"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın yetki yönünden reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı vekili, davalı şirkete... ile sigortalı işyerinde bulunan güç kaynaklarının voltaj dalgalanması sonucu hasarlandığını, ödenen hasar bedeli 5.668,00TL nin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine davalı tarafından itiraz edildiğini belirterek takibe yapılan itirazın iptalini talep etmiştir. Davalı vekili, müvekkilin şirket merkezi Bursa olmadığından yetki yönünden davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, dava dilekçesinin yetki yönünden reddi ile dosyanın ... Asliye Hukuk(Ticaret) Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; taraflar arasında davalının kabulünde olan bir sözleşme bulunmadığı, davacı tarafından dosyaya sunulan faks örneğinin okunaklı olmadığı, bu nedenle sözleşmenin düzenlenip düzenlenmediği hususunun yargılamayı gerektirdiği, faturanın davalı kayıtlarında bulunmadığı, davalının yetki itirazında bulunduğu, HMK'nın 6. maddesi uyarınca davaya bakma yetkisinin davalının ikametgah mahkemesine ait olduğu, davalının ikametgahının da Konya olması nedeni ile mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Davalı şirket yetkilisi tarafından aleyhine girişilen takibe karşı verilen 10.07.2012 tarihli itiraz dilekçesinde, borç ve faiz dışında icra dairesinin yetkisine de itiraz edilmiştir. Davalı şirket vekilinin verdiği 31.10.2012 havale tarihli davaya cevap dilekçesinde ise yetki hususunda bir itirazda bulunulmamıştır....
İcra Müdürlüğü'nün 2013/4542 esas numaralı takip dosyasıyla takibe giriştiğini, davalı borçlu tarafın takibe haksız ve mesnetsiz olarak itiraz ettiğini, itirazın iptaline, takibin devamına ve %20'den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına, mahkeme masrafları ve vekalet ücretinin davalı şirkete yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, takibe dayanak sözleşmelerde açıkça yetkili mahkeme ve kanun maddelerinin kararlaştırılmış olduğunu, sözleşmenin 27. maddesinde ihtilaf halinde ... ve ... Hukuku'nun geçerli olacağını, MÖHUK'nın 32. maddesi gereği davacıdan teminat alınmasına, haksız ve dayanaktan yoksun davanın tümüyle reddine, karar verilmesini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davaya ve takibe dayanak sözleşmelerin 27. maddesi ile "sözleşme hükümlerinin İngiltere ve Galler kanunları ile yönetileceği ve bu kanunlara göre yorumlanacağı ve her iki tarafın da......
İcra Müdürlüğü’nün 2014/16924 Esas sayılı dosyasıyla takip yapıldığını, takibe itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, takip ve davanın yetkisiz yerde başlatıldığını, ayrıca davacıya borçları bulunmadığını ve mal da teslim almadıklarını beyan ederek, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davalının icra takibine yapmış olduğu yetki itirazı yerinde görülerek usul yönünden davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Davalı, ödeme emrinin tebliği üzerine icra dosyasına 19.09.2014 havale tarihli dilekçesiyle borca ve yetkiye itirazda bulunmuştur. İtiraz dilekçesinde yetki yönünden “... .., ...” ve “... İcra Daireleri’nin yetkili olduğunu bildirmiş olup, iki ayrı yerin yetkili olarak bildirilmesi nedeniyle usulüne uygun bir yetki itirazının bulunduğundan söz edilemez....
İİK'nun 169/a-1. maddesine göre; "İcra mahkemesi hakimi, itiraz sebeplerinin tahkiki için iki tarafı en geç otuz gün içinde duruşmaya çağırır. Hakim, duruşma sonucunda borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı halinde itirazı kabul eder. İcra mahkemesi hakimi yetki itirazının incelenmesinde taraflar gelmese de gereken kararı verir." Somut olayda, başvuru yetkiye itiraz niteliğinde olup, anılan madde gereğince mahkemece mutlaka duruşma açılmalı ve itiraz duruşmalı olarak incelenmelidir. Dosya üzerinden karar verilemez. Yetki itirazının incelenmesinde taraflar gelmese bile gereken kararın verilmesi zorunludur.” (Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 18/09/2019 tarihli, 2019/9756 E, 2019/12929 K. sayılı içtihadı). İİK'nın 169/a-1. maddesine göre, yetki itirazının duruşmalı olarak incelenmesi gerekmekle, dosyanın duruşma açılarak itirazı duruşmalı incelemek üzere iadesine karar vermek gerekmiştir....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; takip konusu bonoda keşide yerinin ve müvekkilinin adresinin Eskişehir olduğunu, alacaklı taraf tacir olmadığından yetki sözleşmesi yapılamayacağını, müvekkilinin ciranta olması ve bonodaki İnegöl kaydının sonradan yazıldığı ve şaibeli olduğu iddiaları karşısında yetki sözleşmesinden bahsedilemeyeceğini, dolayısıyla İnegöl İcra Müdürlüğü'nün kambiyo takibinde yetkili olmayıp Eskişehir İcra Müdürlüğü'nün yetkili olduğunu, takibe konu bonoda müvekkili şirketin ciranta olduğunu, davalı alacaklının müvekkili ciranta T1 Tük. Mal. San. Ve Tic. Ltd....
Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz. İİK'nun 68/1. maddesi gereğince; talebine itiraz edilen alacaklının takibi, imzası ikrar veya noterlikçe tasdik edilen borç ikrarını içeren bir senede yahut resmi dairelerin veya yetkili makamların yetkileri dahilinde ve usulüne göre verdikleri bir makbuz veya belgeye müstenit ise, alacaklı itirazın kaldırılmasını isteyebilir. Somut olayda; icra takibinin Gölhisar İcra Müdürlüğünde başlatıldığı, muteriz borçlular vekilinin icra müdürlüğüne sunduğu itiraz dilekçesinde, borca, takibe, faize ve yetkiye itirazda bulunulduğu, ancak, yetkili icra dairesinin HMK'nun 19/2 maddesi gereğince itiraz dilekçesinde açıkça belirtilmediği görülmekle, icra müdürlüğünce borçluların yetki itirazlarının dikkate alınmaması gerekmektedir. O halde, mahkemece, borçluların itiraz dilekçesinde ileri sürdükleri diğer itirazlarının alacaklı tarafça kaldırılması isteminin esasının incelenmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
Bu durumda mahkemece, davalı tarafın takibe itiraz dilekçesinde " takibe, ödeme emrine ve borca en geniş manada itiraz ediyoruz" ifadesi, takibin dayanağı olan cari hesap sözleşmesinin varlığını inkâr anlamına gelmekte ise de, dava sırasında meşruhatlı ihtar tebliğine rağmen 29.09.2010 tarihli sözleşmenin varlığına itiraz edilmemiş olduğu ve 07.07.2011 olan takip tarihinden önceki tarihli bu sözleşmenin takip tarihinden önce de bu şekilde benimsenmiş olduğu gözetildiğinde, takip tarihinde yürürlükte bulunan HUMK'nın 10 (818 sayılı BK'nın 73.) madde hükümleri uyarınca alacaklı şirketin merkezinin bulunduğu yerin İstanbul İcra Dairelerinin yetki alanı içerisinde olması halinde bu yer icra dairesi yetkili olduğu gibi, merkezi başka bir yerde olsa da, yetki şartı nedeniyle İstanbul İcra Dairesi yine yetkilidir....
Müvekkilimin tebligat adresinin İstanbul Anadolu İcra Dairesinin yetki alanı içerisinde bulunmadığından söz konusu takibe yetki açısından itiraz ediyoruz." denilmek suretiyle itirazda bulunulduğu görülmektedir. Bu durumda, yetkili icra dairesinin hangi icra dairesi olduğu gösterilmek suretiyle usule uygun bir şekilde yetki itirazında bulunulduğundan bahsedilemeyeceğinden, mahkemenin kabul şeklinde isabet bulunmamaktadır. O halde, diğer dava şartları ile HMK'nın 19/2. maddesi ve davanın halefiyete dayalı olarak açıldığı gözönünde bulundurulup, mahkemenin yetkisine yönelik ilk itiraz yönünden de bir değerlendirme yapılarak engel yok ise esasına girilerek bir karar verilmek üzere ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir....
İcra Dairelerinde icra takibi başlatmasında bir usulsüzlük olmadığı, ihtiyati haciz kararının itiraz üzerine takip tarihinden önce kaldırıldığına ilişkin borçlunun iddiası da bulunmadığına göre yetki itirazının reddine ve davacı tarafınca sunulan ödeme belgelerinde takibe konu çeke açıkça atıf yapılmadığı ve davalı yanca da davacının ödeme iddialarının kabul edilmediği anlaşılmakla, davacının borca itiraz talebinin de reddine hükmolunduğu görülmektedir....