İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı-borçlu vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece yetki itirazının kabulüne, sair şikayet ve itirazların incelenmesine yer olmadığına karar verilmiş ise de, takip dayanağı senet altındaki imzanın müvekkile ait olmadığını, ayrıca senette düzenleme yeri yazılı olmadığından kambiyo senetlerine mahsus yolla takip yapılamayacağını beyanla; dilekçelerinde belirtmiş oldukları bu hususlarla ilgili yerel mahkemece bir karar verilmediğinden ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı-alacaklı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesince yetki itirazının kabulüne karar verildiğini, yetki itirazı kabul edilmiş olduğundan imzaya ilişkin itirazların incelenmesinin mümkün olmadığını, verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğunu beyanla; davacının istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini istemiştir....
Davacı borçlular tarafından, hakkında başlatılan kambiyo senetlerine özgü icra takibinde, yetki, imza, borç ve ferilerine itiraz edilmiş, ancak mahkemece, yanılgılı değerlendirmeyle, davacıların imza itirazı ve borca itirazları bakımından kısa karar oluşturulmuş, yetki itirazı hususunda hüküm kurulmamış, bu konuda 19/11/2018 tarihli tensip zaptı ile yetki itirazının reddine karar verilmiş, davacıların borca itirazı konusunda ise hükmün gerekçesinde her hangi bir değerlendirmeye yer verilmemiş, bu şekilde yalnızca davacıların bir kısım talepleri hakkında hukuki değerlendirmede bulunulmuş ve hüküm kurulmuştur. Davacıların yetki itirazı konusunda olumlu ya da olumsuz herhangi bir değerlendirmede bulunulmamış ve hüküm kurulmamıştır. Tensip zaptı ile yetki itirazının reddi yönünde hüküm oluşturulması doğru görülmediği gibi, bu husus nihai kararla değerlendirileceğinden, yetki itirazı konusunda verilmiş bir kararın varlığından da bahsedilemeyecektir....
İlk derece mahkemesi tarafından; davanın İİK 169 vd uyarınca yetkiye itiraz olduğu, yetki itirazı talebi haklı bulunmazsa ancak borca ve imzaya itirazın esası hakkında yargılamaya geçileceği, takip konusu, sözleşmeden doğan taşınmaz alacağından ibaret olduğu, yetkili icra dairesinin sözleşmenin yapıldığı yer icra mahkemeleri ve bağlı olarak çalışan icra dairelerinin ve yine alacak taşınmaz olduğundan taşınmazın bulunduğu yer icra mahkemeleri ve icra dairelerinin yetkili olduğu, sözleşme yeri olarak Konya ilinin gösterilmesi ve yine sözleşmeye konu taşınmazın bulunduğu yerin de Konya olduğu anlaşılmakla takibin yalnızca Konya'da yapılabileceği gerekçesi ile davacının yetki itirazının kabulü ile takibinin durdurulmasına, talep halinde takip dosyasının yetkili Konya İcra Müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmiştir....
Yapılan bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; alacaklının bonoya dayalı olarak 18/03/2021 tarihinde kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takibe başladığı, takip dayanağı bonoda Çiftlik (icra dairelerinin) mahkemelerinin yetkili kılındığı, ödeme emrinin davacı borçluya 23/03/2021 tarihinde tebliği üzerine borçlunun yasal süresinde 29/03/2021 tarihinde icra mahkemesine yetki itirazı ile başvurduğu, diğer borçluya ödeme emrinin iş bu dava açıldıktan sonra 12/04/2021 tarihinde tebliğ edildiği dolayısıyla diğer borçlu yönünden henüz takip kesinleşmeden yetki itirazında bulunulduğu, takip dayanağı bonoda tanzim yerinin Niğde olduğu görülmektedir. Bonoda Çiftlik İcra Dairelerinin yetkili olduğunun yazılması yetki sözleşmesi niteliğinde olup, takip tarihi itibari ile yürürlükte olan 6100 Sayılı HMK'nun 17. maddesi gereğince yukarıda anlatılanlar doğrultusunda yetki sözleşmesi geçersizdir....
İİK 16 gereği itiraz ve şikayet yolu açık olmak üzere karar verildi....
Kabule göre de borçlu davalının yetki itirazı yanında borca itirazı da bulunmasına rağmen bu husus gözardı edilerek takibin devamına karar verilmesi de doğru değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle, davalı borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün İİK'nun 366. ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın temyiz edene iadesine, 05/04/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
CEVAP : Davalı alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle, borçlu vekilinin yetki itirazını kabul ettiklerini, öncelikle yetki itirazının sonuçlandırılması gerektiğini belirterek takibin yetkili Söke İcra Müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
İcra Müdürlüğüne gönderilmesinin talep edildiğini, borçlunun bu takip dosyasında da yetkiye itiraz ettiğini, borca itiraz edilmediği halde icra müdürlüğünün 11.05.2021 tarihli kararı ile yetkiye ve borca itirazın kabulü ile takibin durdurulmasına karara verildiğini ileri sürerek yetki itirazının ve borca itirazın kabulüne ilişkin müdürlük kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Borçlu, ... 3. İcra Müdürlüğü'nün 2021/3637 Esas sayılı dosyasındaki takibe Ankara İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğu belirtilerek itiraz edilmesine rağmen dosyanın İstanbul ... İcra Müdürlüğüne gönderildiğini, bu işlemin ayrıca şikayet konusu edildiğini ileri sürerek istemin reddine karar verilmesini talep etmiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Borçlunun ... 3. İcra Müdürlüğü'nün 2021/3637 Esas sayılı dosyasında; yetki itirazında yetkili icra müdürlüğünün Ankara İcra Müdürlükleri olduğu bildirilmesine rağmen, icra dosyasının İstanbul ......
H.U.M.K’nun 76.maddesinin kapsadığı bu ilke ışığında uyuşmazlığın 3.kişinin istihkak davasına ilişkin olduğunun kabulü ile İİK’nun 97/11.maddesi hükmünce genel hükümler ve basit yargılama usulü uygulanarak başvurma harcı ve takip konusu olacak ile mahcuz malın değerinden hangisi az ise o değer üzerinden 1/4 oranında peşin nisbi ilam harcı alınarak duruşma açılması tarafların delilleri toplanarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken davanın şikayet olarak nitelendirilmesi suretiyle yanılgıya düşülerek dosya üzerinden yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Öte yandan, basit yargılama usulüne göre yürütülen taşınır mala ilişkin istihkak davalarında yasaca kesin yetki kuralı öngörülmediğinden yetki itirazı ancak ilk itiraz olarak ve en geç ilk oturumda davanın esasına girilinceye kadar ileri sürülebilir. (H.U.M.K. 187/2) Kesin yetki kuralı bulunmadığı durumlarda, hakim doğrudan (resen) yetkisizlik kararı veremez....
-K A R A R- Şikayetçi vekili, şikayet olunanın 25.11.2010 tarihli harczinin süresinde satış istemediğinden düştüğünü, daha sonra 03.06.2013 tarihinde bedeli paylaşma konu taşınmaza yeniden haciz konduğunu, müvekkilinin haciz tarihinin ise 23.11.2012 olduğunu, borçluya ait taşınmazın satışı sonrası düzenlenen sıra cetvelinde, müvekkilinin haciz tarihinin şikayet olunanın haciz tarihinden daha önce olmasına rağmen 2. sırada yer verildiğini, şikayet olunanın haczinin süresi içinde satış istememesi nedeniyle düştüğünü ileri sürerek, sıra cetvelinin iptalini talep ve şikayet etmiştir. Şikayet olunan vekili, müvekkilinin alacaklı olduğu .... İcra Müdürlüğü'nün 2008/695 E. sayılı icra dosyasında borçluya ait taşınmaz üzerine 25.11.2010 tarihinde haciz konulduğunu, taşınmazın hisseli olması nedeniyle .... İcra Hukuk Mahkemesi'nden, İİK'nın 121. maddesi uyarınca 14.10.2011 tarihinde yetki aldığını, bu yetkiye dayanarak ......