"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Aile Mallarının Korunması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen yetkisizlik kararına ilişkin hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davalı süresinde ve usulüne uygun şekilde yetki itirazında bulunmuş, mahkemece bu yönde bir araştırma yapılmadan tarafların delilleri sorulup toplanmadan, yetki itirazının kabulü ile, davanın yetki nedeniyle reddine karar verilmiştir. 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren Hukuk Muhakemeleri Kanunu kesin olmayan yetki itirazının bir ilk itiraz (HMK m. 116/1-a) olduğunu, ilk itirazların bir ön sorun gibi incelenmesi ve karara bağlanması gerektiğini (HMK m. 117/3) belirlemiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanununun 164. maddesinde gösterilen şekilde ön sorunun incelenmesi gerekir....
Bu nedenle, mahkemece yetki itirazının Hukuk Muhakemeleri Kanununun 164. maddesinde gösterilen şekilde incelenmesi için taraflara yetki konusunda delillerini gösterme olanağı tanınıp, gösterildiği takdirde toplanarak; gerçekleşecek sonucuna göre yetki itirazı hakkında bir karar verilmesi gerekirken, davalının yetki itirazı hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmemesi bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre davalı erkeğin sair temyiz itirazının incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 28.11.2016 (Pzt.)...
TTK. 213., 339., ve 576. maddeleri) 6100 sayılı HMK. 14. maddesi ise, bir şubenin işlemlerinden doğan davalarda, o şubenin bulunduğu yer mahkemesinin de yetkili olabileceğini hüküm altına almıştır. 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Kanunun Yetki İtirazının İleri Sürülmesi başlıklı 19. maddesinde, "Yetkinin kesin olduğu davalarda, mahkeme yetkili olup olmadığını, davanın sonuna kadar kendiliğinden araştırmak zorundadır; taraflar da mahkemenin yetkisiz olduğunu her zaman ileri sürebilir. Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz. Mahkeme, yetkisizlik kararında yetkili mahkemeyi de gösterir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davalı kadın usulünce yetki ilk itirazında bulunmuş, mahkemece tarafların yetki itirazına yönelik delilleri sorulup toplanmadan yetki itirazının reddine karar verilerek işin esasına girilmiştir. 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu kesin olmayan yetki itirazının bir ilk itiraz (HMK m. 116/1-a) olduğunu, ilk itirazların bir ön sorun gibi incelenmesi ve karara bağlanması gerektiğini (HMK m. 117/3) öngörmüştür. Ön sorunun incelenme yöntemi Hukuk Muhakemeleri Kanununun 164. maddesinde gösterilmiştir. Davalının yetki itirazı ise mahkemece ön sorun şeklinde incelenmeden karara bağlanmıştır....
Davalı (koca), süresinde ve usulüne uygun şekilde yetki itirazında bulunmuş tur. Mahkemece tarafların yetki itirazına yönelik delilleri sorulup toplanmadan, 22/01/2016 tarihli celsede yetki itirazının reddine karar verilmiştir. 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu kesin olmayan yetki itirazının bir ilk itiraz (HMK m. 116/1- a) olduğunu, ilk itirazların bir ön sorun gibi incelenmesi ve karara bağlanması gerektiğini (HMK m. 117/3) belirlemiştir. Hukuk Muhakemeleri Kanununun 164. maddesinde gösterilen şekilde ön sorunun incelenmesi gerekir....
YETKİ İTİRAZIYETKİ SÖZLEŞMESİ 2004 S. İCRA VE İFLAS KANUNU [ Madde 72 ] 1086 S. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) [ Madde 507 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki menfi tesbit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin yetkisizliğine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. Dava, satış sözleşmesi uyarınca verilen iki adet çekten dolayı borçlu olmadığının tesbitine ilişkindir. Davalı vekili cevap dilekçesinde davanın reddini savunmuş daha sonra verdiği 10.02.2005 tarihli dilekçe ile sözleşmenin 9. maddesi uyarınca İzmir Mahkemelerinin yetkili olduğunu ileri sürmüştür. Davacı vekili, yetki itirazının süresinde olmadığını belirterek yetki itirazının reddini istemiştir....
Dolayısıyla dava, davacının seçimine göre, hem genel ve hem de özel yetkili mahkemede açılabilir. 6100 sayılı HMK'nun "Yetki itirazının ileri sürülmesi" başlıklı 19/2. maddesinde; "Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz" hükmü yer almaktadır. Dava dilekçesi davalı vekiline 30.03.2018 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı vekilince cevap dilekçesi 20.04.2018 tarihinde verilmiştir. Dolayısıyla HMK’nun 19/2. maddesi uyarınca usulüne uygun bir yetki itirazının olmadığı tespit edilmiştir. Bir davada, birden fazla genel ve özel yetkili mahkeme varsa, davacı bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahiptir. Davacı, davasını bu genel ve özel yetkili mahkemelerden hiçbirinde açmaz ve yetkisiz bir mahkemede açarsa, o zaman seçme hakkı davalılara geçer....
Davacı taraf yetki ve borca itirazda bulunmuş olup, mahkemece yetki itirazının kabulüne, yetki itirazı kabul edildiğinden sair itirazların incelenmesine yer olmadığına karar vermiştir....
İlk derece mahkemesince; yetki itirazının kaldırılması talebi yönünden yerinde görülen talebin kabulü ile davalı borçlunun yetki itirazının kaldırılmasına, borca itirazın kaldırılması ve tahliye talebi yönünden sübut bulmayan davanın reddine, davalının da şartları oluşmayan kötü niyet tazminat talebinin reddine dair karar verilmiştir. İlk derece mahkemesi kararına karşı; davacılar vekili ve davalı vekili yasal süresi içerisinde istinaf talebinde bulunmuş, gerekli harçlar yasal süresinde yatırılmıştır....
Davalının bu şekilde süresi içerisinde yetkili mahkemeyi belirterek bildirdiği halde, kesin yetki kuralı da bulunmamakta ise, mahkemece yetkisizlik kararı sonrası yetkili mahkemenin yetkiye yönelik itirazda bulunan davalının bildirdiği mahkeme olarak belirlenmesinin gerektiği anlaşılmıştır. Bu sebeple, mahkemece süresinde ve usulüne uygun yetki itirazının bulunması sebebiyle yetkili mahkemenin davalının bildirdiği ikametgahının bulunduğu yer mahkemesi olan İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesinin davada yetkili olduğu belirlenmesi gerekirken yetki itirazında bulunmayan diğer davalının ikametgahının bulunduğu yer mahkemesinin yetkili mahkeme olarak belirlenmesi doğru olmamıştır. Bu nedenle kararın kaldırılması gerekmiştir. Mahkemece, gerekçeli karar başlığında; davacının adresinin yazılmamış olması, 6100 sayılı HMK.'nun 297- (1)-b) maddesine aykırı olmakla birlikte sonuca etkili olmadığından, kaldırma nedeni yapılmamış ve bu hususa eleştiri getirilmekle yetinilmiştir....