WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı kiracı hakkında Antalya Genel İcra Müd. 2020/42967 Esas sayılı dosyası üzerinden tahliye taahhüdüne istinaden yapılan takipte tahliye emrine süresinde itiraz edildiğini, takibin devamı için dava açıldığını, yetki konusunda mahkemenin hata yaptığını, davalının yetki itirazı konusunda gerekçeli kararda Kemer İcra daireleri ve mahkemelerinin yetkili olduğuna temas edildiğini, mahkemenin kendisini yetkili görmüyor ise esasa girmeden yetkisizlik karar vermesi gerektiğini, Kaldı ki kiracının yetki itirazının yerinde olmadığını, dayanak kira sözleşmesinin 14.maddesinde Antalya icra ve mahkemelerinin yetkili olduğunun hükme bağlandığını, dolayısıyla takibin yetkili icra dairesinde yapılmış olduğunu, davalı kiracının tacir olduğunu, kira sözleşmesine göre kira konusu yerde çanta satımı işi ile uğraştığını, Esas yönünden ise, kiracının tek itirazının tahliye taahhütnamesinin kira mukavelesi ile aynı anda imzalanmış olması...

nın 67.maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasının, ilamsız icra takibine borçlu tarafından itiraz edilmesi üzerine duran takibin devamını sağlamak amacıyla itirazın alacaklıya tebliğinden itibaren 1 yıl içinde açılması gerekir. Buradan da anlaşılacağı üzere, itirazın iptali davasının koşulları, yetkili icra dairesinde girişilmiş geçerli bir ilamsız icra takibi, bu takip sebebiyle çıkarılmış ödeme emrine 7 günlük yasal süre içinde yapılmış itiraz, itirazın alacaklıya tebliğ tarihinden itibaren 1 yıl içinde genel mahkemede dava açılmış olması şeklindedir. İtirazın iptali davalarında, hem icra dairesinin hem de mahkemenin yetkisine itiraz edilmesi durumunda İİK.nun 50.maddesi uyarınca öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itirazın HMK'nın 164. maddesi hükmü uyarınca ön sorun olarak incelenmesi gerekir....

    nın 67.maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasının, ilamsız icra takibine borçlu tarafından itiraz edilmesi üzerine duran takibin devamını sağlamak amacıyla itirazın alacaklıya tebliğinden itibaren 1 yıl içinde açılması gerekir. Buradan da anlaşılacağı üzere, itirazın iptali davasının koşulları, yetkili icra dairesinde girişilmiş geçerli bir ilamsız icra takibi, bu takip sebebiyle çıkarılmış ödeme emrine 7 günlük yasal süre içinde yapılmış itiraz, itirazın alacaklıya tebliğ tarihinden itibaren 1 yıl içinde genel mahkemede dava açılmış olması şeklindedir. İtirazın iptali davalarında, hem icra dairesinin hem de mahkemenin yetkisine itiraz edilmesi durumunda İİK.nun 50.maddesi uyarınca öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itirazın HMK'nın 164. maddesi hükmü uyarınca ön sorun olarak incelenmesi gerekir....

      Yetki kurallarının, dar ve özel anlamda kamu düzenine ilişkin hükümlerden olduğu, idari işlemlerin en önemli unsurları arasında yer aldığı, yetki unsurundaki sakatlıkların sonradan verilecek onay ya da izinle giderilemeyeceği, bu nedenle idarenin yetki kurallarına sıkı bir şekilde uymak zorunda bulunduğu ve yetki kurallarının dar yorum ve uygulama yöntemlerine bağlı tutulması gerektiği idare hukukunun bilinen ilkelerindendir. Dar anlamda yetki unsuru denilen karar alma yeteneği; konu, yer ve zaman itibariyle, Anayasa ve yasalarla, belli organ, makam ve kamu görevlilerine tanınmış bir güçtür. Yetki devrinin hukuken geçerli olabilmesi, böyle bir yetkinin daha önce kanunda açıkça öngörülmüş bulunmasına bağlıdır. Ancak, kamu hukukunda yetkiler; ait olduğu organ, makam ve görevlilere bizzat kullanılmak üzere verildiğinden, yetki devri istisnai durumlarda söz konusudur....

        Esas sayılı dosyası üzerinden gönderilen ödeme emrine itiraz edildiğini, ancak ödeme emrine itirazda yetki itirazı bulunmadığını, para borçlarında ifa yeri alacaklının yerleşim yeri olduğundan icra takibinde ve davada Zeytinburnu ilçesinin bağlı olduğu Bakırköy Mahkemelerinin yetkili olduğunu, ayrıca, dosyada kesin yetki hali de bulunmadığını, bu çerçevede, Bakırköy Mahkemelerinin ihtilafta yetkili iken, davalıların ikametine göre Manisa Mahkemelerinin yetkili olduğuna ilişkin karar verilmesinin isabetli olmadığını, dahası, dava dilekçesinin davalı ...'ya 22.12.2020 tarihinde, davalı ...'ya ise 12.01.2021 tarihinde tebliğ edildiğini, cevap dilekçesinin ise 19.01.2021 tarihinde her iki davalı adına verildiğini, ... yönünden cevap dilekçesinin süresinde olmamasına rağmen, savunmalar değerlendirilerek yetki itirazının kabulünün isabetli olmadığını beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen yetkisizlik kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir....

          İcra Dairesinin ... esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının icra takibine haksız ve kötü niyetli itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek, öncelikle davalı/borçlunun yetki itirazının reddine, haklı davanın kabulü ile davalı/borçlunun icra takibine yapmış olduğu haksız ve kötü niyetli tüm itirazların iptaline ve takibin devamına, kötü niyetli davalı/borçlunun takip miktarı alacağın % 20'sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Dava; itirazın iptali davasıdır. 26.09.2004 tarihli ve 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetki Hakkında Kanun'un 5. Maddesinin 5. Fıkrasında özel kanunlarda başkaca hüküm bulunmadığı takdirde ihtisaslaşmanın sağlanması amacıyla gelen işlerin yoğunluğu ve niteliği dikkate alınarak daireler arasındaki iş dağılımının Hakimler ve Savcılar Kurulu tarafından belirlenebileceği düzenlenmiştir....

            İM'nün .../... sayılı dosyası ile iflas yolu ile takip başlatıldığı , takibe itiraz edilmediği gibi takip konusu borcun ödenmediğinden bahisle davacı tarafça davalı şirket hakkında Mahkememize iflas davası açıldığı, davalı borçlunun icra takibine itiraz etmediği ve takibin kesinleştiğinin Mahkememizce yapılan inceleme sonucu belirlendiği,İİK 158/2 maddesi gereğince icra takibine konu olan borçla ilgili depo kararına esas olacak şekilde alacak miktarının hesaplanarak İİK 158 maddesi gereğince davalı borçluya usulüne uygun olarak depo emri tebliğ edildiği, depo emri tebliğine rağmen davalı borçlunun verilen süre içerisinde borcu ödemediği incelenen tüm dosya kapsamıyla anlaşılmış davanın kabulü ile İİK 158 maddesi gereğince davalı şirketin iflasına karar vermek gerekmiştir. HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davanın KABULÜ ile İzmir Ticaret Sicil Memurluğunun Merkez-... nosuna kayıtlı ... Yedek Parça Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi'nin İFLASINA, İflasın ......

              İcra Müdürlüğü'nce çıkarılan ödeme emrine karşı yetkili icra dairesinin ... İcra Dairesi olduğu yolunda yetki itirazında bulunmuş, ayrıca borcun esasına da itiraz etmiştir. Alacaklı davacı ise itirazın iptaline ilişkin bu davayı ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nde açarak davalı borçlunun icradaki yetki itirazını benimsemiş bulunmaktadır. Nitekim böyle bir durumda, ... İcra Dairesi'nin yetkisiz icra dairesi olmasından dolayı ortada geçerli bir icra takibi bulunduğundan söz edilemez. Zira, davacı alacaklı yetkili icra dairesinde davalı borçluya yeni bir ödeme tebliği ile yükümlü bulunduğu halde bu yükümlülüğünü yerine getirmemiş olmaktadır....

                gerektiğinin, aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmayacağının düzenlendiği, Uyap sistemi üzerinden icra dosyasının incelenmesi neticesinde davalı borçlu vekilinin ödeme emrine karşı sunmuş olduğu itiraz dilekçesinde davalı borçlunun Ankara İli, Çankaya ilçesinde bulunduğunu belirttiği, ancak yetkili icra dairesi olarak herhangi bir bildirimde bulunmadığı, bu kapsamda icra dairesinin yetkisine yönelik olarak yapılan itirazın usulüne uygun olmadığı, icra dairesinin davaya konu alacak açısından yetki olduğu anlaşılmakla, borçlu vekilinin icra dairesinin yetkisine yönelik itirazının reddine karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur....

                  Davacı alacaklı tarafından davalı borçlu hakkında kira alacağının tahsili amacıyla tahliye istekli olarak başlatılan icra takibine vaki itiraz üzerine, davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak akdin feshi ile kiralananın tahliyesi isteminde bulunmuştur. Mahkemece, istemin kabulü ile davalının tahliyesine karar verilmiş, karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı alacaklı tarafından 18.3.2011 tarihinde tahliye istekli olarak başlatılan icra takibinde 1.9.2010 başlangıç tarihli yazılı kira sözleşmesi gereğince ödenmeyen 2010 yılı Kasım ayı ile 2011 yılı Şubat - Mart ayları ve muaccel olan aylar kirası olarak toplam 18.800 TL kira parasının tahsili istenilmiştir. Ödeme emrinin tebliği üzerine borçlu yasal süresinde itiraz ederek, istenilen kiraların hangi aylara ait olduğunun açıklanmadığını, borca itiraz ettiğini beyan etmiştir. Bu şekilde ödeme emrine itiraz edilmiş olduğundan kesinleşmiş bir takipten söz edilemez....

                    UYAP Entegrasyonu