Mahkemece; davalıya yapılan yersiz ödemenin 24/11/2010 tarihli muhasebe denetmeni tarafından düzenlenen rapor ile tespit edildiği, yapılan yersiz ödemenin davalıdan tahsili amacıyla yapılan işlemler neticesinde 03/03/2011 tarihli taahhüt senedi ile davalının fazla ve yersiz ödeme yapıldığı belirtilen dalış hizmetleri tazminatının yasal faizi ile birlikte maaşından 1/4 oranında kesilerek ödemeyi taahhüt ettiği, aynı gün 500 TL ödeme yaptığı ancak bir sonraki ay hiç bir ödeme yapmadığı, iş bu davanın ise denetim raporunun düzenlenmesinden yaklaşık 3,5 yıl, davacının ödeme taahhüdünde bulunmasına rağmen süresinde ödeme de bulunmadığı tarihten itibaren ise yaklaşık 3 yıl sonra açıldığı, davacı kurumun yersiz ödemeden ve lehine yersiz ödeme yapılan kimseden haberdar olmasına rağmen süresinde yersiz ödemenin tahsili amacıyla dava açmadığı, 2 yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra dava açıldığı gerekçesi ile davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm; davacı tarafça temyiz edilmiştir...
İdare Mahkemesi 2013/1305 E 2014/145 K sayılı kararında da belirtildiği gibi davalının maaşına ek olarak yapılması gereken ödeme miktarı hesaplanırken oranda yanlışlık yapılması sonucu davalıya davacı idare tarafından yapılan fazla ve yersiz ödemeden kaynaklı alacak talebi söz konusudur. Davacı idare bu yersiz ödemenin iadesi amacıyla icra takibi başlatmış ve davalının itirazı üzerine takip durmuştur. Mahkemece, bahsi geçen ... İdare Mahkemesi kararı doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak, idare mahkemesi kararında yalnızca davacının davalıya yaptığı yersiz ve fazla ödemeyi talep etmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilmiş, fazla ve yersiz ödenmiş tutara ilişkin bir belirleme yapılmamıştır....
Oysa ki, davaya konu takip dosyasıyla, 01.01.1991-28.01.2008 tarihleri arası yersiz aylık alacak tutarı 17.726,88 TL olarak belirtilmiştir. Şu halde yapılması gereken iş; a)Davalı Kurum’un 31.05.2010 günlü yazısı ile, yersiz aylık alacak tutarı 17.535,55 TL olarak bildirilirken, aynı yazının eki aylık tablosunda, aynı dönem yersiz aylık alacak tutarının 18.105,13 TL olarak bildirilmesindeki çelişki davalı Kurum’dan sorularak giderilmeli; b) 01.01.1991-28.01.2008 tarihleri arası tüm aylıklara ilişkin yersiz ödeme miktarları, yukarıdaki çelişkinin giderilmesi suretiyle davalı Kurum’dan celbedilmeli; celbedilecek yersiz aylık tablosundan Kurum’un istirdata hakkı bulunduğu 28.02.1998-28.01.2008 tarihleri arası döneme ait yersiz aylık miktarları dikkate alınarak, yeniden alınacak faiz hesap raporu sonucuna göre karar verilmelidir....
Dava hukuki nitelikçe, Kurumdan aylık almakta iken vefat eden murisin aylıklarının bankadan yersiz olarak çekilmesi nedeniyle, yersiz alınan 13.820,97 TL aylığın ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline ilişkin olup; uyuşmazlığın, davacı Kurum ile banka arasında imzalanan protokol(sözleşme) hükümlerine aykırılıktan kaynaklandığı tartışmasızdır. Bu haliyle davalı banka yönünden, davanın yasal dayanağı Borçlar Kanunu olması nedeniyle, davanın İş Mahkemelerinde değil, genel mahkemede görülmesi gerekir. Şu halde, davalı Banka yönünden, davanın yasal dayanağının Borçlar Kanunu olması nedeniyle, mahkemenin görevsizliğine karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek, yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O hâlde, davalı Banka vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır....
Bakanlık makamından alınan 16/03/2010 tarihli olur yazısı müfettiş raporu doğrultusunda .. ile ek ödeme mahsuplaştırması işlemlerinin yapılması gerektiği yönünde olup olur tarihinde yersiz ödeme yapıldığına dair bir tespit bulunmamaktadır. Bu nedenle olur tarihinin zamanaşımının başlangıç tarihi olarak kabul edilmesi doğru değildir. Dosya içeriğinden Bakanlık yazısının davacı kuruma ne zaman tebliğ edildiği, bu yazı doğrultusunda davacı kurumca ne zaman işlem yapıldığı, davacının yersiz ödeme yapıldığını ne zaman öğrendiği anlaşılamamaktadır. Bu kapsamda, mahkemece davacı kurumun yersiz ödemeyi öğrendiği tarih tespit edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yanılgılı şekilde hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 09/02/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davacı SGK vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece hükme esas alınan hesap raporunda davalının muvazaalı işleminden dolayı 01/03/2010- 18/12/2018 tarihleri arasında müvekkili kurumca yapılan yersiz ödemenin 125.920,66 TL yerine hesaplama hatası ile miktarın 125.130,58 TL olarak gösterildiğini, ancak kurum kayıtlarında açıkça gösterildiği üzere yersiz ödeme tutarının miktarının 125.920,66 TL olduğunu, hükmün bu yönden talepleri doğrultusunda düzeltilmesi gerektiğini belirterek istinaf talebinde bulunmuştur. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE: İşbu dava alacak istemine ilişkindir....
aleyhine 26/05/2015 gününde verilen dilekçe ile yersiz ödeme nedeniyle alacak istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 12/11/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili ile davalı tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, yersiz ödeme nedeniyle alacak istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Davacı vekili; davalıya 7 yıl karşılığı ikramiye verilmesi gerekirken 29 yıl karşılığı ikramiye verildiğini, 22 yıla tekabül eden emekli ikramiyesi mükerrer olarak kurumdan çekilmiş olmakla davalı kurumun zarara uğradığını belirterek, davalıya 15/11/2011-31/12/2011 tarihleri arasında yersiz olarak ödenen ikramiye tutarının tazmini isteminde bulunmuştur....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Toplanan deliller, Dairemizce alınan 26.10.2021 tarihli bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; kesinleşen mahkeme kararına göre yersiz aylık dönemi 01.04.1994-15.06.1995 ile 01.04.1999-31.10.2008 arası olup, Kurumun yetkili organının yersiz aylık tespit tarihinin aylığın 28.05.2009 tarihinde durdurulması, 25.09.2008 tarihli Alman Sigorta Merciinin hizmet cetveli ve Kurumun 14.04.2011 tarih ve 6924649 sayılı yazısı da dikkate alındığında 13.10.2008 tarihi olduğu, davacının tekrar çalışmaya başladığını bildirmeyerek kötü niyetli olduğu ve 96/a maddesi uyarınca iade ile yükümlü olduğu kabul edildiğinde 13.10.2008 tarihinden geriye doğru 10 yıllık süreye ait yersiz ödemeleri iadesi gerektiği, buna göre 01.04.1999 ile 31.10.2008 tarihleri arasında yersiz ödenen aylıkların ödeme tarihlerinden işleyen faiz tutarından sorumlu olduğu, 01.11.2008 tarihinden itibaren tekrar aylık bağlanması nedeniyle...
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili 16.02.2010 tarihli dilekçesinde; davalıya askerlik görevini ifa esnasında, görev yapmadığı sürelerde yersiz maaş ödemeleri nedeniyle iki kez ödeme mektubu çıkartılarak borcun ödenmesi talep edildiği halde yersiz ödenen maaşların iade edilmediğini belirterek, 4.517 TL nin her bir ödeme için ödeme tarihlerinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.Yargılama esnasında davacı vekili; davalının kuruma 29.03.2011 tarihinde 4.584.75 TL ödemede bulunduğunu, ancak o tarih itibariyle alacaklarının 5.168.08 TL olduğu, dolayısıyla 583.33 TL alacaklarının kaldığını, ödeme yapılan kısım için davanın konusuz kaldığını, ancak ödenmeyen 583.33 TL yönünden davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir....
Şti. ve diğeri aleyhine 28/02/2011 gününde verilen dilekçe ile yersiz ve fazladan yapılan ödemeler nedeniyle alacak istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davalı ... yönünden davanın pasif husumet nedeniyle reddine, davalı şirket yönünden davanın kısmen kabulüne dair verilen 24/06/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi taraflar vekillerince süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, yersiz ve fazladan yapılan ödemeler nedeniyle alacak istemine ilişkindir. Mahkemece davalı ... yönünden davanın pasif husumet nedeniyle reddine, davalı şirket yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. Davacı Bakanlık, davalı şirket bünyesinde bulunan ......