Karar gerekçesinden de anlaşılacağı üzere bu yetki ve borca itiraz ödeme emrinin tebliğ tarihi olan 15/07/2015 tarihinden yasal 5 günlük süre geçtikten sonra 21/07/2015 tarihinde yapılmış olup, itirazın incelenmesi sırasında ödeme emrinin iptal edilmiş olması süresinde olmayan itirazı süresinde yapılmış hale getirmez. O halde geçerli bir ödeme emri kalmadığına göre itirazın reddi gerekirdi. Borçlunun ancak yeni bir ödeme emrinin tebliğinden sonra yeniden imza ve borca itiraz etme hakkı saklıdır. Mahkeme kararının bu gerekçelerle bozulması yerine onanması yönündeki Dairemiz sayın çoğunluğunun görüşüne katılamıyorum. 01/03/2017...
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı-alacaklı vekili istinaf dilekçesinde özetle; takip dayanağı senette yazılı yetki şartının hukuken geçerli olup, yetki itirazına yönelik beyanlarının değerlendirilmeden karar verildiğini, davacı taraf tacir olduğundan HMK 17.maddeye göre yetki sözleşmesinin geçerli olduğunu belirterek istinaf talebinin kabulüne, mahkeme kararının ortadan kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : İcra dosyasının incelenmesinde; alacaklı tarafından borçlu aleyhine bonoya istinaden kambiyo senedine dayalı icra takibi başlatılmıştır. Ödeme emri davacıya 18/02/2021 tarihinde tebliğ edilmiş, dava İİK 168.maddeye göre yasal 5 günlük süre içinde 22/02/2021 tarihinde açılmıştır. Davacı tarafından takip konusu senedin kambiyo senedi vasfına haiz olmadığı belirtilerek borca ve yetkiye itiraz edilmiş olup, öncelikle yetki hususunun çözümlenmesi gerekmektedir....
İİK'nun 169/a-1. maddesinin son cümlesine göre; icra mahkemesi hakimi, yetki itirazının incelenmesinde taraflar gelmese de gereken kararı verir. Bu nedenle, borçlunun icra müdürlüğünün yetkisine yönelik itirazı yönünden dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilemez. O halde mahkemece, borçlunun yetki itirazının incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile yetki itirazı yönünden de davanın açılmamış sayılması yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.06.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İİK'nun 169. maddesinin göndermesiyle aynı Kanunun 168/5. maddesine göre; borçlunun, borçlu olmadığı, borcun itfa edildiği, mehil verildiği, alacağın zamanaşımına uğradığı veya yetki itirazını, İİK'nun 170/1. maddesinin göndermesiyle aynı Kanunun 168/4. maddesine göre imza itirazını ve İİK'nun 170a/1. maddesinin göndermesiyle de aynı Kanunun 168/3. maddesine göre kambiyo senedi vasfına yönelik şikayetlerini icra mahkemesinde ileri sürme süresi beş gün olup, bu süre hak düşürücü niteliktedir ve mahkemece re'sen gözetilmelidir. Somut olayda, borçlulara, ödeme emrinin 26.08.2015 tarihinde tebliğ edildiği, yapılan bu tebligata karşı tebligat usulsüzlüğünün ileri sürülmediği, borçluların, yasal beş günlük itiraz süresinin sona ermesinden sonra 02.09.2015 tarihinde icra mahkemesine başvurarak borca itirazda ve şikayette bulundukları görülmektedir....
Kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibinde birden fazla takip borçlusu bulunması halinde, her borçlunun yetkiye ve borca itirazları ayrı ayrı incelenir. Bir borçlunun yetki itirazının kabulü ve itiraz eden borçlu yönüyle yetkili icra müdürlüğünün tespiti, diğer borçlular yönüyle de yetkili icra müdürlüğünün tespit edildiği anlamına gelmez. Belirtilen nedenlerle, bir borçlunun yetki itirazı hakkında hüküm tesisi, diğer borçluların yetkiye ve borca ilişkin itirazlarının incelenmesine engel değildir. O halde mahkemece, borçlunun yetki itirazının incelenerek sonucuna göre hüküm tesisi gerekirken, yazılı gerekçeyle istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI; Mahkemece, davacılar hakkında başlatılan takibin Adana İcra Müdürlüklerinde açılmasını gerektirecek herhangi bir sebebin mevcut olmadığından davacıların yetki itirazının kabulüne, Adana İcra Müdürlüklerinin yetkisizliğine, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı borçlular yönünden dosyanın görevli ve yetkili Kahta İcra Müdürlüğüne gönderilmesine, davacı borçlular tarafından imzaya ve borca itiraz edilmiş ise de; Yerel Mahkemece yetki itirazı kabul edilmiş olduğundan davacıların bu husustaki talebi yönünden bu aşamada karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiştir....
GEREKÇE: Uyuşmazlık, kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte borca itiraz talebine ilişkindir. Mersin 3. İcra Dairesinin 2020/4217 esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklı T3 tarafından borçlu Mersin Arma Tarım Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi ve T1 hakkında 26/06/2020 tarihinde kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla 452.975,82 TL'nin tahsili için takip başlatıldığı, ödeme emrinin 09/07/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davanın 14/07/2020 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır. Takibe konu bononun 20/11/2019 düzenleme 20/12/2019 vade tarihli 60.000,00 TL bedelli ve 16/09/2019 düzenleme 16/10/2019 vade tarihli 350.000,00 TL bononun lehtar T3'e T1 tarafından keşide edildiği, Mersin Arma Tarım Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi'nin kefil olarak imzaladığı, kambiyo vasfına haiz oldukları görülmüştür....
, davacı vekili dilekçesinin talep ve sonuç kısmında yetki itirazlarının kabulünü talep etmiş ise de dilekçelerin açıklama kısmında yetki itirazına yönelik olarak herhangi bir anlatıma yer verilmediği, yetkili yeri HMK'nun 19/2. maddesi uyarınca usulüne uygun olarak göstermemiş olması sebebi ile yetki itirazının reddi gerektiği gerekçeleriyle, tüm şikayet, dava ve itirazların reddine karar verilmiştir....
İİK'nun 168/3. maddesi gereğince; kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile yapılan takipte, takibin müstenidi olan senet kambiyo senedi vasfına haiz değilse ödeme emrinin tebliğinden itibaren beş gün içerisinde icra mahkemesine şikayet edilmesi zorunludur. Bu süre, hak düşürücü nitelikte olup, mahkemece re'sen gözetilmelidir. Bu nedenlerle mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olmakla yerinde bulunmayan istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; takibe konu senet aslının icra müdürlüğü kasasında olduğunu, yetki itirazı ve mükerrerlik itirazının yerinde olmadığını, davacıların senedi avalist olarak imzaladıklarını, imzaya itirazda da bulunmadıklarını, senedin kambiyo vasfında olduğunu söyleyerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince; ''Ödeme emrinin icra kasasında bulunmamasına yönelik şikayet; Takip başlatılırken takibe dayanak senet aslının kasaya alındığına dair ibare bulunmakla davacılar vekilinin "takibe konu senet aslı icra müdürlüğüne alınmamış ise ödeme emrinin iptalini talep ediyoruz" şeklindeki şikayeti yerinde görülmemiştir. Yetki itirazı; Bonoya dayalı takip, genel yetkili yer olan borçlunun yerleşim yerindeki icra dairesinde, bonoda öngörülen ödeme yerinde ve bononun düzenlendiği yerdeki icra dairesinde yapılabilir....