Öte yandan HMK'nun 19/2. maddesi uyarınca borçlu yetki itirazında seçtiği icra dairesini bildirmelidir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz. Somut olayda; icra takibinin... İcra Müdürlüğü'nde başlatıldığı, borçlu vekilinin mahkemeye sunduğu itiraz dilekçesinde müvekkilinin adresinin Denizli, Beyağaç İlçesi olduğu açıklamasıyla yetki itirazında bulunmuş ise de, yetkili icra dairesini açıkça belirtmediğinden usulüne uygun bir yetki itirazından bahsedilemez. Diğer yandan senette keşide yeri İzmir olduğundan, yetki itirazı geçerli kabul edilse dahi, İzmir 'de takip başlatılmasında usulsüzlük yoktur. O halde, mahkemece; yetki itirazının reddi ile borca itirazın esasının incelenmesi ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
Takip dosyasına sunulan factoring sözleşmesi incelendiğinde, Yargıtay’a göre, icra dairesinin yetkisi takip talep tarihi ve takibe ekli kambiyo senedi esas alınarak belirlenir. Alacaklı takip talebinde yazılı para alacağının dayanağı olarak taraflar arasındaki sözleşmeyi değil, kambiyo senedini göstererek borçluya karşı kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatmış ise taraflar arasında mevcut sözleşmede yazılı yetki koşuluna göre yetkili icra dairesi belirlenemez (HGK, 02.04.2019, E, 2017/741, 2019/382). Somut olayda alacaklı takibin dayanağı olarak taraflar arasındaki faktoring sözleşmesini değil, kambiyo senedini gösterdiği için sözleşmede yazılı yetki kaydına göre İstanbul İcra Daireleri yetkili sayılamaz....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Yetki İtirazı DOSYANIN DAİREYE GELİŞ TARİHİ:30.05.2016 K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte yetki itirazına ilişkindir. Yargıtay Kanunu'nun 14. maddesi uyarınca Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 16.01.2016 tarih, 2016/1 sayılı Kararı ile hazırlanıp, 26.02.2016 tarihli ve 29636 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 12.02.2016 gün 2016/1 sayılı Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (12.) Hukuk Dairesi'nin görevine girmektedir. 11 Nisan 2015 tarihi itibariyle Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6644 sayılı Kanun'un 2. maddesi ile değişik 2797 sayılı Kanun'un 60. maddesinin 1. ve 3. fıkraları uyarınca dosyanın görevli Daireyi belirlemek üzere HUKUK İŞBÖLÜMÜ İNCELEME KURULUNA GÖNDERİLMESİNE, 03.06. 2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
İcra MahkemesiTARİHİ : 17/06/2005NUMARASI : 2005/233-722 Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte borçlu yetki itirazını, İİK'nun 168/5. maddesi uyarınca, ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal 5 günlük süre içerisinde, icra mahkemesine bildirmiştir. İcra mahkemesince bu itiraz İİK'nun 169/a-1 maddesi uyarınca incelenip, taraflar gelmeseler bile yetki itirazı ile ilgili kararı vermesi gerektiğinden, mahkemece dosyanın işlemden kaldırılmasına ve sonucunda davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi isabetsizdir.SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 23.03.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Somut olayda, borçlu aleyhine 28.10.2014 tarihinde kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibine başlandığı, ödeme emrinin 04.11.2014 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, 07.11.2014 tarihinde borçlu tarafından icra mahkemesine başvurularak itiraz ve şikayet sebeplerinin ileri sürüldüğü, alacaklı tarafından ise 24.02.2015 tarihinde haricen tahsilat beyanında bulunulduğu görülmektedir. Açıkça itiraz ve şikayetten vazgeçilmeksizin borcun ödenmesi, itiraz ve şikayeti konusuz kılmaz. Her dava ve şikayet, davanın açıldığı (şikayetin yapıldığı) andaki şartlara göre değerlendirilir (Hukuk Genel Kurulu’nun 11.05.2011 tarih ve 2011/12-177 esas, 2011/300 karar sayılı kararı). O halde mahkemece, borçlunun borca itirazının ve şikayetinin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile "konusu kalmayan dava hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına" şeklinde hüküm tesisi isabetsizdir....
na kambiyo taahhüdünde bulunma yetkisi verilmediğinden adı geçen eski yöneticinin imzaladığı bu bonolardan dolayı site yönetiminin sorumlu olmadığını ileri sürerek takibin iptalini istediği; mahkemece usulsüz tebligat şikayeti kabul edilerek takibin davacı yönünden iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır. Borçlunun başvurusu bu hali ile İİK.'nun 168/5. maddesine dayalı borca itiraz niteliğindedir. Bu durumda, itiraz hakkında İİK.'nun 169/a maddesinin uygulanması gerekmekte olup; anılan maddenin 5. fıkrasında; “İtirazın kabulü kararı ile takip durur.” hükmüne yer verilmiştir. O halde, mahkemece; borçlunun borca itirazı kabul edildiğine göre, İİK'nun 169/a-5. maddesi uyarınca takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken; takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından, kararın düzeltilerek onanması yoluna gidilmiştir....
Diğer taraftan, kambiyo senetlerine mahsus iflas yoluyla takipte itiraz ve şikayeti düzenleyen İİK.'nun 172. maddesinde; “Ödeme emrine itiraz veya şikayet etmek isteyen borçlu, ödeme emrinin tebliğinden itibaren beş gün içinde her türlü itiraz veya şikayetini sebepleri ile birlikte diğer tarafa tebliğ edilecek nüshadan bir fazla dilekçe ile icra dairesine bildirmeye mecburdur. Bu dilekçenin bir nüshası derhal alacaklıya tebliğ olunur.” denilerek itiraz ve şikayetin ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 gün içinde icra dairesine bildirilmesi gerektiği açıklanmıştır. İİK.'nun 173. maddesinde de itiraz ve şikayet olunmaması hali düzenlenmiştir. Somut olayda; kambiyo senetlerine mahsus iflas yoluyla takipte borçlu mahkemeye başvurarak kambiyo şikayeti ile birlikte borca itiraz iddiasında bulunmuş olup, anılan itiraz ve şikayetlerin takip yoluna göre İİK.'...
İlk Derece Mahkemesi gerekçeli kararında özetle: "...Talep, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takipte yetki ve borca itirazına ilişkindir. Mahkememize yapılan yetki itirazı hakkında İİK'nın 18/3 ve HMK 320. Maddeleri gereğince duruşma açılmasına gerek görülmeksizin dosya üzerinden karar verilmesi gerekmiştir. Çeklere dayalı takip, borçlunun ikametgahının bulunduğu yerdeki genel yetkili icra dairesinde (HMK. 6.md.) ve muhatap bankanın bulunduğu yer, ödeme yeri sayıldığından buradaki icra dairesinde (HMK. 10.md.) ve ayrıca İİK'nun 50/1. maddesi uyarınca çekin keşide edildiği yerdeki icra dairesinde yapılabilir. Kambiyo senetlerinden doğan alacaklar, aranacak alacaklar niteliğinde olduğundan, bu alacaklar için BK'nun 89/1. maddesi uygulanmaz. Yani kambiyo senedi alacaklısı, kendi yerleşim yerinde takip yapamaz....
İlk derece mahkemesi gerekçeli kararında özetle; "...Tüm dosya kapsamı ele alındığında, uyuşmazlığın kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipte yetki itirazı olduğu, davanın yasal süresi içinde ikame edildiği anlaşılmıştır. Çeke dayalı takip, borçlunun ikametgâhının bulunduğu yerdeki genel yetkili icra dairesinde (HMK. 6. md.) ve muhatap bankanın bulunduğu yer ödeme yeri sayıldığından, buradaki icra dairesinde (HMK. 10. md.) ve ayrıca çekin keşide edildiği yerdeki icra dairesinde yapılabilir....
İcra takibine konu çeklerde keşide yeri ve muhatap banka şubesinin Ankara olduğu, davacı-borçlu adresinin de çeklerde Gebze/KOCAELİ olarak gösterildiği, davalı taraf faktoring sözleşmesinde İstanbul Çağlayan İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğunu belirtmiş ise de çeke dayalı takipte taraflar arasında düzenlenmeyen sözleşmedeki yetki şartının geçerli olmadığı, ilk derece mahkemesince davacının yetkili yeri belirtmediği bu nedenle yetki itirazının geçerli olmadığı belirtilmiş ise de, davacı tarafça açıkça dava konusu çekte keşide yerinin Ankara olduğu ve takibin yetkisiz yerde başlatıldığı belirtildiğinden yetki itirazının geçerli kabul edilmesi gerektiği anlaşılmakla, davacı-borçlunun istinaf talebinin kabulüne, ilk derece mahkemesince verilen kararın HMK 353/1/b/2 maddesi gereğince kaldırılmasına, davacının yetki itirazının kabulü ile, icra dosyasının yetkili Ankara İcra Müdürlüğüne gönderilmesine, yetki itirazı kabul edilmekle, davacının sair itirazlarının bu aşamada inceleme dışında tutulmasına...