Maddesine istinaden tahsil edilmesi gerektiğini, Kurumca yaşlılık aylığı iptal edilmiş olan davalıya yersiz ödemelerin tahsili için borç tahakkuk ettirildiği, yersiz ödemeye ilişkin borç bildirim belgesinin davalı tarafa 08.08.2018 tarihinde, yersiz sağlık ödemesine ilişkin borç bildiriminin ise 23.03.2019 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen bugüne kadar herhangi bir ödeme yapılmadığı, bu nedenle kurumca yapılan 82.694,63 TL yersiz ödeme ve 307,55 TL yersiz sağlık ödemesi olmak üzere toplam 83.002,18- TL ödemenin; her bir ödemenin yapıldığı tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili gerektiğini, kurumca alacağının tahsilinin imkânsız hale gelmesi ihtimaline binaen 5502 sayılı Yasa'nın 35. maddesi uyarınca teminatsız olarak davalı adına kayıtlı araç ve taşınmazlarının tespiti ile trafik tescil ve tapu kayıtları üzerine ihtiyati haciz konulmasını, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesini talep etmiştir....
Alacakların yersiz ödemelere mahsubu, en eski borçtan başlanarak borç aslına yapılır, kanunî faiz kalan borca uygulanır. Bu hüküm ilgili hak sahiplerinin muvafakat etmeleri kaydıyla, aynı dosyadan diğer bir hak sahibine yapılan yersiz ödemelere mahsubunda da uygulanır. Yersiz ödemenin gelir ve aylıklardan kesilmesinde, kesintinin başlayacağı ödeme dönemi başı itibarıyla kanunî faizi ile birlikte hesaplanan borç tutarı, gelir ve aylıktan %25 oranında kesilmek suretiyle uygulanır. Yersiz ödemelerin tespiti ile geri alınmasına ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar, Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.'' şeklinde düzenlemiştir....
Davacı Kurum, eşinden dolayı 01.01.1985 tarihinden itibaren ölüm aylığı bağlanan davalının, yeniden evlendiğinin anlaşılması üzerine yersiz yapılan ödemelerin tahsilini talep etmiş olup; Mahkemece, bozma ilamına uyularak , Medeni Kanunun 3. maddesine istinaden iyi niyetin asıl olduğu, davalının kendisine bağlanan aylığı evlendiği halde iyi niyetle almaya devam ettiği, geri ödeyecek durumunun olmadığını beyan ettiği, davacı tarafça kötü niyetli olduğunun ispatlanamadığı, Borçlar Kanununun 63. maddesi kapsamında davalıdan iade istenemeyeceğinden bahisle davanın reddine karar verilmiştir. Davalıya, 30.10.1985 tarihli başvurusuna dayalı olarak eşi nedeniyle ölüm aylığı bağlanmış, 13.02.1987 tarihinde yeniden evlendiğinin anlaşılması üzerine ölüm aylığı kesilmiş ve yersiz ödemenin tahsili istemiyle eldeki dava açılmıştır. 506 sayılı Yasanın 68/V....
Davalıya, ölen eşi nedeniyle ölüm aylığı bağlanmış, Kurumca, davalının 25.10.1995 tarihinde evlenmesi ve bu evliliğinin devam etmesi sonucu, 25.10.1995 - 25.3.2006 tarihleri arasındaki aylık tutarı davalıya borç kaydedilmiş, yersiz ödemenin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine, davalının süresinde itirazı üzerine, 26.3.2010 tarihinde eldeki dava açılmıştır. 506 sayılı Yasanın 68/I/A maddesinde sigortalının dul eşine aylık bağlanacağı öngörülmüş; aynı maddenin (V) numaralı bendinde ise, eşin evlenmesi bağlanan aylığın kesilme nedeni olarak benimsenmiştir....
Mahkemece alınan 27.06.2018 tarihli bilirkişi raporunda; " Davacının aylığının 2926 sayılı Yasa kapsamında bağlanmasına ilişkin davalı Kurum işleminin usul ve yasaya uygun olduğu, Davacıya 27.08.2011-27.08.2016 tarihleri arasında yapılan 17.952,16 TL yersiz ödemenin 5510 sayılı Yasanın 96/b bendi kapsamında tebliğ tarihinden itibaren 24 ay süre ile faizsiz olarak, bu tarihten sonra ise yasal faizi ile birlikte tahsili gerekeceği" bildirilmiştir. Uyuşmazlık, Kurumun yersiz ödeme alacağı bulunup bulunmadığı, mahkemece yapılan inceleme ve araştırmanın hüküm kurmaya yeterli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır....
Somut uyuşmazlıkta; kurumca yapılan araştırma sonucu davalının sigorta bildiriminin gerçeği yansıtmadığının tespit edildiğinden gerçeğe aykırı sigorta bildirimlerinin iptali ile yersiz ödemelerin iadesinin gerektiğine kanaat getirildiği gerekçesiyle yersiz ödenen 118.680,10 TL'nin ödemenin yapıldığı tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili için dava açmış ve dava değeri üzerinden ihtiyati haciz talep edilmiştir. Dava konusu alacağın kabul edilip edilmeyeceği, kurum ödemelerinin yerinde olup olmadığı, rücuya konu ödemenin ne kadar olacağı yapılacak yargılamadan sonra belli olacaktır....
O halde herhangi bir şart tasarrufuna dayanmayan salt hatalı ödemenin Borçlar Hukukunun haksız iktisap kurallarına göre her zaman istenmesi mümkündür. Danıştay İBK'sı, şart tasarruf işlemlerine ilişkin olduğundan somut olayda uygulama alanı yoktur.Bu durumda mahkemece yapılacak iş; Hukukçu ve strateji uzmanı bilirkişi vasıtasıyla davacının statüsü ve özelleştirme mevzuatı gereği 15.08.2006 ile 15.12.2007 tarihleri arasında davacıya davalı idare tarafından hatalı yersiz ödeme yapılıp yapılmadığı tesbit edilmeli, şayet davalı idare tarafından hatalı ve yersiz ödeme yapılmış ise davalı idarenin dava konusu parayı geri almakta haklı olduğundan davanın reddine, aksi halde ise kabulüne karar verilmelidir....
Dava, 2090 Sayılı Tabi Afetlerden Zarar Gören Çiftçilere Yapılacak Yardımlar Hakkında Kanundan kaynaklanan yersiz ödemenin iadesi istemiyle yapılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalı tarafından yapılan yersiz ödemenin iadesi istemiyle yapılan icra takibine itiraz edildiği ve takibin durduğunu beyanla itirazın iptali ve davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesi isteminde bulunmuştur. Davalı, davanın zamanaşımı nedeniyle ve ayrıca esastan reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, zararın davacı tarafça davalının ticari kazancı olduğuna dair vergi dairesinden gelen yazı ile öğrenildiği, bu nedenle de zamanaşımı süresi dolduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. İdare tarafından açılan bu nitelikte davalar için öngörülen zamanaşımı süresi bir yıldır....
Mahkemece; davalıya yapılan ödemenin usulsüz olduğu tespitine yer verilerek, 22/12/1973 günlü Danıştay içtihatları birleştirme kurulu kararı ile getirilen ilkeler esas alınarak, dava konusu ödemenin dava açılmaksızın talep ve tahsili mümkün iken, alacak davası açılmasında hukuki menfaat bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kamu görevlisine yapılan yersiz ödemenin istirdadı istemine ilişkindir. Borçlar Kanunu’nun konuya ilişkin 6098 sayılı TBK md. 77 ve devamı maddelerindeki düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşmede geri verme borcu, zenginleşmenin geçersiz bir nedene dayanması durumunda hemen; geleceğe yönelik bir neden bulunuyorsa onun oluşmadığı an; var olan bir neden bulunuyorsa da onun ortadan kalktığı zaman doğmuş olur....
Dava, yersiz ve fazladan yapılan ödemeler nedeniyle alacak istemine ilişkindir. Mahkemece istemin kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı idare, davalı şirket bünyesinde bulunan .. müfettişlerince düzenlenen raporda, davalı şirkete yersiz ve fazladan ödeme yapıldığının tespit edildiğini iddia ederek yapılan yersiz ödemenin davalıdan tazmini isteminde bulunmuştur. Mahkemece, idare mahkemesince yapılan yargılamada ödemenin usulsüz olduğunun belirlendiği gerekçesiyle istemin kabulüne karar verilmiştir....