İcra Müdürlüğü dosyasına usul ve yasaya uygun bir şekilde yetki itirazı bulunmadığından İstanbul ......
İcra Müdürlüğü dosyasına usul ve yasaya uygun bir şekilde yetki itirazı bulunmadığından İstanbul 1....
Diğer takip borçlusu şirket yönünden yetki itirazına gelince; her iki borçlunun yetki itirazında bulunması nedeniyle borçlu ... yönünden İzmir icra dairesinin yetkisi yetki itirazı tarihi itibariyle kesinleşmediğinden HMK 7/1 maddesi uyarınca borçlu şirket yönünden de İzmir icra dairelerinin yetkili olduğundan söz edilemez. Borçlu şirketin ticaret sicil adresinin Karşıyaka olması, ödeme emrinin bu adreste şirkete tebliğ edilmiş bulunması, takibe konu bononun tanzim yerinin Karşıyaka olması, bono da yazılı İzmir mahkemelerinin yetkili olduğuna ilişkin yetki şartının HMK 17. maddesi kapsamına göre geçersiz olması birlikte değerlendirildiğinde, borçlu şirketin yetki itirazının kabul edilerek icra mahkemesince takibe yetki yönünden itiraz eden borçlu şirket yönünden icra dosyasının ayrılmasına (tefrikine) ve yetkili yer olan Karşıyaka icra dairesine gönderilmesine karar verilmesi gereklidir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Tüm dosya kapsamına göre; davacılar aleyhine bono alacağından dolayı kambiyo senedine özgü takip başlatıldığı, davacı tarafın yetkiye itiraz ettiği, aynı zamanda davacı gerçek kişilerin bonodaki imzalarının borçlu şirketleri temsilen atıldığı iddiasıyla borca itiraz ettikleri, takibe konu bono fotokopisinin incelenmesinde alacaklı tarafın lehtar borçlu tarafın ise keşideci şirket ve avalist olarak imzalarının bulunduğu, takibe konu bonoda İstanbul mahkemelerinin yetkili kılındığı, HMK 17.md kapsamında yetki sözleşmesinin geçerli olduğu, tacirler arasında düzenlenen yetki sözleşmesinin avalistleri de bağladığı, İİK 169/a maddesi kapsamında davacı gerçek kişilerin borca itirazla ilgili herhangi bir delil sunmadıkları, takip dayanağı bono üzerinde şirket kaşeleri dışına atılan imzaların davacıları sorumlu kıldığı anlaşılmakla istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
İcra ve İflas Kanunu'nun "Yetki" başlıklı 50/1. maddesinde aynen "para veya teminat borcu için takip hususunda HMK'nın yetkiye dair hükümleri kıyas yoluyla tatbik olunur. Şu kadar ki, takibe esas olan akdin yapıldığı icra dairesi de takibe selahiyetlidir" düzenlemesine yer verilmiştir....
- K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketten çeşitli tarihte elektrik malzemeleri satın alıp, borcunu süresi içinde ödeyemediğini, bunun üzerine davalının müvekkili aleyhine takibe geçtiğini, müvekkilinin yetki ve faiz yönünden takibe itiraz ettiğini ve borcunu faizi ile birlikte ödediğini, ancak buna rağmen davalının yetkili icra müdürlüğü olan ... İcra Müdürlüğü’nden yeniden ödeme emri gönderdiğini, bu nedenle dava açma zarureti doğduğunu belirtmiş, müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespiti ile % 40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
İcra Müdürlüğünün 2016/29260 Esas sayılı dosyasıyla borçlu hakkında icra takibi başlatıldığını, borçlunun icra müdürlüğünün yetkisine ve borcun muaccel olmadığını dile getirerek borca itiraz ettiğini, itirazlarının yerinde olmadığını, takip konusu sözleşmede davalı borçlunun vade tarihlerinde ödemesi gereken tutarların açıkça yazıldığı olduğunu, yetki şartının sözleşmede belirlendiğini, davalı ile davacı arasında aynı sözleşmeden kaynaklanan 2012 yılında yapılan bir icra takibinin mevcut olduğu, ilgili takibe itiraz sonucunda mahkemece takibe itirazın kaldırılmasına dair karar verildiğini, borçlunun sözleşmedeki imzasına itiraz etmeyerek imzasını ikrar ettiğini, takip hukuku yönünden geçerli bir sözleşme belgesi sunamayan borçulunun itirazının kaldırılması ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki ihtiyati haciz kararına itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı itirazın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde ihtiyati hacze itiraz edenler vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - İhtiyati haciz isteyen Mete İçcan vekili, 15/.../2007 vadeli ve 28.000.00.YTL’lik çeke istinaden ihtiyati haciz isteminde bulunmuş, mahkemece talep uygun görülerek keşideci ve ciranta hakkında ihtiyati haciz kararı verilmiştir. İhtiyati hacze itiraz edenler ... ... ve ... ... vekili, çekin keşide yerinin ve borçluların yerleşim yerlerinin ... olduğunu belirterek yetki itirazında bulunmuştur....
Yapılan bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; alacaklının bonoya dayalı olarak 18/03/2021 tarihinde kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe başladığı, takip dayanağı bonoda Çiftlik (icra dairelerinin) mahkemelerinin yetkili kılındığı, ödeme emrinin davacı borçluya 23/03/2021 tarihinde tebliği üzerine borçlunun yasal süresinde 29/03/2021 tarihinde icra mahkemesine yetki itirazı ile başvurduğu, diğer borçluya ödeme emrinin iş bu dava açıldıktan sonra 12/04/2021 tarihinde tebliğ edildiği dolayısıyla diğer borçlu yönünden henüz takip kesinleşmeden yetki itirazında bulunulduğu, takip dayanağı bonoda tanzim yerinin Niğde olduğu görülmektedir. Bonoda Çiftlik İcra Dairelerinin yetkili olduğunun yazılması yetki sözleşmesi niteliğinde olup, takip tarihi itibari ile yürürlükte olan 6100 Sayılı HMK'nun 17. maddesi gereğince yukarıda anlatılanlar doğrultusunda yetki sözleşmesi geçersizdir....
Yapılan bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; takip dayanağı bonoda tanzim yerinin "..." olarak belirtildiği, tanzim yerinin paraflanmasını gerektirir bir durumun da bulunmadığı anlaşılmakla, tanzim yerinde takip yapılması mümkün olduğundan mahkemece, yetki itirazının reddine karar verilmesi gerekirken, kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. Öte yandan, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun yetki sözleşmesini düzenleyen 17. maddesinde, yetki sözleşmesi düzenleyebilecek şahıslar sadece tacirler veya kamu tüzel kişileri olarak belirlenmiştir. Somut olayda; takibe konu bonoda ... İcra Daireleri'nin yetkili olduğunun yazılması yetki sözleşmesi niteliğinde olup, bononun taraflarının tacir olduğunu gösterir bir ibare bulunmadığı gibi, borçlu tarafından keşideci ve lehdarın tacir olduğuna ilişkin bir belge de sunulmadığı görülmektedir....