Maddesine göre, yetki itirazı esas hakkındaki itirazla birlikte yapılmalıdır. İİK'nın 62/1. Maddesine göre ise, itiraz etmek isteyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur. Buna göre, itirazın iptali davası açıldıktan sonra cevap dilekçesi ile icra dairesinin yetkisine itiraz edilmesi mümkün değildir. Her ne kadar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu(HMK)'nun 17. maddesinde sözleşmeyle yetkili kılınan mahkeme dışında dava açılamayacağı düzenlenmiş ise de söz konusu yetki kuralı kesin yetki olmayıp, ancak usulüne uygun bir yetki itirazı bulunması halinde uygulanma imkanı olan bir yetki kuralıdır. Somut olayda davalı takip borçlusunun İstanbul Anadolu 17. İcra Dairesinin yetkisine usulüne uygun bir itirazı bulunmadığına göre, takibinin yapıldığı yer icra dairesi yetkili hale gelmiştir. Bu halde takibin usulsüz olduğunun kabulü mümkün değildir....
E. sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine 25/11/2019 havale tarihli dilekçesi ile yetki yönünden ed itiraz edilmesi üzerine davalının yetki itirazı kabul edilerek, icra dosyasının davalının talebi / yetki itirazı doğrultusunda yetkili olarak belirlediği İstanbul Anadolu İcra Dairelerine gönderilerek burada İstanbul Anadolu ... İcra Dairesi ... esasını aldığını, akabinde davalı yan, kendisi tarafından yetkili olarak belirlenen İstanbul Anadolu ... İcra Dairesi'nin ... E. sayılı dosyasında sunduğu itiraz dilekçesinde borca itiraz etmiş olup icra dairesinin yetkisine itiraz etmediğini, davalı yanın İzmir ... İcra Müdürlüğünün ... E. sayılı dosyasına yaptığı yetki itiraz ile kendi belirlediği İstanbul Anadolu ... İcra Dairesi'nin ... E. sayılı icra dosyasından düzenlenen ödeme emrine yetki itirazında bulunmaksızın itiraz etmesi ve itirazın iptali istemiyle davalı aleyhine İstanbul Anadolu 4....
Bu yeni düzenleme, 01.10.2011 tarihinden sonra açılacak davalar bakımından uygulanmakla birlikte, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 19. maddesinin 2. bendi “Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz.” hükmünü içermektedir. Mahkemece re'sen yetkisizlik kararı verilebilecek haller, dava şartı olan, kesin yetki halleridir. HMK'nın 18. maddesi kesin yetkinin olduğu hallerde tarafların yetki sözleşmesi yapamayacaklarını açıkca düzenlemiştir. Bu nedenle yetki sözleşmesi kesin yetkinin olduğu hallerde yapılamaz. Yetki sözleşmesinin yapılmış olması da resen yetkisizlik kararı verilebilecek hallerden değildir. (11. HD 2016/15056 -2017/319 vb). Somut olayda, kesin yetki durumu bulunmadığından ve taraflar yetki itirazı ileri sürmediğinden, davanın ilk açıldığı ... 4....
Bu yeni düzenleme, 01.10.2011 tarihinden sonra açılacak davalar bakımından uygulanmakla birlikte, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 19. maddesinin 2. bendi “Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz.” hükmünü içermektedir. Mahkemece re'sen yetkisizlik kararı verilebilecek haller, dava şartı olan, kesin yetki halleridir. HMK'nın 18. maddesi kesin yetkinin olduğu hallerde tarafların yetki sözleşmesi yapamayacaklarını açıkca düzenlemiştir. Bu nedenle yetki sözleşmesi kesin yetkinin olduğu hallerde yapılamaz. Yetki sözleşmesinin yapılmış olması da resen yetkisizlik kararı verilebilecek hallerden değildir. (11. HD 2016/15056 - 2017/319 vb....
Yapılan bu düzenleme uyarınca; tacirler veya kamu tüzel kişilerinin yetki sözleşmesi yapması veya sözleşmeye yetki şartı koymaları durumunda anlaşmazlık halinde davanın kararlaştırılan yetkili mahkemede açılması zorunludur. İlk itirazlar, HMK'nın 116'ncı maddesinde düzenlenmiştir. Yapılan bu düzenleme uyarınca; kesin yetki kuralının bulunmadığı hallerde yetki itirazı ve uyuşmazlığın tahkim yolu ile çözümlenmesi gerektiği itirazı ilk itiraz olarak kabul edilmiştir. İlk itirazların hepsinin cevap dilekçesinde ileri sürülmesi zorunludur. İlk itirazlar dava şartlarından sonra incelenir. İlk itirazlar, ön sorunlar gibi incelenerek karara bağlanır (HMK m. 117)....
Mahkeme tarafından davalı-karşı davacı kadının yetki itirazı ön sorun şeklinde incelenmemiştir. Davalı-karşı davacının yetki itirazının mahkemece hadise şeklinde incelenerek karara bağlanması gereklidir. Bu nedenle, mahkemece yetki itirazının Hukuk Muhakemeleri Kanununun 164. maddesinde gösterilen şekilde incelenmesi için taraflara yetki konusunda delillerini gösterme imkanı tanınıp, gösterildiği takdirde toplanarak; gerçekleşecek sonucuna göre yetki itirazı hakkında bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olduğundan, davalı-karşı davacı kadının istinaf itirazlarının kararın esası incelenmeksizin yetki itirazı hususunda kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davalı-karşı davacı kadının kabul edilen istinaf nedenine göre davacı-karşı davalı erkeğin istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Yetki itirazında birden fazla mahkemeyi gösterirse yetkili mahkemeyi kesin olarak bildirmemiş olduğundan böyle bir yetki itirazı geçersizdir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun "Yetki itirazının ileri sürülmesi" başlıklı 19/2. maddesinde; "Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz." hükmünü içermektedir. Yine, 116/1-a maddesinde "Kesin yetki kuralının bulunmadığı hâllerde yetki itirazı"nı "ilk itiraz" olarak düzenlemektedir. 117/1. madde ise; "ilk itirazların hepsi cevap dilekçesinde ileri sürülmek zorundadır; aksi hâlde dinlenemez." hükmünü içermektedir. Somut olayda, davacı tarafından ilk olarak İstanbul 11....
Özel yetki kuralları ilke olarak kamu düzenine ilişkin değildir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.07.2009 gün 2009/10-236-345 sayılı kararında da aynı ilkeler benimsenmiştir. Ayrıca 6100 sayılı H.M.K m.19/2 hükmünde şöyle denilmiştir: “... Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir” hükmü de göz önünde bulundurulmalıdır. 6100 Sayılı HMK’nın 19/2. maddesine göre, yetkinin kesin olmadığı davalarda yetki itirazının cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi, birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz....
Bundan başka, taraflar kira sözleşmesine koyacakları bir yetki şartı ve ayrı bir yetki sözleşmesi (bkz. m. 17) ile başka bir yer mahkemesinin yetkili olduğunu kararlaştırabilirler. Ancak, dikkat edilmesi gereken husus, 6100 sayılı Kanun ile getirilen bu yeni düzenlenmede yetki sözleşmesinin sadece tacirler veya kamu tüzel kişileri arasında yapılabilecek olmasıdır. Zira, 1086 sayılı Hukuk Usûlü Muhakemeleri Kanununda yetki sözleşmesinin kimler arasında yapılacağı belirtilmediği için yetkinin kamu düzenine ilişkin olmadığı hallerde taraflar istedikleri mahkemeyi yetki sözleşmesi ile yetkili kılabilmektedirler. Kiralanan taşınmaza ilişkin açılan davalarda, sözleşmede yetkili mahkeme belirlenmiş olsa dahi yetki itirazı, bir ilk itiraz olarak ileri sürülebilir, mahkeme yetkisizliğini kendiliğinden (re'sen) nazara alamaz. Olayda, Küçükçekmece 3. Sulh Hukuk Mahkemesi, davalıların usulüne uygun olarak yetki ilk itirazı ileri sürmemesine karşın re'sen yetkisizlik kararı vermiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen yetkisizliğe dair olan hüküm, davacı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Boşanma davalarında yetki kuralı (TMK m. 168) re'sen dikkate alınabilecek kesin yetki değildir. Kesin yetki kuralının bulunmadığı hallerde, yetki itirazı ilk itirazdır. (HMK m.116/1-a). İlk itirazların cevap dilekçesinde ileri sürülmesi zorunludur. Aksi halde dinlenemez (HMK m.117/1). Dava dilekçesi davalıya 02.05.2014 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı süresinde verdiği cevap dilekçesinde yetki itirazında bulunmamış, davacının cevaba cevap dilekçesinden sonra 26.06.2014 tarihli ikinci cevap dilekçesinde yetki itirazında bulunduğuna göre yetki itirazının süresinde olmadığı anlaşılmaktadır....