İcra Dairesinin 2017/4821 Esas sayılı icra takip dosyasına davalı tarafça yapılan itirazın asıl alacak miktarının 39.258,47 TL sinin iptaline, takibin asıl alacak miktarı olarak 39.258,47 TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, takibe konu alacak likit ve bilinebilir nitelikte olmadığından inkar tazminatı talebinin reddine karar verildiği ve verilen kararın taraf vekillerince yukarıda anılan gerekçelerle istinaf edildiği görülmüştür. Taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu; davalıya 506 sayılı Kanun uyarınca ödenen yaşlılık aylıklarının 5335 sayılı Kanunun 30.maddesi uyarınca yersiz ödeme haline gelip gelmediği ile Kurumca davalıdan istirdadının mümkün olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır....
Kurumun istirdadını isteyeceği yersiz ödemenin kapsamını belirlemedeki irade serbestisi de, 5510 sayılı Yasanın 96. maddesi hükmünün, Kurumun yersiz ödemeden kaynaklanan alacakları konusunda süren uyuşmazlıklara uygulanması gereğini doğurmaktadır. Mahkemece "... 1479 sayılı kanunun 55. Maddesinin "Kurumca malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarından verilmekte olan aylıklar, ilgililer bu sebeple gerekli tahsis ve ödeme şartlarını yitirmiş olurlarsa durdurulur. Şu kadar ki, daha önce sağlanan yardımlara ilişkin giderler ilgililerden geri alınmaz."...
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi Davacı, çakışan SSK’lı süreler dışında 01.04.1992 tarihinden itibaren 2926 sayılı Yasa kapsamındaki Tarım Bağ-Kur sigortalılığın tespitini, haksız yere ödemek durumunda bırakıldığı 298,35 TL’lik ilaç bedelinin ödeme tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte iadesini, çakışan SSK’lı dönemde Bağ-Kur’a ödediği yersiz primin iadesini istemiştir. Mahkemece, uyulan bozma ilamı uyarınca, konusuz kalan sigortalılık tespitine ilişkin davacı istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, fuzulen ödenen 298,35 TL ilaç bedelinin ödeme tarihinden itibaren yasal faiziyle iadesine, çakışma döneminde yersiz tahsil edilen 688,12 TL primin ödeme tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte iadesine hükmedilerek, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir....
İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 31/05/2022 NUMARASI : 2021/508E - 2022/358K DAVA KONUSU : İtirazın İptali (Sosyal Güvenlik Hukukundan Kaynaklanan İtirazın İptali) KARAR : Yukarıda mahkemesi ile esas ve karar numarası yazılı dosya üzerinden verilen karara karşı istinaf başvurusunda bulunulmakla yapılan inceleme sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özet olarak; davalı T4 (İLKAY) 7527977 sigorta sicil numaralı Süleyman İlkay'dan dolayı Kurumlarından 3410117969 tahsis mumarası ile aylık almakta iken aylıklarının muvazaalı boşanma nedeniyle 17/10/2008 tarihi itibariyle kesildiği ve davalı tarafa 17/10/2008- 16/10/2012 süresinde 29.724,52 TL yersiz ödeme yapıldığının tespit edildiği, yersiz ödeme niteliği kazanan 53.136,15- TL aylık ödemeleri, 22.08.2019 tarih, 12231462 sayılı yazı ile işleyen yasal faizi ile birlikte davalıdan talep edildiği, davalı borçlunun herhangi bir ödeme bulunmadığı, kurum alacağının 27.08.2020 tarihinde 29,724,52 TL asıl alacak, asıl...
Takibe konu alacak, yersiz ödemelerin iadesine ilişkin olup sözkonusu alacak için ilamsız icra yolu ile takip yapılmasına engel olan bir kanun hükmü mevcut değildir. Zira alacaklı kurum , takip talebinde muayyen bir para alacağı talebinde bulunduğu zaman, icra müdürü bu alacağın doğmuş bir alacak olup olmadığını araştırmaya girmeden ödeme emrini tanzim cihetine gider. Bundan sonra ödeme emrine itiraz edilip edilmemesine göre hukuki süreç başlar. Borçlu ödeme emrine itiraz ettiğinde, alacaklı İİK'nun 68. maddesinde yazılı belgelere dayanmıyorsa, anılan yasanın 67. maddesi uyarınca itirazın iptali davası açabilir. Hatta alacağı anılan maddedeki belgelere dayalı olan alacaklının dahi İİK.'nun 67. maddesi uyarınca itirazın iptalini mahkemeden dava yoluyla istemesi mümkündür. Fazla veya Yersiz Ödemelerin Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelikin 13/1....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 24/12/2013 NUMARASI : 2012/393-2013/802 Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan yargılaması sonunda yerel mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dilekçesinde; Devlet Hastanesinde KBB. Uzmanı olan davalıya 01.01.2004-30.08.2005 tarihleri arasında iştirak ettiği 2428 Sağlık Kurulu Muayenesi nedeniyle hak ettiği performans puanı karşılığında kendisine döner sermayeden toplam 4.703,26 TL ödeme yapıldığını, sağlık kurulu muayenesine iştirak eden hekimlerin herbirinin performans puanı elde etmeyeceği yönünde kesin bir mevzuatın olmadığını belirterek, davalıya yersiz ödenen 4.703,26 TL'nin ödeme tarihinden itibaren yasal faiziyle tahsilini talep etmiştir. Davalı cevabında; kesin hüküm ve zamanaşımı nedeniyle ve kamu zararı bulunmadığından davanın reddini dilemiştir....
Somut olayda, davalının boşandığı eşiyle birlikte yaşadığı gerekçesiyle ölüm aylığı kesilmiş ve davalının sağlık giderlerinin yersiz ödeme olduğu gerekçesiyle tahsili için icra takibi başlatılmıştır. Davalı yasal süresi içerisinde takibe ve faizine itiraz etmiş, ayrıca kurum işleminin iptali için de dava açmıştır. Ankara 37.İş Mahkemesinin 2017/71 Esas sayılı dosyasında takibin dayanağı işlemin iptali için dava açıldığı, davalı tarafından açılan davanın reddedildiği ve kararın Bölge Adliye Mahkemesi 10.Hukuk Dairesinin 17/12/2019 tarih, 2019/79- 280 sayılı ilamı ile istinaf isteminin reddi üzerine temyiz edilmemesi nedeniyle 11/02/2020 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Ankara 37.İş Mahkemesi kararının kesinleşmesi nedeniyle kurumun 01/11/2008- 11/12/2015 tarihleri arasındaki sağlık giderlerinin yersiz ödeme olduğu iddiası yerinde görülmüştür....
aylık ödemesinden kaynaklanan 19.875,48 TL alacak, 2.826,02 TL alacak faizi, 6,00 TL masraf ve 0,30 TL masraf faizi olmak üzere toplam 19.881,75 TL alacağın davalı/... ...'...
Ağır Ceza Mahkemesindeki davanın sonucu beklenmeli, sonucuna göre sigortalılık süresi, prim ödeme gün sayısı ve prim borcu olmaması yönünden davacının yaşlılık aylığı şartları değerlendirilmeli, mevcut sigortalılık süresine göre yaşlılık aylığı şartlarının oluşmaması halinde 5510 sayılı Yasa m.96, (a) ve (b) bendlerine göre yersiz ödeme nedeniyle Kurum alacağı belirlenmelidir.” denilmiş,her ne kadar, mahkemece bozma ilamına uyulmuşsa da, bozma gereği tümüyle yerine getirilmemiştir....
Yine, yaş, sigortalılık süresi ile prim ödeme gün sayısı koşullarının yerine getirilmiş bulunması, ancak cüzi fark prim borcu olduğunun belirlenmesi durumunda, dönemin ekonomik şartlarına göre, prim borcunun cüzi bir tutar olup, bu tutarın Kurumca her zaman tahsilinin mümkün olduğu anlaşılabildiği taktirde, cüzi prim borcu bulunması nedeniyle aylık koşullarının oluşmadığı yönünde değerlendirme yapılmamalıdır. Mahkemece, Kurumdan yersiz sağlık harcamalarına ilişkin belgelerin (borç dönem ve tutarlarını belirtir, davacı adına tahakkuk ettirilen yersiz sağlık karnesi kullanımı ve sağlık giderine ilişkin borç tahakkuk cetvelleri, borç bildirim belgeleri) celbi sağlandıktan sonra, iade koşullarının oluşup oluşmadığı hakkında değerlendirme yapılmalıdır....