Esas sayılı takip dosyası celbedilerek incelendiğinde, davacı şirket tarafından 231.006,93-TL alacak için başlatılan ilamsız takibe davalı borçlunun süresinde itirazı üzerine takibin durdurulmuş olduğu, icra dosyası içeriğine göre borçlu tarafından tebliğ için gider avansı yatırılıp itiraz dilekçesi alacaklıya tebliğ edilmemiş olduğundan davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmış olduğu görülmüştür. Öncelikle davalı borçlu vekilinin ... 8.İcra Müdürlüğünde ... başlatılan takibe yetki itirazında bulunduğu, yetki itirazının alacaklı vekilince kabulü üzerine, dosyanın ... 18. İcra Müdürlüğüne tevdi edildiği, Davalı borçlu vekilinin ... 18. İcra Müdürlüğünün ... E.sayılı takip dosyasına yetki itirazında bulunduğu anlaşılmaktadır. Huzurdaki davanın itirazın iptali davası olduğu, yetkili yerde icra takibi başlatılması hususunun dava şartı olduğu gözetilerek yetki itirazının ön sorun olarak ele alınmasına karar verilmiştir....
E. sayılı dosyadan takibe geçilmiş davalılar vekili tarafından 17.10.2019 tarihinde ilk itiraz dilekçesi verildiğini, geçersiz itiraz dilekçesi üzerine yine de itiraz dilekçesi üzerine yetki itirazı kabul edilerek yetkili Beykoz İcra Müdürlüğü ... E. sayılı dosya üzerinden takibe devam edildiğini, yine davalılar vekili tarafından bu sefer geçersiz yetki itirazı ile Beykoz icra dosyasına itirazda bulunulduğunu, yetkinin kesin olmadığı davalarda, davalı, süresi içinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunmazsa, davanın açıldığı mahkeme yetkili hâle geleceğini, davalılar vekilinin sunmuş olduğu karar karşı daha güncel tarihli Yargıtay 13....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın yetkiye itirazının hukuken mesnetsiz olduğunu, mahkemece dikkate alınmamasını, takibe konu senedin düzenleme yeri ve davalının yerleşim yerinin her ne kadar Gaziantep olsa dahi takibi konu senet üzerinde tarafların yetki sözleşmesi yaptığını, davacı tarafın borca itiraz etmiş ise de, borcu ödediğine dair dosyaya bir şey sunmadığını, müvekkiline borcu ödemediğini, davacı tarafın takibe konu senedin sadece ön yüzünü dava dilekçesinin ekinde sayın mahkemeye sunduğunu, mahkemeyi gerçeğe aykırı olarak yanıltmaya çalıştığını, borcu ödediğine dair resmi ve imzası ikrar edilmiş belge sunmadığını, itirazının mesnetsiz olduğunu, amacın alacağı sürümcede bırakmak olduğunu, davacı tarafın yetki itirazının reddine, takibin halihazırda açılmış olduğu icra dairesinin yetkisinin kabulüne karar verilmesini, davacı tarafın mal kaçırma durumu ve dosyadaki delil eksikliği de göz önünde bulundurularak öncelikle teminatsız olarak verilmiş olan tedbirin...
yönünden itiraz edildiğini, icra takibinin durdurulduğunu, yapılan yetki itirazının haksız olduğunu, takibe konu alacağın tüketici işleminden kaynaklı bir alacak olup 6502 Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 73/5. maddesi kapsamında takibin tüketicinin yerleşim yerinde de yapılabileceğinin tüketiciye seçimlik yetki olarak tanındığını, taraflarınca yapılan icra takibinde tüketici müvekkilinin yerleşim yeri olan Gebze Mahkemeleri/İcra Dairelerinin de yetkili olduğunu, borçlu şirket tarafından yapılan yetki itirazının haksız ve kötü niyetli olduğunu, bu nedenle yetki itirazının kaldırılarak itiraz ile durdurulan takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
İtiraz dilekçesinde belirtilen ikamet adresi ile ödeme emrinin tebliğ edildiği adres aynı olup, bu dilekçeyle yetki, borç, faiz ve fer’ilerine itiraz edilmiştir.Anılan dilekçenin yetki itirazına ilişkin bölümü aynen; “Takip borçlusu yapılan müvekkil şirketin halen faaliyet göstermiş olduğu adres ... Cad. No:... Beşiktaş/İstanbul olup öncelikle takibin yetkili yer icra müdürlüğünde başlatılmamış olması sebebiyle takibe yetki yönünden itiraz ediyoruz” şeklindedir. Borçlu bu dilekçesiyle takibin yetkili icra dairesinde başlatılmadığını ileri sürmüş olup aynı zamanda ikamet adresini de açıkça gösterdiğine göre yetkili olduğunu belirtmek istediği icra dairesini anlaşılacak şekilde gösterdiğini kabul etmek gerekir. Bu itibarla mahkemece takibin yetkili icra dairesinde başlatılmaması nedeniyle davanın reddine dair verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiştir....
Bu durumda, diğer borçlular yetki itirazında bulunamazlar. Ancak, anılan hüküm, borçlulardan birinin onun için genel yetkili yerleşim yeri icra dairesinde takip yapılması ve onun hakkındaki yetkinin kesinleşmiş olması hali içindir. Somut olayda, alacaklı tarafından takip borçluları hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe başlandığı, ödeme emrinin, diğer takip borçlusu...'e ... adresinde 12/01/2016 tarihinde tebliğ edildiği, anılan borçlunun icra müdürlüğünün yetkisine itiraz ettiğine dair dosyada herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığı gibi, böyle bir iddia ve ispatın da olmadığı, diğer bir ifade ile bu borçlu yönünden ... İcra Müdürlüğünün yetkisinin kesinleştiği, muteriz borçlu ...'ın ise diğer takip borçlusu... yönünden ... İcra Müdürlüğünün yetkisi kesinleştikten sonra 11/02/2016 tarihinde yetki itirazı ile icra mahkemesine başvurduğu görülmektedir. Yukarıda açıklandığı üzere HMK.nun 7/1.maddesi gereğince; itiraz eden borçlu ... yönünden ......
- K A R A R - Davacı vekili, taraflar arasındaki cari hesap ilişkisi nedeniyle müvekkili şirketin davalı firmaya meşrubat sattığını, davalının borcunu ödememesi üzerine girişilen takibe davalının icra dairesinin yetkisine ve kısmi olarak da borca itiraz ettiğini, davalının yetki itirazının haksız olduğunu HUMK.nun 10 ve BK.nun 73/1.maddesi uyarınca yetkili icra dairelerinin Antalya olduğunu belirterek davalının icra dairesinin yetkiye ilişkin itirazının iptali ile %40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin ikametgahının Ankara olması nedeniyle yetki itirazının haklı olduğunu öncelikle yetki hususunda karar verilmesi gerektiğini ayrıca müvekkilinin davacıya olan borcunun 4.169.97 YTL olduğunu bu miktarın icra dosyasında kabul edildiğini öne sürerek davanın reddi ile %40 tazminata karar verilmesini savunmuştur....
Genel İcra Dairesine takip başlatıldığı, davalı tarafın takibe, borca ve tüm ferilerine itiraz ettiği, böylelikle icra dairesinin yetkisinin kesinleştiği, icra dairesinin yetkisine itiraz edilmemesinin o yerdeki mahkemeyi itirazın iptali yönünden yetkili hale getirmeyeceği açıktır." şeklinde ifade edilmiştir. Tüm bu açıklamalar ışığında, davalının icra takibinin yetkisine itiraz etmese de mahkemenin yetkisine itiraz edebileceği, taraflar arasındaki sözleşmenin 15. Maddesinde yetkili mahkemenin ... Mahkemeleri olarak açıkça belirtildiği, yetki sözleşmesinin geçerli olduğu, davalının cevap dilekçesi ile usulüne uygun ileri sürdüğü yetki itirazı da gözetildiğinde mahkememizce yetkisizlik kararı vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ; MAHKEMEMİZİN YETKİSİZLİĞİNE, Davanın yetkisizlik nedeniyle USULDEN REDDİNE, Davanın konusu itibariyle davaya bakmaya yetkili mahkeme ... Mahkemeleri olduğundan HMK 20....
Bu durumda, diğer borçlular yetki itirazında bulunamazlar. Ancak, anılan hüküm, borçlulardan birinin onun için genel yetkili yerleşim yeri icra dairesinde takip yapılması ve onun hakkındaki yetkinin kesinleşmiş olması hali içindir. Somut olayda, alacaklı tarafından borçlular Hakan Bilgin, Yusuf Yaman Hırdavat ... Ltd. Şti., ...,..... ve ... hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takibe başlanıldığı, yetki itirazında bulunmayan takip borçlusu ...'a ödeme emrinin ... adresine 04/11/2014 tarihinde tebliğ edildiği, anılan borçlunun icra müdürlüğünün yetkisine itiraz ettiğine dair dosyada bilgi ve belge bulunmadığı gibi böyle bir iddia ve ispatın da olmadığı, diğer bir ifade ile bu borçlu yönünden icra müdürlüğünün yetkisinin 10/11/2014 tarihinde kesinleştiği itiraz eden borçlu .....'nın ise ... yönünden ... İcra Müdürlüğünün yetkisi kesinleştikten sonra 11/11/2014 tarihinde yetki itirazı ile icra mahkemesine başvurduğu görülmektedir....
Davacı, kambiyo takibinde yetki itirazının yanı sıra takip dayanağı çeklerde borçlu şirket adına atılı imzanın müvekkili şirket yetkilisinin eli ürünü olmadığını ve çeklerdeki imzanın düzenlendiği tarihteki şirket yetkilisi tarafından atılmadığını ileri sürerek imzaya ve borca itiraz etmiştir. Davalı ise çeklerin üzerinde yazılı keşide tarihinden önce ileri tarihli olarak düzenlendiğini, düzenleme tarihi itibarıyla yetkili olan şirket yetkilisince imzalandığını savunmuştur. Davacı yetki itirazında bulunmuş ise de, yetkili icra dairesinin Bolu veya Ankara icra dairesi olduğunu beyan ederek seçtiği yetkili icra dairesini bildirmediğinden HMK'nın 19/2. maddesine göre usulüne uygun olmayan yetki itirazının dikkate alınmasına olanak yoktur....