WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu kapsamda yapılan incelemede; her ne kadar icra dosyasında borçlu vekili Av.Mehmet Ender Çelik'in baroda kayıtlı adresine posta ile tebligat yapılmış ise de, PTT Müdürlüğüne Dairemizce yazılan yazıya verilen 4787 sayılı yazıda Av. Mehmet Ender Çelik'in UETS'de kayıtlı e-tebligat adresinin bulunduğu, adresin 13.02.2019 tarihinde aktif edildiği ve tebligat alımına hazır hale getirildiği bildirilmiştir. Tebligat Kanunu'nun 7/a maddesi uyarınca, elektronik tebligat adresi olan avukatlara, tebligatın elektronik yolla yapılması zorunlu olup, posta yolu ile yapılan tebligat yok hükmündedir. Kural olarak tebliğ usulsüzlüğü şikayeti, İİK'nın 16/1. maddesi uyarınca ıttıla tarihinden itibaren 7 gün içerisinde ileri sürülmesi gerekmekte ise de, elektronik tebligat adresi varken posta yolu ile tebligat gönderilmesi, kanunun emredici hükümlerine aykırı olduğundan, şikayet süreye tabi değildir....

Somut olayda, davacı vekilinin dava dilekçesinde, takipten diğer borçluya ödeme emrinin tebliğ tarihi olan 29/07/2020 tarihinde haberdar olduklarını, 04/08/2020 tarihinde de takip dosyasına borca itiraz dilekçesi verdiğini belirttiği, takip dosyasının incelenmesinde de, davacı vekili tarafından imzalı 04/08/2020 tarihli dilekçe ile borca itiraz edildiğinin anlaşıldığı, dolayısıyla davacının en geç 04/08/2020 tarihinde takipten haberdar olduğu, usulsüz tebligat şikayetinin 7 günlük yasal süreden sonra, 22/09/2020 tarihinde yapıldığı anlaşılmakla, mahkemece şikayetin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygundur....

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI; Mahkemece, davacı borçluya icra takibinde yapılan TK 21/2 mernis tebligatının usul ve yasaya uygun olduğu, buna göre davacının tebliğ - ıttıla tarihinin 11/09/2015 günü olup, sair Yetki İtirazı, Zaman Aşımı İtirazı ve Kambiyo Şikayeti için iş bu dava tarihi olan 05/10/2018 günü itibarıyla takipten itibaren yasal 5 günlük sürenin de geçmiş olduğu belirtilerek, usulsüz tebligat şikayetinin reddi ile bu meyanda yasal süresinde ikame olunmayan yetki itirazı, kambiyo şikayeti ve zamanaşımı itirazlarının da reddine karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı T1 Vekili dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, icra takibine dayanak senette Erdemli mahkemelerinin ve icra dairesinin yetkili olduğunun belirtildiğini, belirtilmemiş olsa bile düzenlendiği yer mahkemesinin yetkili olduğunu, ödeme emrinin müvekkiline TK.nun 21/2....

usulsüz tebliğ şikayetinin kabulüne ve alınan bilirkişi raporuna dayalı olarak faize ilişkin itirazların kabulüne karar verildiği, alacaklı yanca temyiz yoluna başvurulması üzerine Dairemizin 02/03/2017 tarih ve 2016/22591 Esas- 2017/3157 Karar sayılı ilamı ile kararın bozulduğu, mahkemece bozma kararına uyularak alınan bilirkişi raporu doğrultusunda ipoteğin üst limit ipoteği olduğu, takibin üst limit ipoteğini aşmayacak şekilde başlatıldığı gerekçesi ile borca itirazın reddine karar verildiği görülmektedir....

    HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/569 KARAR NO : 2023/741 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 11/01/2022 NUMARASI : 2021/1146 ESAS 2022/39 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz), İmzaya İtiraz, Yetki İtirazı KARAR : Yukarıda mahal tarih ve numarası açıklanan ilk derece mahkeme kararı aleyhine süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmakla, HMK'nun 352. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme ve heyetçe yapılan müzakere sonunda, gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul 25. İcra Müdürlüğünün 2020/29582 Esas sayılı dosyasından müvekkili aleyhine girişilen icra takibinde, kambiyo takibine, borca, faize, imzaya, ferilerine ve yetkiye itirazının kabulü ile takibin ve ödeme emrinin iptali ile haksız takip nedeniyle alacaklı davalı aleyhine % 20'den az olmamak kaydıyla tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; borçluya çıkartılan ödeme emrine ilişkin tebligatın bila ikmal iade edildiğini, ödeme emri çıkartılan adresin mernis adresi olması nedeniyle19/07/2019 tarihinde Tebligat Kanunu'nun 21/2 maddesi uyarınca yeniden ödeme emri ve eklerinin tebliğinin talep edildiğini, 02/08/2019 tarihinde tebligatın usulüne uygun olarak ve tebligat zarfı üzerinde yazılı olduğu üzere ödeme emrinin, ihtarname ve 4 adet de dekont fotokopileri ile birlikte tebliğ edildiğini, takibin 09/08/2019 tarihinde kesinleştiğini, dosya borçlusunun herhangi bir yasal engel belirtmeden usul ve yasaya aykırı olarak 23/08/2019 tarihinde gecikmiş itiraz davası açtığını, borçlunun geçerli bir mazeretinin bulunmadığını, yetkiye ve borca itirazlarının yersiz ve dayanaktan yoksun olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir....

    Borçlunun usulsüz tebligat şikayeti dışında ileri sürdüğü hususlar, borca itiraz niteliğinde olup; İİK'nun 150/a-1. maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken aynı Kanun'un 62/1. maddesi hükmüne göre; her türlü itirazın, ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde icra dairesine yapılması zorunludur. Bu durumda, borçlunun itirazlarını, icra dairesi yerine icra mahkemesine bildirmiş olması fuzuli bir işlem olup, yanlış merciye yapılan başvuru hukuki sonuç doğurmaz. O halde mahkemece, takibin türü bakımından icra mahkemesine yapılan itirazın geçersiz olduğu göz önünde bulundurularak, borçlunun itiraza yönelik isteminin reddi gerekirken, işin esasının incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

      İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; cevap dilekçesindeki beyanlarını tekrarla, davacı şirketin ticaret sicilde kayıtlı adresine T.K'nın 12 ve 13. maddelerine uygun olarak tebligat yapıldığını, tebliğ alan kişinin daimi çalışan olduğunu gösterir SGK kayıtlarının dosyaya sunulduğunu, davacı gerçek kişiye yapılan tebligatta en yakın komşuya sorularak beyanının alındığı ve en yakın komşu haber bırakıldığını açık bir şekilde ifade edildiğini, bu şekilde tebligatların usulüne uygun olmasına karşı mahkemece usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu bildirerek, ilk derece mahkemesi kararının usulsüz tebligat şikayetine ilişkin hüküm bakımından kaldırılmasına, usulsüz tebligat şikayetinin reddine karar verilmesini istemiştir....

      Davacı borçlular tarafından, hakkında başlatılan kambiyo senetlerine özgü icra takibinde, yetki, imza, borç ve ferilerine itiraz edilmiş, ancak mahkemece, yanılgılı değerlendirmeyle, davacıların imza itirazı ve borca itirazları bakımından kısa karar oluşturulmuş, yetki itirazı hususunda hüküm kurulmamış, bu konuda 19/11/2018 tarihli tensip zaptı ile yetki itirazının reddine karar verilmiş, davacıların borca itirazı konusunda ise hükmün gerekçesinde her hangi bir değerlendirmeye yer verilmemiş, bu şekilde yalnızca davacıların bir kısım talepleri hakkında hukuki değerlendirmede bulunulmuş ve hüküm kurulmuştur. Davacıların yetki itirazı konusunda olumlu ya da olumsuz herhangi bir değerlendirmede bulunulmamış ve hüküm kurulmamıştır. Tensip zaptı ile yetki itirazının reddi yönünde hüküm oluşturulması doğru görülmediği gibi, bu husus nihai kararla değerlendirileceğinden, yetki itirazı konusunda verilmiş bir kararın varlığından da bahsedilemeyecektir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ...İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklı tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız icra takibine başlandığı, borçlunun icra mahkemesine yaptığı başvuruda; örnek 9 ödeme emrinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini belirterek usulsüz tebligat şikayeti ile birlikte derdestlik ve borca itiraz ettiği, mahkemece, itiraz ve şikayetin ayrı ayrı reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesinde; "Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen...

        UYAP Entegrasyonu