." hükmü düzenlenmiştir....
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, HUMK’ nun 9 ve İİK’ nun 50 maddeleri uyarınca yetkili icra müdürlüğünün davalının ikametgahı icra dairesi olan Gebze İcra Daireleri olduğu, davacının yetkisiz İcra Müdürlüğü’nde takibe geçtiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Davalı borçlu şirket vekili, icra takibine karşı verdiği itiraz dilekçesinde yalnızca icra dairesinin yetkisine itiraz edip borcun esası hakkında herhangi bir itirazda bulunmamıştır. İİK’ nun 50/2.maddesi uyarınca yalnızca icra dairesinin yetkisine yapılan itirazların incelenmesi İcra Hukuk Mahkemesinin görevi dahilindedir. Bu durumda mahkemece, borca yönelik bir itiraz olmadığı ve yetki itirazının da İcra Hukuk Mahkemesinin görevine girdiği gözetilmeden uyuşmazlığın esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir....